Suikast girişimi davasının ikinci duruşması başlıyor

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşması 24-28 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Abone ol

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına 24 Nisan'da devam edilecek.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince, adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle daha uygun olan Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'nda görülen davanın ikinci duruşmasıyla yargılama sürdürülecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 25 kişi ile Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün de müdahillik talebi kabul edilen davanın, 24 Nisan'da başlayacak ve 5 gün süreceği öngörülen ikinci duruşmasında mahkeme heyeti tanıkları dinleyecek.

Olaya ilişkin bilgi ve görgülerinin tespiti amacıyla İzmir'deki askeri birliklerde görevli oldukları anlaşılan tanıklar Bahattin Akgül, Murat Bağ, Hakan Yukarki, Serkan Çoban ve Yasin Sağkol, duruşmanın ilk günü dinlenecek.

Beyanlarda isimleri geçen ve tanık olarak dinlenmeleri talep edilen Muğla Valisi Amir Çiçek, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Yavuz Özfidan ise 25 Nisan'da mahkeme heyetine darbe girişimi gecesi yaşananları anlatacak. Aynı gün İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın soruşturma aşamasında "Şapka" ve "Kuzgun" kod adlarıyla gizli tanık olarak konuşan ve kovuşturma aşamasında kimliklerini açıklayanlar da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bulundukları ceza infaz kurumundan ifade verecek.

Dinlenmeleri talep edilen Murat Selçuk Çol, Emin Keskin, Fethi Şahbaz'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Başyaveri Ali Yazıcı'nın ifadelerinde "Yarbay Emin" olarak geçen ve Emin Güven olduğu anlaşılan sanığın da 26 Nisan'da tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna SEGBİS ile bağlanılarak ifadesi alınacak.

İlk duruşmada tutarsız ifadeler öne çıkmıştı

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın 20 Şubat'ta başlayıp 11 Mart'ta tamamlanan ilk duruşmasında, 2 ve 3 numaralı sanıklar eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve binbaşı Şükrü Seymen ile aralarında Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" olarak anılan eski astsubay Zekeriya Kuzu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski yaverlerinden Ali Yazıcı, eski Deniz Hava Üs Komutanı tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın da bulunduğu 44 sanığın savunması alınmıştı.

Duruşmada, sanıkların büyük bölümü emniyet ve savcılıkta verdikleri ifadelerle çelişkili beyanlarda bulunmuştu.

Davanın iki numaralı sanığı olan ve suikast timini helikopterden yönettiği belirtilen Sönmezateş, görevi kendisine Semih Terzi'nin verdiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "derdest" ederek Ankara'ya götürmek için Marmaris'e gittiklerini öne sürmüştü.

Suikast girişimi sırasında Özel Kuvvetler ekibinin başındaki isim Şükrü Seymen ise Sönmezateş'in kendisine "Türk Silahlı Kuvvetleri emir komutasında darbe yapıldı, biz de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sağ ele geçireceğiz." dediğini aktarmıştı.

Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibinin başındaki Taner Berber de 15 Temmuz'da Sönmezateş'in telefonla arayarak havalimanından kendisini aldırmasını istediğini ileri sürmüştü. Berber, Marmaris'te polislerle karşılaşana kadar olayın içeriğini bilmediğini iddia etmişti.

"Menfez paşası"ndan tutarsız ifadeler

Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ'nün "üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu ise duruşmada önceki beyanlarıyla çelişen ifadeler verdi. Emniyet ve savcılıktaki ifadelerini mahkemede reddeden Kuzu, daha önceki anlatımlarının "senaryo" olduğu ve kendisinin kurguladığını savunmuştu.

"Darbe girişiminden bilgim yoktu, sosyal medyadan görmedim. Telefonum açıktı ama şarjı çok azdı fazla kullanmadım." diyen eski pilot yüzbaşı Ali Aktürk'ün, suikast girişiminin ardından telefonla konuştuğu hem kendisi hem de diğer sanıkların ifadelerine yansımıştı.

Aktürk, savunmasında, yakıt ikmali yapamayınca Ünal Coşkun ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirtmişti. Dalaman'daki boş bir araziye indikleri sırada birlik komutanı eski tuğgeneral Ünsal Coşkun ile Aktürk'ün görüştüğünü sanıklardan helikopter pilotu eski yarbay Davut Uçum da dile getirmişti.

"Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?"

Davanın kilit isimlerinden birisi olarak değerlendirilen ve saldırının ardından araziye çıkan darbeci askerlere, "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunu yönelttiği tanık beyanları ve iddianamede geçen eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı yüzbaşı İsmail Yiğit de ilk duruşmada böyle bir cümle kullanmadığını öne sürmüştü.

Bu iddiayı Zekeriya Kuzu'nun dillendirdiği savunan Yiğit, "Kuzu'nun daha önceki ifadelerinde suçladığı 55 kişinin 40'ı şu anda serbest durumda. Araziye çıktığımızda bazı kişilerde duyma kaybı olduğu söyleniyordu. Zekeriya Kuzu'ya işitme testi yapılmasını talep ediyorum." ifadelerini kullanmıştı.

Birinci ve ikinci pilot birbirlerini yalanladı

Helikopter ikinci pilotu eski üsteğmen Haydar Murat Özden, Marmaris'e personeli bıraktıktan sonra iniş yaptığı Bodrum Imsık Meydanı'nda televizyona bakınca ülkede neler yaşandığı konusunda bilgi sahibi olduğunu iddia etmişti.

