CFR tehdit etti: Münbiç'e dokunursan Türkiye karışır
Gölge Dışişleri olarak bilinen CFR’nin raporunda, ABD’nin Türkiye ve terör örgütü PKK arasında doğrudan arabulucu olması ve Ankara’ya özel temsilcisi göndermesi gerektiği işlendi. CFR, Türkiye’nin Suriye’de Kürt devletini kabul etmesi için diplomatik çabalara da hız verileceğini duyurdu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin El Bab’ta kontrolü sağlamasının ardından gündemine Münbiç’i alması Washington’da endişeye neden oldu. ABD kamuoyunda “Gölge Dışişleri” olarak bilinen Dış İlişkiler Konseyi (CFR) son raporunda strateji değişikliğine gidilmesini önerdi. CFR, Trump yönetimini terör örgütü PKK/ PYD ile Ankara arasında arabuluculuk için harekete geçmeye çağırdı. Mevcut pozisyonda ABD yönetiminin 4 seçeneği bulunduğunu ifade eden CFR, bunları “PYD’ye desteği arttırmak, PYD’yi süreçten dışlamak, ABD’nin etkinliğini sınırlandırarak inisiyatifi Rusya’ya bırakmak ve Obama yönetiminden kalan statükoyu devam ettirmek” olarak sıraladı.
‘MÜNBİÇ’E DOKUNURSAN TÜRKİYE KARIŞIR’
“Suriye’nin kuzeyinde ABD ve Türk çıkarlarını kaynaştırmak” isimli raporun senaryolarında Türkiye’nin iç savaş ve teröre destek ile tehdit edilmesi dikkat çekti. PYD’ye Münbiç’te müdahale edilmesi durumunda Türkiye’nin karışacağını iddia eden CFR, Ankara’nın terör örgütü PYD’ye askeri baskı uygulaması ya da müzakere masasını terk etmesi halinde Batılı liderler tarafından “teröre destekle” itham edileceğini belirtti. Türkiye’de yükselen ABD ve NATO karşıtı eğilimlerin bu tip adımlarla güçleneceğini dile getiren CFR, Washington’un Ankara çizgisini kabul etmesi durumunda ise uzun vadede Ortadoğu’daki partnerini koruyacağını ancak IŞİD’le mücadelenin sekteye uğrayacağını satırlarına ekledi. CFR, ABD’nin sahadaki varlığını kısıtlaması durumunda da Moskova’yla yakınlaşması gerektiğini kaydetti. Obama yönetimin IŞİD’e karşı uygulamaya çalıştığı Rus ve Amerikan ortak operasyonlarının senaryo dahilinde yeniden gündeme geleceğini ifade eden CFR, İdlip merkezli Nusra’ya karşı yine Ankara ve Moskova ile iyi ilişkilerin kurulması gerekeceğini duyurdu.
‘ABD, PKK TEMSİLCİSİ GÖNDERSİN’
Aydınlık'ın haberine göre, ABD merkezli kurum, bahsi geçen senaryoların tamamın riskli olduğuna dikkat çekerken Trump yönetimi için 4 adımlı Türkiye politikası önerdi. İlk adımda ABD’nin Türkiye ile terör örgütü PKK’yı yeniden masaya oturtmak zorunda olduğunun altını çizen CFR, Washington’un Ankara’yı “Askeri yardıma paralel olarak diplomatik baskıyla” ikna edeceğini iddia etti.
Türkiye’nin olumsuz yaklaşacağı peşinen belirtilen raporun ilgili bölümünde şu satırlara yer verildi:
“ABD, (PKK ve Türkiye) arasında doğrudan arabulucuk önerirken PKK’ya karşı doğrudan askeri istihbarat paylaşmını arttırmalı... İsithbarat paylaşım anlaşmasını hızlandırmak için ABD, tıpkı Bush yönetiminin 2006 yılında General Joseph Ralston’ı gönderdiği gibi Türkiye’ye özel askeri temsilci atamalıdır... Ankara, ABD’nin Kürt meselesine önerisine muhtemelen olumsuz yaklaşacaktır.”
‘PYD İÇİN DEVREYE GİRELİM’
‘Gölge Dışişleri’ olarak bilinen CFR, Türkiye önerilerinin iki maddesini de terör örgütü PYD’ye ayırdı. PYD’nin Türkiye’nin desteklediği unsurlara karşı tek taraflı ateşkes ilan etmesi gerektiğinin altını çizen raporda ABD’nin IŞİD’le Mücadele
Özel Temsilcisi’nin bu süreçte yer alabileceği öne sürüldü. CFR, Beyaz Saray’ın da bu çabaların karşılığı olarak PYD’nin Suriye müzakerelerinde yer alması için devreye girmesi gerektiğini savundu.
‘TÜRKİYE’YE BRİTANYA MODELİ’
Terör örgütü PYD’ye verilen askeri yardımın politik süreçlerin başlamasıyla askıya alınması gerektiğini kaydeden CFR, “Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon sessizce muhalefet liderlerine, Suriye hükümetine, ABD müttefiklerine ve
partnerlerine merkezi olmayan (decentralize) bir Suriye’yi desteklediğini belirtmelidir”
diye yazdı. ABD’nin bölge politikasının “devlet altı aktörlerle çalışmak” olduğunu hatırlatan CFR, bu kapsamda Trump yönetimin PYD’nin de dahil olduğu tüm Kürt unsurlarıyla Suriye’nin geleceğini konuşmasını önerdi.
Ankara, Şam ve Tahran yönetimlerinin bu plana karşı çıkacağını aktaran kuruluş, Türkiye’nin iknası için Britanya modelinin bölgeye uygulanabileceğini şu ifadelerle savundu:
“Müzakere süreçlerine dahil olan diplomatlar, yerel birimlerin parlamentonun kurallarına bağlı olacağı ve bu birimlerin Türk devletine karşı bağımsızca harekete geçmekten men eden bir modeli hükümetin önüne koymalı. Belki bu model, hükümetin tekliğini esas alan Birleşik Krallık modeline dayanabilir.”
ulusalkanal.com.tr