Belediye'nin üst düzey bürokratlarına sürgün zulmü
AKP'nin Büyükşehir Belediyesi'ni almasıyla birlikte, Mustafa Akaydın'ın yakın çalışma ekibinden 11 üst düzey yönetici Gündoğmuş, Akseki ve İbradı gibi uzak ilçelere sürgün edildi.
Bilgisayarsız, taşıtsız kendilerinden araştırma yapması istenen bürokratların, geliş gidiş saatlerini her gün faksla Büyükşehir Belediyesi'ne bildirmeleri istendi.
Çoğunluğu kadın olan devlet memurlarının bazıları hamileliğinin son ayında, bazılarının ise bir yaşın altında çocukları var. Gündoğmuş'a araştırma yapmak üzere gönderilen bu isimlerden ikisi hariç hepsinin ortak yanı, Mustafa Akaydın'ın Akdeniz Üniversitesi'nde rektör olduğu dönemde de beraber çalışmış olmaları.
Üst düzey devlet memurlarının süresiz geçici görevle ilçelere gönderilmeleri mevzuata aykırı. Konut sıkıntısı olan ilçelerde ev tutma olanağı olmayan çalışanların Antalya'ya 3-4 saatlik mesafede ki ilçelere ulaşımı ise ayrı bir sıkıntı. Gündoğmuş'taki bürokratlar için ilçede kapanan İl Özel İdaresi'ne ait eski bir şantiye binası ayrıldı. Şantiye binasının yatakhane olarak kullanılan bölümü oda olarak bu isimlere verildi. Burada duran ranza tipi yataklar çıkartıldı, şantiyede bulunan masa ve sandalye yerleştirildi, 'devlet dairesi' haline getirildi. Üniversite mezunu 7 bürokrat, 8 bin 162 nüfuslu ilçede bilgisayarsız, Büyükşehir'in hiçbir imkanını kullanmadan Büyükşehir adına araştırma yapıp, rapor hazırlayacak.
Prof. Dr. Mustafa Akaydın bu uygulamalarla ilgili tepkisini Ulusal Kanal'a şöyle aktardı, " Seçimden önce kaybedersen üzülür müsün diye sorduklarında, birincisi Atatürk'e mahçup olduğum için, ikincisi de, böyle bir kin,intikam dalgasının geleceğini bekliyorum, " bürokratlarım işkence çekerse üzülürüm" Bu bir zulüm. Gündoğmuş günü birlik gidilip gelinecek bir yer değil. 11 bürokratı kaldırabilecek bir yer değil. Köyün biraz üst yapısında bir ilçe. Ben de 5 sene önce bir kaç kişiyi görevden aldım. Ama istedikleri yerlere atayarak. Her türlü hizmetleri ayaklarındaydı, oturuyorlardı istifa etmediler. Kadro boşaltmadık, işkence yapmadık, toplama yapmadık. Bu İnsanlık dışı bir şey. Üstelik Menderes Türel den bana kalan bürokratlar da var. Benimle devam ettikleri için cezalandırıldılar. Başka illere ya da belediyelere gitmek isteyen çalışanlara Menderes Türel muvafakat vermedi. Bazıları istifa etmek zorunda kaldı. Bu insanlık dışı uygulamalar 200-300 işçiye kadar ulaştı. "
Mustafa Akaydın, bu gelişmeleri Antalya Milletvekili Gürkut Acar'a ilettiğini, Acar'ın meclise soru önergesi verdiğini, henüz bir geri dönüşüm olmadığını kaydetti. Konunun acil çözüme kavuşturulması için CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu ile de görüşen Akaydın yaptığı görüşmelerden sonuç beklediğini ifade etti. "Genel merkez yetkililerinden nezaketli bir şekilde bu işi çözmelerini, ve bölgedeki 3 belediye başkanından da anlayış bekliyorum. Bunların hepsini durumla ilgili bilgilendirdim."
Yöneticilerin süresiz geçici görevle ilçelere gönderilmelerini ise Akaydın, mahkemeden dönecek bir karar olarak değerlendirdi. Türel'in CHP döneminde belediye şirketlerinde kadroların iki misli arttırıldığı iddiasına karşılık Akaydın şöyle konuştu:" Belediyenin şirketlerinin yönetim kurullarını şişirip arpalık hale getirdiler. Bu şirketler Ulaşım A.ş dışındahiç biri karda olan şirketler değil. Ama sen hiç bir iş yapmayan adamlara, sadece yandaş diye, Antalya halkının cebinden hakkı huzur öde. 28 bin TL CEO maaşı, 3-5 bin lira hakkı huzur parası. Hakkı huzur parasını yandaşa peşkeş çekmek hukuksuzluk değil ama peşkeş."
Yandaş olmayan çalışanlar da kurumlar da hedefte
Akaydın Menderes Türel'in bir yandan bu işlerle uğraşırken diğer yandan şehrin sanatına kültürüne hizmet etmiş olan, Altın Portakal festivalını omuzlayan AKSAV şirketini borç yükü ile tarihe gömdüğünü dile getirdi;" AKSAV'ı 3 buçuk milyon dolar borçla almıştım. Bugün de 1-2 milyon borcu var, ama bir vakfın borcunu sıfırlamak suç sayılıyor. Yavaş yavaş yedirmeye çalışıyorduk. AKSAV aleyhime çalıştı diye Türel Aksav'ı devretti.
Haber: Devrim Aşkın Karasoy