Çavuşoğlu: 'Kıbrıs meselesi bir dönüm noktasındadır'
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, Kıbrıs meselesinin bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, "Başlıca önceliğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin istikrar içinde kalkınmasıdır." dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Ankara Büyükelçisi Fazıl Can Korkut'un ev sahipliğinde Ankara'da bir otelde düzenlenen resepsiyonda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 34. kuruluş yıl dönümü kutlandı.
Davete, TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, AKP Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit, gaziler, askerler ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan resepsiyonda konuşan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, anavatan Türkiye'nin, Kıbrıs Türkünün gurur, heyecan ve mutluluğunu gönülden paylaştığını belirtti.
Çavuşoğlu, 34 yıl önce Kıbrıs Türk halkının, kutsal hürriyet mücadelesini sürdürmeye kararlı olduğunu tüm dünyaya kanıtladığını ve bu uğurda 15 Kasım 1983'te KKTC'yi ilan ederek adadaki vazgeçilmez haklarını teminat altına aldığını ifade etti.
"Önceliğimiz KKTC'nin istikrar içinde kalması"
Kıbrıs Türkünün adada, barış ve istikrarın temel taşı olduğunu, çözüm ve uzlaşı için yürütülen çabaları her daim desteklediğini aktaran Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelinen aşamada Kıbrıs meselesi bir dönüm noktasındadır. Her türlü zorluğa ve engele rağmen gönül birliği içinde sürdürdüğümüz bu haklı mücadelede elde ettiğimiz kazanımları daha da ileriye götüreceğimizi belirtmek isterim. Müzakere sürecinden bağımsız olarak başlıca önceliğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin istikrar içinde kalkınmasıdır. Bu hedefe giden yolda hükümetimiz Kuzey Kıbrıs Türk halkının daha mutlu, daha müreffeh yarınlara ulaşmasına yönelik adımlarını sürdürmeye devam edecektir."
"Türk tarafı olarak rehberimiz reel politik olmalıdır"
Büyükelçi Korkut da yıl dönümlerinin muhasebe ve hatırlama zamanları olduğunu, geçen yıl düzenlenen resepsiyonun Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı travmanın henüz çok yeni olduğu bir ortamda gerçekleştiğini hatırlattı.
İsviçre'nin Crans-Montana kentinde yapılan Kıbrıs Konferansı'nın beklenti ve katılımcı düzeyi açısından en önemli zirvelerden biri olduğunu vurgulayan Korkut, beşli formatta gerçekleşen zirveye Birleşmiş Milletler'in (BM) bizzat müdahil olduğunu hatırlattı.
Korkut, "Buna rağmen, Kıbrıs Türkünün siyasi eşitliğini hiç bir zaman özümsememiş olan Rum liderliği Kıbrıs konusunda uzlaşılacak 6 konu başlığı varken Konferansı adeta bir güvenlik ve garantiler konferansına dönüştürme çabasına girmiş, ve sıfır asker sıfır garanti gibi maksimalist bir tezle müzakere marjını sıfıra indirerek bu zirveyi çökertmiştir." diye konuştu.
Zirvenin başarısız olmasının ardından BM sürecinin ne olacağı ve Türk tarafının B planının ne olduğu sorularının gündeme geldiğini aktaran Korkut, "Şunu net olarak söylemek lazım ileride artık müzakere olacaksa bu müzakere yeni yöntemlerle olacak. Sonuç odaklı ve zaman tahdidi olan bir süreç şeklinde cereyan edecektir. Ucu açık, elli yıl daha sürecek görüşmeler mümkün olmayacaktır." dedi.
Türk tarafının B planı konusunda Cebeli Tarık modeli, Tayvan modeli gibi modellerin bu tartışmalarda yer aldığını belirten Korkut, "Türk tarafı olarak rehberimiz reel politik olmalıdır." dedi.