Kumpasın belgesini savcı kasada sakladı
‘Dijital veriler delil olamaz’ diyen TÜBİTAK görüşü savunmadan saklandı. Bilimsel mütalaada dijital verilerin geçerli olmadığı açıkça söylenmesine karşın, bu verilere dayanarak iddianame hazırlayan savcı, bu mütalaayı mahkeme heyetinden bile gizledi. TÜBİTAK yazısı, Fikret Seçen’in 7 Şubat 2011 tarihli talimatıyla Adli Emanete kaldırıldı. Yazının gizlenmesi o kadar önemliydi ki; savcı Seçen, ‘Dosyanın mühürlü torba ile kilitli dolaba kaldırıldığına dair tutanağın da kendisine ulaştırılmasını’ talep etti.
Sahte belgelerle iddianame
Eski Bilgi Güvenliği Müdürü Yücel Çipli soruşturma aşamasında TÜBİTAK’a yazı yazarak iddialara konu edilen dijital verileri sordu. TÜBİTAK sorulara 29 Kasım 2010 tarihli 640-35 sayılı yazıyla yanıt verdi. Ancak bu yazı Çipli ve avukatına iletilmek yerine, gizli damgası vurularak soruşturma savcısı Fikret Seçen’e gönderildi. Yazıda dijital verilerin delil olarak kullanılamayacağı belirtiliyordu. Savcı Seçen, bilimsel mütalaa gereği dijital verileri dosyadan çıkarmak yerine belgeyi sümenaltı etti ve sahte dijitallere dayanarak iddianame hazırladı.
Çipli, TÜBİTAK’a sorduğu soruların peşine düştü ve F-Tipi savcının kumpası ortaya çıktı. TÜBİTAK yanıtların gizli damgalı yazıyla savcı Fikret Seçen’e gönderildiğini söyledi ve Çipli’ye bilgi vermedi.
Bilirkişi raporu bile istenmedi
TÜBİTAK yazısının akıbeti ve içeriği ile savcılıktan bir türlü bilgi alınamayınca mahkemeden konunun araştırılmasını istedi. Bunun üzerine TÜBİTAK görüşünün adli emanette olduğu öğrenildi. Yazı, talep üzerine emanetten çıkarılarak avukatlara verildi.
Kapatılan Özel Görevli İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi de TÜBİTAK görüşünü göz ardı ettiği gibi bunun üzerine yapılan tüm bilirkişi taleplerini reddetti. Dosya hiç bir bilirkişi raporu alınmadan karara bağlandı.
Gölcük'te de onun imzası var
Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen savcı Fikret Seçen’in yetkileri 17 Aralık operasyonunun ardından kaldırıldı. Seçen özel görevli İstanbul Başsavcı Vekilliği’nden Gebze’ye düz savcı olarak atandı. Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada döşeme altındaki hard diskleri eliyle koymuş gibi bulan savcı da Fikret Seçen’di. Burada bulunan 5 Nolu hard disk yüzlerce komutanın tutuklanmasına neden olmuştu. Seçen, Ergenekon soruşturmasında da aktif olarak görev aldı.
Kritik tarih 20 Temmuz
İstanbul “Askeri Casusluk” davasında TÜBİTAK görüşüne karşın sahte dijitallerle mahkum edilen 43 subay özgürlük için Anayasa Mahkemesi kararını bekliyor. Yargıtay’da cezaları onanan subayların başvuruları 6 aydır yüksek mahkemenin gündemine gelmedi. Karar; 20 Temmuz’da başlayacak adli tatile yetişmezse, subayların esareti Eylül ayına kadar devam edecek, özgürlük umutları en az 2 ay ertelenecek.
'Karar derhal bozulmalı'
Belgeyi Aydınlık’a değerlendiren avukat İhsan Nuri Tezel; savcının kararı etkileyebilecek her belgeyi dava dosyasına eklemekle yükümlü olduğunu vurguladı: Lehte olan delilin savunmadan gizlenmesi “adil yargılama hakkının ihlalidir”. Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz davasında olduğu gibi bu dava da cezaları bozarak yeniden yargılama kararı vermesi gerekir.
Belge saklamanın cezası 7.5 yıl!
Kanunda gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek suç olarak tanımlanıyor. TCK’nın 281. maddesine göre “Gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla delilleri gizleyen kamu görevlisi 9 yıldan 7.5 yıla kadar hapis” ile cezalandırılıyor.
Haber: Özer Sürmeli
ulusalkanal.com.tr