AKP'nin sunduğu cinsel istismar suçu tasarısı ne getiriyor, ne götürüyor?

AKP'nin Meclis'te oylamaya sunduğu tasarı Genel Kurul'u karıştırdı. Tasarı, cinsel istismar suçlarında, failin mağdur ile evlenmesi durumunda, cezanın ertelenmesini öngörüyor.

KANUN TEKLİFİNE GÖRE

“Cinsel Saldırı” suçunun düzenlendiği TCK’nun 102. Maddesinin 1. Fıkrasında, “Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, 2 yıldan 7 yıla kadarhapis cezaı ile”cezalandırılmakta iken, Teklifte “5 yıldan 7 yıla kadar” ceza öngörülüyor.

Ayrıca, “cinsel saldırı”nın yanısıra, daha hafif bir suç olarak “cinsel sarkıntılık” fiili düzenleniyor ve “cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir” deniliyor.

“Çocukların Cinsel İstismarı” suçunun düzenlendiği 103. Maddenin 1. Fıkrasında, “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü değiştiriliyor ve bu suçun cezası “7 yıldan 10 yıla kadar” artırılıyor.

Yine burada da“çocuğun cinsel istismarı”ndan ayrı olarak “cinsel sarkıntılık” fiili ele alınıyor ve “cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde” bu suça “8 yıldan 10 yıla kadar” hapis cezası öngörülüyor.

Bu maddede yapılan diğer önemli değişiklikle, “Çocukların Cinsel İstismarı” suçunun mağdurunun “15 yaşını tamamlamamış” olanlar şeklinde belirlenmiş iken, Teklifte bu mağduriyet yaşı, “17 yaşını tamamlamamış” şeklinde değiştiriliyor. Bu “istismar” suçunu işleyen kişinin çocuk olması halinde, istismara uğrayan mağdurun ailesinin şikayeti aranacak.

102 ve 103. Maddelerin 2. Fıkraları, bu fıkralarda yer alan, “fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle”işlenmesi durumunda verilecek cezanın belirsiz ve orantısızlığı nedeniyle geçtiğimiz yıl Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş ve yeni düzenleme için bir yıl süre tanınmış olduğundan, yapılan değişiklik ile 102/2. Maddedeki ceza, “7 yıldan 12 yıla kadar” iken “15 yıldan az olmamak üzere”; 103/2. Maddedeki ceza ise, “20 yıldan az olmamak üzere” şeklinde değiştiriliyor.

Suçun caydırıcılığını sağlamak amacıyla bu iki maddeye eklenen yeni fıkralar ile; “bu suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakalımayacağı” ve “bu suçlarda haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulanmayacağı” belirtiliyor.

Yine TCK’nun “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki”nin düzenlendiği 104. Maddesinde de değişiklikler yapılıyor. Buna göre, mağduriyet yaşı “15 yaşını tamamlamamış” olan şeklinde belirlenmiş iken, Teklifte bu mağduriyet yaşı, “17 yaşını tamamlamamış” şeklinde değiştiriliyor. “6 aydan 2 yıla kadar” olan ceza “8 yıldan 12 yıla kadar” yükseltiliyor. Mevcut yasada, suçun soruşturulabilmesi için “şikayet” koşulu var iken, şimdi “şikayet aranmaksızın” dava açılabilecek. Keza mevcut yasaya göre; “fail, mağdurdan 5 yaştan daha büyük ise, şikayet koşulu aranmaksızın cezası iki kat artırılmakta” iken, Tasarıda bu hüküm “fail, mağdurdan en az 3 yaş ve daha büyük ise, şikayet koşulu aranmaksızın cezası yarı oranında artırılır” şeklinde değiştirilmiş.

DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİNE GÖRE

Asıl tartışma konusu olan, 5 AKP Milletvekili tarafından verilen ve Adalet Bakanı tarafından da açıkça desteklenen değişiklik önerisi.

Önerge şöyle:

“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16.11.2016 tarihine kadar işlenen istismar suçundan, mağdurla faillin evlenmesi durumunda, ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir.”

Bu hüküm “geçici madde” olarak önerilmektedir. Buna göre, maddede öngörülen erteleme “16.11.2016 tarihine kadar işlenen” suçlar için geçerli olacaktır. Bu, öngörülen düzenlemenin, bu fiili işlemiş olanlar için örtülü bir affın amaçlandığını düşündürmektedir. Öneride yer alan “zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuru ile sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur” şeklindeki düzenleme de dikkat çekicidir. Somut bir örnek vermek gerekirse; anılan suçun faili, maddi olanaklarını kullanarak mağdur ve ailesine para vermek suretiyle evlilik yapar ve daha sonra aynı yöntemle “anlaşmalı boşanma”yı kabul ettirirse ceza infaz edilmeyecektir.

Bu ve benzeri olgular, teklifin cinsel istismar faillerini kurtarmak amacını taşıdığı kanısını oluşturmaktadır.

ulusalkanal.com.tr