MHP'den CHP'ye: 'Siyasi taciz' olarak anılacaktır
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "CHP’nin, anayasa değişikliği konusundaki tutumunu MHP Genel Başkanı Bahçeli üzerinden şekillendirmesi, en büyük politik yanlışlarından biridir. CHP'nin kendi tabanındaki sorun ve belirsizlikleri bir kenara bırakıp MHP'nin tabanına ulaşmaya ve MHP milletvekillerini etkilemeye dönük çalışması, siyasi sarhoşluk alametidir." ifadesini kullandı.
Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, 2010 Anayasa Referandumu ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle oluşan fiili durumun yarattığı yönetim anlayışının, 15 Temmuz sonrasında Türkiye'nin çözmesi gereken bir problem olarak ortaya çıktığını belirtti.
Bu çerçevede iktidar partisi ile MHP arasında varılan mutabakat sonucu Türkiye'de hükümet modelini yeni bir zemine oturtan anayasa değişikliği paketinin hazırlandığını hatırlatan Yalçın, CHP'nin başını çektiği çevrelerde bu değişikliğe ilişkin "bir dikta rejimine zemin hazırlayacağı, eyaletler sistemi getireceği" iddialarının ortaya atıldığını aktardı.
MHP'nin, anayasa değişikliğinde eyaletler sisteminin önünü açan düzenlemelerin olmaması için inisiyatif aldığını vurgulayan Yalçın, dünyada eyalet sistemini içermeyen cumhurbaşkanlığı sistemlerinin de olduğuna dikkati çekti.
Yalçın, Türkiye'nin şartlarına en uygun yönetim ve hükümet modelinin hayata geçirilmesi için, anayasa değişikliği görüşmelerinde MHP'nin üzerine düşeni yaptığına işaret ederek, partisinin, federatif yapıyı esas alan bir başkanlık sistemi, rejim değişikliği ve bölünme gibi ihtimalleri tamamen ortadan kaldıran bir süreci başlattığını, hatta bunları sonlandırdığını bildirdi.
MHP'nin hamlesiyle ortaya çıkan anayasa mutabakatı hayata geçirildiğinde, "müstevlilerin uluslararası kurumları koçbaşı gibi kullanarak girebileceği kapıların, milli iradeden ibaret çelik bir sürgü ile kapanmış olacağını" vurgulayan Yalçın, şöyle devam etti:
"Mevcut iktidar nasıl terörle müzakereden mücadele noktasına geldiyse, eyalet sistemine dayalı bir anayasadan da üniter devleti öngören bir anayasaya geçilmesi sağlanmıştır. Bu hakikate rağmen ana muhalefet partisi CHP, bugünlerde MHP'nin oynadığı müspet rolü perdelemek ve üniter devlete giden süreçte Türkiye'nin önünü tıkamak için vaziyet almıştır. CHP, gerek resmi açıklamaları ve gerekse parti olarak tutumuyla anayasa değişikliği teklifinin içeriğinden çok, MHP'nin tutumuna odaklanmıştır. Anamuhalefet partisi, MHP'ye kaybettiği inisiyatifi yeniden kazanmaya çabalamakta ve çözüm üretme noktasında yapıcı tavır sergileyen partimizin altını oymaya çalışmaktadır. Düne kadar açılımcı ve çözümcü politikaları eksik bile bularak bu konuda PKK'nin siyasi temsilcisi HDP'ye bile rahmet okutan CHP'nin, birden bire sureti haktan görünmeye başlayarak MHP'den daha milliyetçi parti görüntüsü verme gayreti bundandır."
Yalçın, MHP ve AKP'nin mutabakatı sonucu ortaya çıkan anayasa değişikliğinin Türkiye'yi bölme projesi olduğunu savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendi partisinden milletvekillerinin PKK'nın önerilerini, taleplerini Meclise taşıdığını unuttuğunu belirtti.