Helikopterin birinci pilotu Zeki Göçmen, telefonunu kapattırdığı için ülkede olan bitenden haberdar olmadığını öne süren Özden'i yalanlamıştı. Göçmen, mahkeme heyetine, "Haydar'ın telefonu kapalı değildi. Gideceğimiz koordinatın telefonla fotoğrafını çekerek tablet bilgisayara aktardı." ifadelerini kullanmıştı.

Birinci pilot ile ikinci pilotun ters düştükleri başka bir konu ise Imsık Meydanı'na inen 2 helikopterin bataryaları sökülerek hava araçlarının kullanılmaz hale getirilmesi olmuş, Özden, bataryaları kendisinin söktüğünü iddia ederken, Göçmen bu işlemi başkasının yaptığını savunmuştu.

Özel Kuvvetler ekibinden eski yüzbaşı Mehmet Öztürk de polis ve savcılık aşamasında söylediği "Otele giriş yaptıkları sırada polislerce 'dur' ihtarı yapıldığı" ve "İsmail Yiğit'in el bombasını içeriye attığı düşüncesinde olduğu" ifadelerini mahkemede kabul etmemişti.

KPSS sorusuna cevap veremedi

Davanın sanıklarından eski yüzbaşı Mustafa Serdar Özay, birinci derece yakınları arasında KPSS soruşturmasında tutuklu birinin bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu yanıtsız bırakmıştı.

Özay'ın, "Benim ve hiçbir yakınımın bu yapıyla bir bağlantısı yoktur. Ağabeylerim bu yapının mağdurları arasındadır." sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, sanığa, "Birinci derecede yakınlarınız arasında KPSS soruşturmasında tutuklanan var mı?" sorusunu yöneltmişti. Özay, bu soruya cevap vermek istemediğini bildirmişti.

Yalan savunmaya mahkeme başkanından tepki

Darbeci askerleri almak için geri dönen ancak polisin yoğun ateşi sonucu bunu başaramayan Sikorsky helikopterin birinci pilotu eski albay Ali Aktürk'ün çelişkilerle dolu savunması ise Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ'un bile tepkisini çekmişti.

Ülkede olağanüstü saatler yaşanırken "şarjı az olduğu için" telefonuna bakmadığı ve sosyal medyayı takip etmediğini iddia eden Aktürk, ailesinden kimsenin kendisini arayarak durumu hakkında bilgi almadığını ileri sürmüştü.

Sanığın bu sözleri üzerine Baştoğ, 15 Temmuz 2016'da saat 21.30'dan itibaren olağan dışı şeyler olmaya başladığını ve herkesin bunu merak ettiğini anımsatarak, "Köylü Mehmet ağanın bile durumdan haberi oluyor, duyuyor. Siz hiç mi merak etmediniz, bakmadınız. Eşiniz, kardeşiniz, oğlunuz, kızınız 'Öldün mü, sağ mısın?' diye merak edip arayıp sormadı mı?" sorusunu yöneltmişti. Aktürk, soruyu, "Havadaydık telefonum cebimde değildi." şeklinde yanıtlamıştı.

Mahkemede savunma yapan SAT, MAK ve Özel Kuvvetlerin eski üyelerinin benzer ifadeler vermeleri dikkati çeken başka bir nokta olmuştu. Eski SAT ekibi başından sonuna kadar Marmaris görevindeki hedefi bilmediklerini iddia ederken, Özel Kuvvetler ekibi ise görevlerinin "Cumhurbaşkanını sağ salim teslim alarak güvenli bir yere götürmek" olduğunu savunmuştu.

Tutuklu yargılanmalarına karar verilmişti

Davanın ilk duruşması sonunda mahkeme heyetince açıklanan ara kararda, sanıkların üzerilerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, olay tutanakları, otopsi ve kriminal raporlar, yakalama ve el koyma tutanakları, görüntü ve radar kayıtları, tüm soruşturma dosyası ile sanık savunmaları kapsamında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin mevcut olduğuna işaret edilmişti.

Tanıkların henüz dinlenmemiş ve delillerin tamamen toplanmamış olması, bu kapsamda tanıklar üzerinde baskı kurulması ve delillerin karartılma ihtimali bulunduğu belirtilen ara kararda, şunlar kaydedilmişti:

"Sanıklara atılı suçlara ilgili yasa maddelerinde öngörülen ceza miktarlarına göre sanıkların kaçma şüphesi altında bulunmaları ve bu itibarla adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacak oluşu ve tutuklamanın ölçülü bir tedbir olması göz önünde bulundurularak, tüm sanıkların ve sanık müdafilerinin tahliye taleplerinin ayrı ayrı reddi ile tüm sanıkların ayrı ayrı tutukluluk halinin devamına karar verildi."

İddianame

İddianamede, sanıkların, "Cumhurbaşkanına suikast", "anayasayı ihlal", "yasama organına karşı suç", "hükümete karşı suç", "silahlı terör örgütü yöneticisi olma", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", "zincirleme şekilde silahla tehdit", "Cumhurbaşkanına hakaret", "zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret", "kamu malına zarar verme", "mala zarar verme", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali" ve "nitelikli yağma" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.

Saldırıyı gerçekleştiren FETÖ'nün "suikast timi"ndeki biri firari 37 asker için en az altışar kez ağırlaştırılmış müebbet talep ediliyor.

Davanın üçüncü duruşmasının ise 5-9 Haziran tarihlerinde yapılması planlanıyor.

Emine Ayna'ya 27,5 yıla kadar hapis istemi Gündem Sosyal medyada terör propagandasına tutuklama Gündem FETÖ sanığına 6 yıl 3 ay hapis Gündem Mardin'deki terör operasyonu Gündem