Fransa yeni bir Ruanda yaratıyor: Orta Afrika Cumhuriyeti

Afrika’nın kalbinde yeni bir soykırım mı gerçekleşiyor? Fransa önce İslamcı milisler üzerinden Devlet Başkanı Bozize’yi devirdi. Ülkeyi bir Müslüman-Hıristiyan çatışması ortamına soktu. Ve BM üzerinden ülkeye müdahale hakkını elde etti. Dünya soruyor; yeni bir Ruanda ile mi karşı karşıyayız?

Abone ol

Ali Rıza Taşdelen/Paris

2013 yılına Mali’yi işgal ederek giren Fransa, yılı Orta Afrika Cumhuriyeti’ne (OAC) müdahale ile tamamlıyor. Ülke içinde halk desteğini yitiren Cumhurbaşkanı François Hollande, Afrika’da bir bataklığa saplandığı tespitleri yapılıyor. Fransız istihbaratının eski müdürlerinden Bernard Squarcini “OAC, bizim Vietnam’ımız olacak” diyor. Daha ilk haftada 2 Fransız askerinin ölüm haberi geldi.

Ülke kelimenin tam anlamıyla bir iç savaşı yaşıyor; dinler arası bir boğazlaşmaya dönüşmüş durumda. Televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler korkunç! İnsanlar baltalarla, palalarla ve kasap bıçaklarıyla birbirlerini öldürüyorlar.

160 bin göçmen

Fransız askerlerinin Bangui sokaklarında operasyonlara başlamasıyla birlikte katliamlar daha da artı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre son bir haftada 450’si Başkent Bangui’de olmak üzere 600 kişi yaşamını yitirdi, 159 bin kişi göç etmek zorunda kaldı.

Peki kim kimi öldürüyor? Niye öldürüyor? Hıristiyanlar Müslümanları ve Müslümanlar da Hıristiyanları öldürüyor. Ülkenin yüzde 80’i Hıristiyan. Her iki dine mensup insanlar yıllardır barış içinde birarada yaşıyorlardı. 24 Mart 2013’te Müslüman Seleka koalisyonuna bağlı milisler ABD ve Fransa'nın desteğinde Devlet Başkanı François Bozize’yi devirerek, liderleri Michel Djotodia’yı ülkenin başına getirdiler. Bozize Hıristiyan, Djotodia Müslüman.

Fransa’nın İslamcılarla işi bitti

Müslüman Seleka milislerinin iktidarı ele geçirmesiyle birlikte Hıristiyanlara karşı sistematik saldırılar düzenliyorlar. Hıristiyanlar

da, kendilerini korumak için silahlı milisler oluşturuyorlar. Böylece ülke kanlı çatışmaların içine sürükleniyor.

Fransa, Bozize’yi düşürmek için Müslüman Seleka milislerini kullanmıştı. Yaşanan çatışmalar bir insanlık dramına dönüşmüş ve askeri müdahalenin yolunu açmıştı. Artık Fransa “insanlık” adına OAC’ye askerlerini gönderebilirdi. Yoldan çıkan (Bozize’yi devirerek görevini tamamlayan) Seleka milislerini silahsızlandıracak ve düzeni sağlayacaktı. İşe Müslüman Seleka milislerini dağıtmak ve ellerinden silahlarını almakla başladılar. Aylardır Müslüman milislerinin saldırılarına maruz kalan Hıristiyanlar Fransız askerini sevinçle karşıladı. Ve Fransa’dan cesaret alarak müslümanlardan “intikam” almak için saldırılara giriştiler; yüzlerce Müslümanı katlettiler, dükkanlarını yağmaladılar, camilere saldırdılar...

Kanın sorumlusu Fransa

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde akan kanın sorumlusu ABD ve Fransa’dır. Emperyalizm, hakimiyet kurmak için o ülkede etnik, dini ve mesep çatışması körüklüyor. Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya, Mali, Suriye’de böyle olmadı mı? Ülkemizde yapılmak istenen de

bu değil mi? Fransa’nın müdahalesini haklı göstermek isteyen bilim adamı kılıklı insanlar, “yazarlar”, “çizerler” Hollande’ın “Ruanda’da yaşanan soykırımdan ders çıkardığını ve OAC’de de aynı dramların yaşanmaması için müdahale ettiğini” söyleyerek “doğru yaptığını” belirtiyorlar.

Ruanda soykırımcısı

Belçika ve Fransa

Ruanda’da ne olmuştu hatırlatalım: 1994 yılında, iktidarda olan Hutu kabilesi azınlıkta olan Tutsi kabilesinden yüzbinlerce insanı katletmiş toplam 2 milyona yakın insan öldürülmüştü. Hutular ve Tutsiler de aynı OAC’de yaşayan Hıristiyan ve Müslümanlar

gibi barış içinde birarada yaşıyordu. Aynı dili konuşuyor ve aynı kültürü paylaşıyordu. İkisinin de dedesi siyahtı. Sosyal konumları itibarıyla daha zengin olan Tutsiler sömürgeci Belçika tarafından üstün ırk olarak topluma kabul ettirildi, Hutular eğitimsiz bırakıldı ve toplum içinde ayrımcılık körüklendi. 1959’da cumhuriyetin kurulmasıyla çoğunluk olan Hutular iktidara geldi. Bu kez Tutsiler öldürülmeye başlandı.

Belçika’nın Ruanda’dan ayrılması üzerine boşluğu Fransa doldurdu. 1990 ve 1994 yılları arasında Ruanda’nın başında bulunan Hutu Habyaarimana, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın yakın dostuydu. Hutular ve Tutsiler arasında yaşanan iç savaşta Fransa, ülkedeki çıkarlarını korumak için bir Hutu olan Habyaarimana’yı destekledi.

Senaryo aynıydı. Yaşanan iç savaşı durdurmak için BM nezninde görev Fransızlara verilmişti. Tutsileri korumak için Ruanda’ya gelen Fransız askeri iktidardaki Hutulardan yana davranmış ve yüzbinlerce Tutsi’nin katledilmesine seyirci kalmıştı. Yakın tarihe “Ruanda soykırımı” olarak geçen bu katliamlara Fransa ortak olmuştu.

Tarihin cilvesi mi diyelim? Ruanda soykırımında Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’dı ve bugün Orta Afrika Cumhuriyeti’ne saldıran Fransa’nın Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın partisinden François Hollande.

Aydınlık

Uzaya 2. maymun Dünya Çin'de maden kazası Dünya Bu kez eski eşi ifade verdi Dünya Eniştesi idam edildi Dünya