25 yılda 1 milyon keçi buhar oldu!

Abone ol

Küçükbaş hayvan varlığı bakımından dünyada önde gelen ülkelerden biri olan Türkiye uygulanan hatalı politikalar yüzünden bu avantajını verimliliğe dönüştüremiyor. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) tarafından hazırlanan Türkiye'nin küçükbaş hayvan varlığına ilişkin raporda, 2013 yılı itibariyle kırmızı et tüketiminin yüzde 87'sinin sığırlardan karşılandığı belirtilirken, yüzde 10'u koyunlardan, yüzde 2,4'ünün ise keçilerden karşılandığına dikkat çekilerek, “Kişi başına yıllık koyun eti tüketimi 1990'lı yılların başında 2,3 kg iken, 2013 yılında bu rakamın 1,3 kg'a düştüğü görülmektedir” denildi. Üretimin desteklenmesi gerektiğinin altı çizilen rapora göre 1990 yılında 10 milyon baş olan Türkiye'nin keçi varlığı da aradan geçen 25 yılda 1 milyon dolayında azalma gösterdi.

HAYVAN SAYISINDAKİ SIRALAMA VERİMLİLİĞE YANSIMIYOR

Türkiye küçükbaş hayvan varlığı bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. 2013 yılı verilerine göre 185 milyon baş koyuna sahip olan Çin, tek başına dünya koyun varlığının yüzde 15'ini barındırırken, 29,3 milyon baş koyuna sahip olan Türkiye ise 10. sırada yer alıyor. Ancak Türkiye sıralamadaki bu avantajını verimlilikte kullanamıyor. Bunun üstüne küçükbaş hayvan ithalatı da eklenince, çözülmesi gereken sorunlar artıyor. Buna göre Türkiye, 2010-2014 arasındaki 5 yıllık dönemde 2,2 milyon baş hayvan ithal etti.

EKOLOJİK KOŞULLARIMIZ KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞA UYGUN

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) tarafından hazırlanan Türkiye'nin küçükbaş hayvan varlığına ilişkin raporda, Türkiye'de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin özel bir yeri olduğuna dikkat çekilerek, “Çünkü koyun ve keçiler verimsiz meralarla nadas, anız ve bitkisel üretime uygun olmayan, başka türlerin yararlanamadığı alanları değerlendirerek et, süt, yapağı, kıl ve deri gibi ürünlere dönüştürülebilme yeteneğine sahiptirler. Ülkemizin ekolojik koşulları küçükbaş hayvancılığa uygun olup; hayvansal ürünlerin başta AB ülkeleri olmak üzere dış pazarlarda rekabet gücünün yüksek olduğu da bir gerçektir” görüşüne yer verildi.

1990’DA 10 MİLYON OLAN KEÇİ SAYISI BUGÜN 9 MİLYON

Küçükbaş hayvancılığın az gelişmiş ülkelerde yoksul çiftçiler için önemli bir geçim kaynağı olduğuna dikkat çekilen raporda, son 30 yılda dünyada keçi sayısı iki katına çıkarken, koyun varlığında önemli bir değişme olmadığı bilgisine yer verildi. Rapora göre dünya koyun varlığının yüzde 45'i Asya'da bulunuyor. Diğer kıtalar ise Afrika, Avrupa, Okyanusya ve Amerika olarak sıralanıyor. Tıpkı koyun gibi keçi varlığı açısından da Çin 183 milyonla dünyada ilk sırada yer alıyor. Türkiye ise 9, 2 milyon keçi ile 22. sırada. 1990 yılında 10 milyon baş olan Türkiye'nin keçi varlığı aradan geçen 25 yılda 1 milyon dolayında azalma göstermiş. Bu rakamın 2010 yılında yarı yarıya azaldığı, alınan tedbirlerle bugünkü seviyeye ulaştığı kaydediliyor. Ancak koyun sütü üretiminde yıllık 1,1 milyon tonla Çin'in ardından dünya ikincisi. Keçi sütü için aynı şeyi söylemek zor. Çünkü 2013 yılında Türkiye'de üretilen 18 milyon ton sütün yalnızca yüzde 2'si keçilerden elde edildi. Yine de süt veriminde son 30 yılda kayda değer bir artış gözleniyor.

