Çelik: Hazine yurt içi, yurt dışı fonlara kaynak aktarabilecek
Hazine Müsteşarı Çelik, torba kanun tasarısı ile Hazinenin yurt içi, yurt dışı fonlara kaynak aktararak önemli bir fonksiyonu icra edeceğini söyledi.
Hazine Müsteşarı Osman Çelik, alt fonlara kaynak aktarma noktasında Torba Kanun kapsamındaki düzenlemeyle beraber Hazine'nin yurt içi ve yurt dışı fonlara kaynak aktararak melek yatırımcılık ve girişimcilik sermayesi fonlarının desteklenmesinde önemli bir fonksiyon icra edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortaklığında "İnsani Finans" temasıyla düzenlenen Küresel Katılım Finans Zirvesi (Global Participation Finance Summit-GPAS İSTANBUL) kapsamında "İstikrarlı Büyüten 'İnsani' Bir Ekosistem Yükseliyor" başlıklı panel gerçekleştirildi.
Hazine Müsteşarı Çelik, panelde yaptığı konuşmada, yenilikçilik ve girişimciliğin ekonomik büyümeyi teşvik etmek, istihdam sağlamak, toplumsal refahı artırmak, dinamizm kazandırmak, yeni piyasalar oluşturmak açısından önem arz ettiğini bildirdi.
Osman Çelik, girişimcilerin sağlıklı bir ortamda, özgür düşünce ortamında kendilerini ifade etmelerinin önemini vurgulayarak, girişimcilik açısından bir ekosistemi oluşturmanın önemli olduğunu anlattı.
Hazine Müsteşarlığı olarak girişimcilik ekosisteminin iyileştirilmesini önemsediklerini ve önünün açılmasına yönelik faaliyette bulunduklarını aktaran Çelik, “Hazine Müsteşarlığı’nın Meclis'te bekleyen bir tasarısı var. Dün itibarıyla Meclis'ten madde geçti ama Torba Kanun ile duyurulacak. Bu alt fonlara kaynak aktarma olayı. Hazine olarak biz üst fonlara kaynak aktarabiliyoruz ama alt fonlara kaynak aktarma noktasında bir takım mevzuat engelleri vardı. Bu düzenlemeyle beraber Hazine yurt içi, yurt dışı fonlara kaynak aktararak melek yatırımcılık ve girişimcilik sermayesi fonlarının desteklenmesinde önemli bir fonksiyon icra etmiş olacak.” diye konuştu.
Çelik, Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) piyasaya sağladığı kaynağın Türkiye ekonomisinin büyümesine olumlu etki ettiğini kaydetti.
Kalkınma Bankası’nın yeniden yapılandırmasının söz konusu olduğunu anımsatan Çelik, Kalkınma Bankası’nı daha net kurumsal yapı olarak güçlendirmek, görev alanını genişleterek farklı enstrümanlarla sermaye piyasasında işlem yapabilmelerini sağlamak, yatırım bankacılığı alanında sermayesini güçlendirmek, teknoloji ve yenilik odaklı şirketlere finansman sağlayabilecek yapıya kavuşturmak üzere mevzuat çalışmasını tamamladıklarını söyledi.
Çelik, halkın faizsiz finansa ilgisinin olduğunu anlatarak, müsteşarlık olarak buna katkı vermeye devam edeceklerini dile getirdi.
"Türk şirketleri Avrupa'da hisse senedi satabilecek"
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş ise dünyaya entegre olabilmek için Kurul tarafından yapılan reformları anlatarak, otomatik ve gönüllü bireysel emeklilik sisteminden, katılım bankacılığından, kitle fonlamasından bahsetti.
Vergi konusunda son dönemde sektörü teşvik eden çok ciddi düzenlemeler yapıldığını dile getiren Ertaş, SPK tarafından 2016'da şirketlere yaklaşık 350 milyar liralık ihraç izni verildiğini, bu yıl sonu itibarıyla bu tutarın 500 milyar lirayı geçeceğini bildirdi.
Ertaş, 2000'de 87 trilyon dolar olan küresel borç stokunun 2007'de 142 trilyon dolara, 2014'te 199 trilyon dolara ulaştığını, söz konusu rakamın bugün itibarıyla 225 trilyon dolara yükseldiğini söyledi.
Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılasına oranla kamu borcunun OECD ve AB ülkelerine göre çok düşük olduğunu dile getiren Ertaş, bu alanda iyi durumda olduklarını aktardı.
