İşte İmralı'daki Apo -2
Abdullah Öcalan, İmralı'daki sorgusunda devlete hizmet aşkıyla görev istiyor. "Apo bu değil, hizmetin olacak, milyonlarca insanın gücünü ilaç gibi kullanacağız" diyor. Emir eri gibi çalışacağını söylüyor. Bilinenden çok farklı bir tavırla "En büyük hizmet tutkusu bendedir" diyor. İşte İmralı'da, Albay Hasan Atilla Uğur karşısındaki Öcalan...
-En büyük hizmet tutkusu bendedir.
-Devlet bana hizmet imkanı verirse, inanılmaz şeyler ortaya çıkacak.
-Apo bu değil. İş yapacağım, hizmetim olacak, milyonlarca insanın gücünü ilaç gibi kullanacağız.
İşte devletin eri olmaya hazır olan Öcalan.
-Neden ben devletle birleşmeyeceğim, ben neden devletin bir eri olmayayım?
-fazilet hatada ısrar etmemektir. Benim aslında bakarsanız 'aman ben zordayım bana elinizi uzatın' dediğimi görürsünüz.
Öcalan, sorguyu yapan Albay Hasan Atilla Uğur'a arkadaşlarını da ikna etme sözü veriyor.
-Arkadaşlara söyleyeceğim olduğu gibi Türkiye ile birlikte yürüyün diyeceğim. İddiaların, eylemlerin çoğunu kabul ediyorum." (Ayd. 24 Aralık)))
Öcalan, "beni ezmeyin" diye Genelkurmay'a mesaj veriyor. Kendisine aracılık edenin ise Tayfun Taliploğlu.
-Tayfun Talipoğluna söyledim… Kendisi şahidimdir… 'Genelkurmay'a söyleyin beni fazla ezmeyin lütfen' dedim.
Devlete hizmet sözü veren Abdullah Öcalan, verilecek bütün emirlere hazır olduğunu belirtiyor.
-Devletin hizmetinde dev gibi bir demokratik çalışmayı şimdi yapabilirim. Şimdi bunu yıkmaya çalışıyorlar aslında. Asılsam bile size her zaman teşekkür edeceğim.
-Eğer devlet bana hizmet imkânı verirse, çok açık söylüyorum, inanılmaz gelişmeler ortaya çıkacak. Ben dün şeyi söyledim, yani Doğudaki halkın Cumhuriyetin taze bir kanı haline getirilmesidir.
Açılım sürecinde kahramanlaştırılan, AKP iktidarına rehberlik eden Öcalan'ın sözleri ibretlik! PKK Lideri, devletin akıllı bir eri olacağının garantisini veriyor.
-Gel şunu yap deyin, bu benim için emirdir…. "Ben devletin.. oldukça akıllı bir eri gibi çalışacağım.." "…Devletin adamı olmak da çok büyük bir onurdur…" "…İğne ucu kadar hizmetim olursa ne mutlu bana.." "…Hiçbir şey istemiyorum, rütbe, şu, bu, istemiyorum. Sadece çalışma imkanı istiyorum."
-Ben eylemlere yüzde 90 karşı idim. En büyük hizmet tutkusu bendedir. Apo bu değil. İş yapacağım, hizmetim olacak, milyonlarca insanın gücünü ilaç gibi kullanacağız.
Öcalan sorgusunun bir bölümü de örgütün diğer üst düzey kadrolarıyla ilgili. İşte Öcalan'ın ağzından Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan ve Duran Kalkan ile ilgili görüşleri...
-Bir Cuma'ya (Cemil Bayık), bir Botan'a karşı, bir bizim Osman'a karşı, bir Ebu bekir'e karşı, Ali Haydar Kaytan'a karşı. bir Duran'a karşı, Duran Kalkan'a yürüttüğüm mücadeleyi küçümsememek lazım. Korkunç adamlardır.
-Şİmdi bunların zayıf kısmı şudur. Hepsinin yalnız Osman değil, bütün merkez, eğer gerçekten ben olmasam örgütü terk edebilirler… Cuma (Cemil Bayık) bana göre yani fazla politik değil, parmaklarında oynatırlar, farkında bile olmaz…
Öcalan Kürt halkının kendine taptığını düşünüyor. Milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyip, kullanacağını iddia ediyor.
-PKK ile savaşmak demek, PKK'nın merkezi ile savaşmak demek, devleti anlamayanlarla savaşmak demektir. Şunun için bunları söylüyorum, devlet de savaştı tabii ama ben de PKK ile savaştım. Ve şimdi benim yapacaklarım var, milyonlar var. Mecnun gibi tapıyorlar.. Peygamber gibi...
Abdullah Öcalan için PKK içinde iktidarını korumak oldukça önemli. Suriye günlerine ilişkin örneği ise oldukça ilginç.
-Ben, Suriye'de benden sonra oynayabilecekleri tek bir adam bırakmamaya dikkat ettim… Cemil Esad ile dirsek temasına girdim; çünkü nerede ise ayağımı kaydırıyorlardı. İşte o zaman tedbirimi aldım… Suriye alternatif bulamadığı için bana mecbur kaldı.
-Kardeşim Ferhad kod Osman'ı Isfahan'a çekmeye çalıştılar. 93'ten beri be bunlarla mücadele ediyorum. Cuma'yı kontrol altına almak için çalıştım. Talabani'nin onun üzerinde çok çalışması vardı.
PKK'nın yaptığı eylemler, sorguda Abdullah Öcalan'ın karşısına çıkıyor. Öcalan bütün suçu, PKK'nın lider kadrosuna yıkıyor.
-… bizim içimizde de sapık adamlar oluk oluk kan akıttılar. Binlerce bizim insanlarımızı ve askerleri katlettiler. Anlamsızdı. Ben şiddet yüzde 95 hata idi demiştim. Şimdi avukatlar gelmişler buna karşı çıkıyorlar ve o 'yüzde doksan beşe de sahip çık' diyorlar. Ben bunu yapamam.
Albay Hasan Atilla Uğur'un karşısındaki Öcalan, ne PKK'yı tanıyor, ne de örgütün bugüne kadarki politikalarını! Öcalan, PKK'nın silahlı kanadını ve Merkez Konseyi'ni dağıtmayı vaadediyor.
-"Bütün örgüt tektir. Merkez Konseyi, silahlı olanları da dahil, bakın bir altı ay verin, ben hallederim. Gerçi onlar biraz ütopiktirler ama hallederim.
Öcalan o sırada, sanki eylemleri gerçekleştiren örgütün başkanı değil. Sorguda, PKK'nın bütün fikirlerinin yeniden ele alınması gerektiğini belirtiyor.
-Bu Kürtçülük konusunu halledeceğim.
Abdullah Öcalan'ın çözüm için gösterdiği adres yine kendisi.
-"… bütün örgütü de aşarak devlete her an koşmaya hazır bir pozisyon arz ettim. Çok önemli… örgüte diyeceğim gel devletini tanı… bir defa hata yaptık, bir daha yapmayalım.
İşçi Partisi MKK üyesi Albay Hasan Atilla Uğur'un karşısındaki, Öcalan örgütü tamamen tasfiye etmeyi teklif ediyor.
-En temel şart terörden uzaklaşmak değil midir? Sonrasında örgütün tasfiyesi gelecek, zaten şiddet bitti mi ortada örgüt kalmaz. Anlayış düzeyini düzeltiyoruz, örgütlenmesini dağıtıyoruz. Zaten bu böyle olur. Yani tek tek itirafçı örgütü dağıtamaz, tümüyle silahsızlatacağım.