TÜRKİYE’NİN YARISI MERAYDI, BUGÜN BEŞTE BİRE DÜŞTÜ

ZMO raporuna göre Türkiye'de en çok keçi yetiştirilen bölgeler Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere Akdeniz ve Ege olarak sıralanıyor. Ekonomik olarak da önemli bir yer tutan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin deri sektörü açısından da önemi büyük. TÜİK verilerine göre 2013 yılında 5 milyon koyun, 1,3 milyon ise keçi derisi üretildi. Bu oranlar sahip olunan kapasiteye göre bir hayli düşük. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin temel sorunlarına da değinilen ZMO raporunda, üreticilerin tarımın genel sorunlarını paylaştığı belirtiliyor. Yetiştirme, sağlık ve besleme gibi önemli sorunlar bulunan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini bekleyen bir diğer sorun ise verim düzeyi düşük ırklar. Yetiştiriciler kaliteli damızlık hayvan bulmakta zorlanıyor. Giderek daralan otlatma alanları da üreticinin belini büküyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında 44 milyon hektarla ülke yüzölçümünün yüzde 56'sını oluşturan mera ve çayır alanları bugün 14, 6 milyon hektara inerek yüzde 19'a geriledi.

HAYVAN İTHALATI ARTIYOR, ÜRETİM DESTEĞİ İSE YERİNDE SAYIYOR

Meraya dayalı olarak yapılan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde çobanların önemli bir görev üstlendiği kaydedilen ZMO raporunda, köyden kente olan göçün artmasıyla birlikte azalan kırsal nüfusa bağlı olarak çobanlığa olan ilginin de azaldığı belirtiliyor. Hayvancılık alanındaki ithalatı her geçen yıl artan Türkiye'de sektöre yönelik desteklerde ise önemli bir artış yapılmadığının altı çizilen ZMO raporunda, şu ifadelere yer verildi: “6 yıldan beri hayvancılıkta en geniş kesimi ilgilendiren anaç sığır desteği artırılmıyor. 2015 yılında da anaç sığırda hayvan başına yılda bir kez 225 lira destek verilecek. Hayvancılığın temel ham maddesi olan yem bitkilerinde de hiç bir artış yapılmadı. Bunun yerine çok az sayıda üreticiyi ilgilendiren manda yavrusuna( malak) desteği ilk kez bu yıl uygulanacak. Geçen yıl hayvan başına 300 lira olan büyükbaş besi desteğine bu yıl kararda yer verilmezken, koyun ve keçi başına ödenen 20 liralık destek 2 liralık artışla 22 liraya çıkarıldı. Kalkınma bölgelerinde geçen yıl uygulamaya başlanan besi desteği ise artırılmadı. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi(DAP), Konya Ovası Projesi (KOP), Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) kapsamındaki illerde besi materyali üreten yetiştiricilere anaç sığır başına 350 lira, buzağı başına ise 150 lira destek verilecek. Geçen yıl olduğu gibi en az 300 küçükbaş hayvanı olana yılda bir kez 5 bin lira Sürü Yöneticisi (çoban) İstihdamı Desteği verilecek.”

Yusuf Yavuz

ulusalkanal.com.tr

Davutoğlu'ndan ''şantaj'' vurgusu Gündem YPG operasyona katıldı mı? Gündem Erdoğan: Muhtarlara evlendirme yetkisi verilecek Gündem İkinci İsrail’i (“Büyük Kürdistan”ı) kurmanın en önemli aracı IŞİD ve “Eğit-Donat” komplosu Gündem