Ertaş, son yıllarda SPK tarafından pek çok düzenleme yapıldığını kaydederek, özellikle katılım finansa dayalı finansal araçlara pozitif ayrıcalık yaptıklarını bildirdi.
Çok önemli bir düzenlemeyi daha hayata geçirdiklerini aktaran Ertaş, "Türk şirketleri SPK'dan izin alarak Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde hisse senedi satabilecek. Bu Türkiye'nin AB'ye sermaye piyasaları alanında girmesinin çok açık bir işareti. Bizim regülasyonlarımız onlarla eşit düzeyde. SPK izniyle AB'nin 28 ülkesinden herhangi birinde gidip şirketlerin hisselerini satabilirler. Bunu dünyada alan ikinci ülke biziz." ifadelerini kullandı.
Ertaş, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesini hızlandırarak İstanbul'u önemli finans merkezlerinden yapacaklarını bildirdi.
"Halka arzların artması katılım finansı besleyecek"
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ da "Borsa, konsepti itibarıyla katılım finansa, paylaşmaya dünyadaki en uygun konsept." dedi.
Katılım finans alanında hem ürün hem kurum bazında aktif çalışmaya devam ettiklerini dile getiren Karadağ, bu kapsamda yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Karadağ, finansın, ticaretin ve sözleşme hukukunun bir ürünü olduğunu kaydederek, İslami finanstan bahsedebilmek için temel parametrelerinin sağlam olması gerektiğini söyledi.
Borsa olarak Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu'nda da çalıştıklarını aktaran Karadağ, faizsiz finans ile ilgili bir danışma kurulu kurulmasının çok önemli olduğunu anlattı.
Karadağ, Borsa İstanbul'un ve platformlarının insani veya katılım finansı usüllerine göre tekrar dizayn etmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarını anlattı.
Borsa'da halka arzların artmasının insani ve İslami ürünleri, katılım finansı çok besleyeceğini belirterek, özellikle nitelikli Anadolu şirketlerinin gelmesinin önemli olduğunu bildirdi.
“Katılım bankacılığı alternatif bir model”
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, dünyada karşılaşılan krizlerin temelinde paylaşım adaletsizliği ve haksızlıkların bulunduğuna işaret ederek, adil paylaşımı sağlayan ve çatışma doğurmayan bir sisteme ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Akben, katılım bankacılığının bu ihtiyaca cevap verilmesi ve krizlere karşı alternatif bir model oluşması gerektiği gerçekliğinden hareketle ortaya çıktığını ifade etti.
Dünyada insani ve vicdani olanı hukuk ile örtüştürebilmek noktasında katılım bankalarına önemli rol düştüğünü belirten Akben, paylaşımı esas alan katılım bankacılığı sisteminin konvansiyonel sistem ve ürünlerin kötü bir taklidi olmaktan ziyade kendi doğrularını ve modelini ortaya koyması gerektiğini bildirdi.
Katılım bankalarının girişimciliğin desteklenmesinde öncü rol üstlenmesi gerektiğini belirten Akben, bunun sistemin gerçek ticaret ve insani değerler üzerine oluşmasını sağlama açısından önemli olduğunu dile getirdi.
Akben, Türkiye’de yüzde 5 civarında olan katılım bankacılığı payının normal olmadığını ve bunu büyütülmesi gerektiğini kaydetti.
İstanbul Finans Merkezi projesinin ve İslami finansın gelişmesinin Türkiye’ye dünyadan yatırım çekilmesi bağlamında önem arz ettiğini vurgulayan Akben, “Ancak bu sadece bankacılıkla olacak iş değil. Finans ekosistemindeki bütün kuruluşların yanında şirketlerimizin de bu hassasiyet üzerine dikkatlice kendilerini ortaya koymaları lazım.” yorumunu yaptı.
"Kamu katılım bankacılığına bütün gücüyle destek veriyor"
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Denetleme Kurulu Üyesi Orhan Aydın, gelecekte katılım bankacılığı sistemi içinde yer alacak insan kaynağının yetişmesi açısından yüksek öğretimin çok dinamik olduğunu söyledi.
Son dönemde üniversitelerde katılım bankacılığı alanında bölümler açıldığını, müfredatta ilgili derslerin yer almasının sağlandığı, çok sayıda lisans üstü tez hazırlandığını aktaran Aydın, YÖK olarak bu alanda üniversitelerden gelen yeni program açma isteklerine hep olumlu yaklaştıklarını ifade etti.
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku ise kamunun katılım bankacılığına bütün gücüyle destek verdiğini belirterek, sektörün geleceğinden umutlu olduğunu kaydetti.