Gül sahneye çıktı

Dolmabahçe Sarayı'ndaki ofisinde iktidara yakın gatacilerle bir araya gelen Erdoğan kendi oğlunun da şüpheli olarak ifadeye gitmemesine karşın Evladım da hukukun arkasında durmaya gayret ederiz' dedi

Abone ol

Türkiye son yılların en kritik dönemine giriyor. Büyük kırılmaların arifesindeyiz. Buna “büyük çıkışın arifesi” demek daha doğru. Bu koşullarda Türkiye Erdoğan mı, Gül mü tercihine zorlanıyor. Bütün dertleri “Aslanlı Yol” seçeneği gözden ırak tutmak.

Ne yazık ki CHP ve MHP yöneticileri de partilerini bu tuzağa doğru sürüklüyor. İtiraz edenleri ikna etmek için öne sürdükleri gerekçeler “acaba” dedirten cinsten. Cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşeniyor.

Gül kampanyasını başlattı

Erdoğan’dan, “Partiyi Gül’e bırakmasını, kendisinin de Çankaya’ya çıkmasını” isteyen güçler Gül’ü yavaş yavaş sahneye sürmeye başladı. ABD her ne kadar, “Gül liderlik gösteremedi” dese de eldeki malzeme bu. Planlar yapıldı, düğmeye basıldı. Çankaya’da yapılan kapalı görüşmeler giderek açık görüşe dönüştü.

Erdoğan ile F tipi örgüt kavga ederken, Gül Habertürk televizyonunda, “Basın Odası” programındaydı. Yeri geldi Hükümete, yeri geldi F tipi örgüte çattı. “Tarafsız”(!) görüntüsü vermeye özel gayret gösterdi. Muhalefeti de hep okşadı.

İmaj düzeltme çabası

Gül programda, “devlet adamı” imajı vermeye çalıştı. Belli ki yol haritası böyle çizilmişti. Ana hatlarıyla şunları söyledi:

“Kürt sorununda çok mesafe alındı. Konuşarak sorunları çözebiliriz noktasına gelindi. Açılım devam etmeli.”

“Demokratikleşme konusunda önemli adımlar atıldı. Türban sorunu çözüldü.

“Bunu da iktidar ve muhalefet beraber yaptı. Muhalefetin bazısının sesli, bazısının sessiz desteği oldu.”

“Gezi meseleleri ve son tartışılan olaylar Türkiye’de birçok güzel şeyi(!) gölgeledi.”

“Türkiye’de yasama yürütme ve yargının bir ahenk içinde olması gerekiyor.”

“Yanlışlıkların gideceği yer mahkemelerdir. Buralara gölge düşmemesi lazım.

“Devlet içinde herhangi bir ayrı bir devlet, dayanışma söz konusu olamaz. Kurumun dışında başka bir yerden talimata asla müsaade edilmez.

“Yolsuzlukların üstü kapanırsa toplumu çürütür.”

“Suriye politikasına devam. TIR meselesini sordum, Suriye’deki Türkmenlere yardım götüren bir araç olduğunu söylediler.”

'Verilen görevi ben daha iyi yaparım'

Gül’ün açıklamalarını Ankara’nın siyasi çevreleriyle konuştum. Genellikle “Gül seçim kampanyasını başlattı, sahneye çıktı” dendi. “Başbakanlık mı, Cumhurbaşkanlığı mı?” sorusuna, “Henüz karar net değil, ABD hangisini uygun görürse. Karar yerel seçimlerden sonra” yanıtı verildi.

En çok da “Kürt sorunu” konusunda söylediklerine dikkat çekildi. Gül’ün konuşmaları, “Gül ABD’nin istediklerini söyledi. ‘Sorun tıkandı, tıkanıklığı ben aşarım’ mesajı verdi. ‘Sorunu başkalarını karıştırmadan çözelim’ sözleri de muhalefeti işin içine çekme taktiği. ABD’ye ‘muhalefeti de işin içine sokar bu işi hallederim’ dedi” şeklinde yorumlandı.

Gül’de değişen bir şey yok!

Açıklamaları da gösterdi ki Gül aynı Gül. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’le yaptığı “2 sayfa 9 maddelik” anlaşmadaki tavrını koruyor. Kendini tertiplerden sıyırmaya çalışsa da yaşananlar daha taze.

“Bulun bir savcı ...” sözleri ile başlayan Ergenekon, Balyoz tertipleri ortada. Cumhuriyetin temelini yıkan 4+4+4 eğitim sistemi, anayasaya aykırı olarak fiilen uygulamaya sokulan türbandan vazgeçmiş değil. Suriye konusunda izlenen politikalara desteği sürüyor. En önemlisi de Türkiye’yi fiilen parçalayan “Öcalanlı açılım”da kararlı.

Geriye ne kaldı ki!

Muhalefete, özellikle de ana muhalefete duyurulur.

İsmet Özçelik

Aydınlık

Bir müdür daha görevden alındı! Gündem Şükrü Karaca vefat etti Gündem Ala'nın adı casusluk dosyasında Gündem Gül eliyle Erdoğan'a Gündem