"CHP sürekli yağ yakıyor"
Kılıçdaroğlu'nun, 7 Haziran seçimleri öncesinde Hakkari'de yerel yönetimlere özerklik için söz verdiğini öne süren Yalçın, şu görüşlere yer verdi:
"CHP’nin bazı sözcüleri, bölücübaşı Öcalan'la MHP lideri Bahçeli'yi aynı kategoride gösterebilecek kadar öngörüsüz, ferasetsiz ve basiretsiz tiplerdir. Genel Başkanımız ile bölücübaşını aynı tasnife tabi tutmak, melekle şeytanı, katille masumu, zalimle mazlumu, halkın sevgilisiyle halk düşmanını aynı kefeye koymaktır. Dünün açılımcısı, hatta çözüm sürecinin en büyük destekçisi CHP, bugün sözde şahin politikası takip etmektedir. CHP aslında ne şahin ne atmaca ne de doğandır, olsa olsa ana muhalefete mahkum olmuş bir kukumav kuşudur. CHP, siyasetin duruma göre renk değiştireni, ideolojilerin çorbası, demokrasiye giden yolların modifiye şampiyonudur. CHP otomobilinde sürekli tamir görmekten ne baskı balata ne şanzıman ne de diferansiyel kalmıştır. CHP sürekli yağ yakmakta, aşırı derecede yakıt harcamaktadır. CHP, rektifiye görmekten asıl kalıbını yitirmiş külüstür arabaya dönmüştür. Demokrasiye giden yollarda CHP'nin türünden araba kalmamış, hepsi de trafikten kaldırılmıştır. Ama CHP, hala trafiği ihlal etmektedir. Bu sebeple halk, kendi adını taşıyan bu şaşkın partinin vesaitine binmektense yaya gitmeyi yeğlemektedir. Dün Öcalan’ın taleplerini Meclise taşıyanların bugün ulusalcı kesilmeleri, iki yüzlü politikadan başka bir şey değildir.
CHP, Öcalan’la Öcalancı, çözümcü ile çözümcü, 15 Temmuz’dan sonra da güya üniterci olmuştur. Yarın ne olacağı ise belli değildir. CHP, merhum İnönü’den beri böyledir. Atatürk’ün ölümünden sonra CHP pusulasını yitirmiş, partinin politika tekerlekleri patlamıştır. Hitler Avrupa’yı sallarken CHP nasyonalist olmuş, Sovyetler Birliği güçlü iken de ortanın soluna kaymıştır."
Yalçın, Suriye konusunda Türkiye'nin politikalarını tenkit eden CHP'nin, bugün MHP'nin haklılığı ve hakkını teslim etmek yerine inkarcılığın dayanılmaz şehvetine kapıldığını savunarak, Fırat Kalkanı Harekatı'nın Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması yanında, Türkiye'nin güney sınırlarının güvenliği için de hayati önemde bir harekat olduğu gerçeğinin, Anamuhalefet partisinin inkar etmesinin manidar olduğunu ifade etti.
-"Anahtar MHP'nin kapısına uymaz"
Yalçın, CHP'yi çıkmaza sürükleyen asıl meselenin, dış politikadaki yanlış tespitlerinden çok, siyasi rakipleriyle ilgili tavırları olduğunu bildirdi.
Yalçın, şunları kaydetti:
"CHP’nin, anayasa değişikliği konusundaki tutumunu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli üzerinden şekillendirmesi, en büyük politik yanlışlarından biridir. CHP'nin sözcüleri anayasa değişikliği konusunda MHP liderinin ve partimizin sergilediği tutumun, sahadaki MHP'liler tarafından beğenilmediğini öne sürmekte, akıllarınca MHP tabanına yaltaklanarak siyasi cilve yapmaktadır. CHP’nin kendi tabanındaki sorun ve belirsizlikleri bir kenara bırakıp MHP'nin tabanına ulaşmaya ve MHP milletvekillerini etkilemeye dönük çalışması, siyasi sarhoşluk alametidir. CHP'nin MHP tabanına ve milletvekillerine yönelik mesajları, kafayı bulup evin kapısını şaşıran sarhoşun başka kapıyı açmaya çalışmasına benzemektedir.
CHP'liler, sosyalizm furyasından kalma ilkel anahtarlarının, MHP’nin kapısına uymayacağını bilmelidir. CHP, Anayasa değişikliği konusunda kendi partisinin milletvekillerine bakmalı, kendi tabanının sesine kulak vermelidir. Her türlü tahrike başvurarak partimiz ve MHP milletvekillerimiz üzerinde mahalle baskısı kurmaya çalışmamalıdır. Aksi takdirde ana muhalefet partisinin MHP’yle ilgili yaklaşımları, Türkiye’nin meselelerine ayılamamaktan kaynaklanan 'siyasi taciz' olarak anılacaktır."