İsmet Özçelik yazdı: AKP’de 'kafa karışıklığı!'

İsmet Özçelik'in Aydınlık gazetesindeki yazısı şöyle:

Halk oylaması için zaman daralırken “kafa karışıklığı” sürüyor. Özellikle de AKP ve MHP’ye oy veren seçmende.

Son dönemde MHP tabanı “kafa karışıklığı”nı önemli ölçüde çözdü. Getirilmek istenen sistemi öğrenen, safını belli etti. MHP’nin çok büyük bir bölümü “HAYIR”ı seçti.

Ama AKP’de belirsizlik sürüyor. O nedenle “kafa karışıklığını giderme” çabaları öne çıktı.

SON HAMLELER

Şehirlerde neredeyse bütün reklam panoları “EVET” işgali altında. Televizyonlar da aynı. Bir Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir Başbakan Binali Yıldırım. Sonra tekrar Erdoğan, arkasından tekrar Başbakan Yıldırım. Oda yetmezse damat. Zaman kalırsa bakanlar. Ekranlar neredeyse 24 saat “EVET” için yayında.

Yandaş gazeteler de “kafa karışıklığını” gidermek için çırpınıyor. Dünkü Star gazetesinin manşeti “Kafa karışıklığına 10 cevap” şeklindeydi.

Kürsülerde yapılan “EVET” konuşmalar da “kafa karışıklığını” gidermeye yönelik. Ama henüz sonuç alınabilmiş değil. 1 Kasım’da alınan yüzde 49,5 oyda ciddi sorun var. AKP yöneticileri de bunun farkında.

YUMUŞAK 10 KARIN

Yapılacak anayasa değişikliğinde, AKP açısından birçok “yumuşak karın” bulunuyor. Bu yumuşak karınlar için “tersten kampanya” yürütülüyor.

İşte bazıları:

- Meclis’in yetkileri neredeyse sıfırlanıyor. Ama AKP, “Güçlü Meclis” propagandası yapıyor.

- Yapılacak değişikliğin kriz, kargaşa, istikrarsızlık yaratacağı çok açık. Ama “Kriz ve kaos bitecek, istikrar gelecek” deniliyor.

- Yargı tam olarak iktidarın kontrolüne giriyor. Ama, “Yargı bağımsız ve tarafsız olacak” vurgusu öne çıkarılıyor.

- Değişiklik “tek adam” tehlikesini getiriyor. Ama, “tek adamlık”, “çift başlılık önlenecek” sözleriyle örtülüyor.

- Rejim değiştiriliyor. Ama, “Rejim 1923’te değişti, Cumhuriyetin savunucusuyuz” savunması gündemde.

- Değişiklik Cumhurbaşkanı Erdoğan için yapılıyor. Ama, “Erdoğan için değil, her doğan için” sloganı kullanılıyor.

- 18 yaş gençleri avlamak için. Ama 25 yaşındakileri bile milletvekili yapmayan AKP, “gençlerimize güveniyoruz” ifadelerini dilinden düşürmüyor.

- “Başkanlık sevdası” ekonomik krizi tetikliyor. Ama “Evet çıkarsa ekonomi şahlanacak” iddiası ortaya atılıyor.

- Cumhurbaşkanına tanınacak yetkiler, yeni “fiili durumlar” yaratmaya açık. Ama, “Cumhurbaşkanının denetim altına alındığı” iddia ediliyor.

- Değişiklik cumhurbaşkanın yargılanmasını fiilen engelliyor. Ama, “Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlığı kaldırılıyor, sorumlu yapılıyor” deniliyor.

BÜYÜK YALAN!

“EVET”çiler, sıkıştıkça Hitler döneminin ünlü politikacısı Dr. Paul Joseph Goebbels gibi hareket ediyorlar. Kitlesel propagandanın “Büyük Yalan” tekniğini kullanıyorlar. “Yalan o kadar büyük olacak ki inandırıcı olsun” taktiği izliyorlar.

Dilin gittiği “çürük dişleri” sağlammış gibi göstermeye çalışıyorlar.

FETÖ ile “ortaklık”, PKK ile “açılım” yapanlar, Öcalan’a övgüler düzenler, “Hayır’cılar PKK ve FETÖ ile beraber” diye nutuk atıyor.

Yöntem aynı yöntem!

TECRÜBE İLE SABİT

“EVET”çilerin tezlerini dinleyince 2010 halk oylaması öncesini hatırladım. 2010 anayasa değişikliğinde de benzer şeyler söylemişlerdi. Türkiye’nin demokratikleşeceğini iddia etmişlerdi.

Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın, Adalet Bakanının, AKP sözcülerinin konuşmaları arşivlerde. En çok da “Yargı bağımsız olacak” demişlerdi.

O zaman da devlet ve medya gücü ile kampanya yürüttüler. “Yetmez ama EVET” diyenler vardı.

Sandıklar açılınca bayram ettiler.

Sonra ne oldu?

Yargı FETÖ’nün oldu.

16 Nisan’da yapılacak halk oylamasında da “EVET” çıkarsa ne olacağını görmek için kahin olmaya gerek yok.

Tecrübe ile sabit!

ulusalkanal.com.tr