“Böcek“ sanıklarına bir dava daha
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyunda "Böcek" davası olarak bilinen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine dinleme cihazı konulmasına ilişkin davanın 12 sanığından 7'si hakkında "zimmet" ve "konut dokunulmazlığını ihlal" suçlarından da dava açtı
ANKARA (AA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, kamuoyunda "Böcek" davası olarak bilinen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı sırasında çalışma ofisine dinleme cihazı konulmasına ilişkin davanın 12 sanığından 7'si hakkında "zimmet" ve "konut dokunulmazlığını ihlal etme" suçlarından da dava açıldı.
"Böcek" davasının görüldüğü Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın iddianamesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hazine "müşteki"; Ahmet Türer, Alı̇ Özdoğan, Enes Çığcı̇, İlker Usta, Ömer Altıparmak, Sedat Zavar ve Serhat Demı̇r ise "şüpheli" olarak yer aldı.
İddianamede, başbakanlığı sırasında, Erdoğan'ın Keçiören'deki ikametgahı ile Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki çalışma ofislerinde iki dinleme cihazı bulunmasıyla ilgili "siyasi ve askeri casusluk" suçlarından 13 kişi hakkında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava anımsatıldı.
Mahkemenin bazı sanıklar yönünden mahkumiyet kararının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, 28 Haziran 2016'da hükmün bozulmasını kararlaştırdığına yer verilen iddianamede, kararında nitelikli zimmet ve nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına işaret edildiği, dosyanın gönderildiği mahkemenin de bu suçlardan gereği için evrakı savcılığa gönderdiği anlatıldı.
Zimmet suçu
İddianamede, Yargıtayın bozma kararında, "örtülü ödenek kullanılarak yurt dışından satın alınan, dairede hiçbir envantere kayıt edilmeyen, fatura ve ödeme dekontları imha edilen 6 dinleme cihazından 2'sinin yasal olmayan amaçla kullanılması, 4'ünün ise kayıp olduğuna ilişkin tutanak düzenlenerek, amacı dışında kullanıldığına ilişkin deliller değerlendirilerek, sorumlular hakkında zincirlemeli biçimde nitelikli zimmet suçundan kamu davası açılabileceğine" yer verildiği kaydedildi.
Ödeneği amacı dışında tasarruf edenlerin belirlenmesi için Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazıldığı bildirilen iddianamede, buna verilen cevapta, Genel Müdürlüğe haber alma ödeneği olarak bütçeden tahsisat yapıldığı, yönetmeliğe göre sarfların genel müdür, genel müdür yardımcısı ve başkan onayı ile gerçekleştirileceği ve 21 Temmuz 2011 itibarıyla harcama yetkililerinin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar ve İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak'ta olduğu ifade edildi.
Yazıda, dinleme cihaz alımının haber alma ödeneğinden yapılabilmesinin mümkün olduğu, ödenek belgelerinin her yıl sonunda imha edildiği ve ödenekten dinleme cihazı alınmasıyla ilgili herhangi bir belge bulunmadığının aktarıldığı belirtilen iddianamede, Erdoğan'ın çalışma ofislerine konulan dinleme cihazlarının, o dönemde İstihbarat Daire Başkanlığında çalışan Komiser Enes Çığci tarafından 11 Ekim 2010'da sipariş edildiği, kullanılanlar dışındaki cihazların kaybolmasıyla ilgili bilgi ve belge bulunmadığının bildirildiği aktarıldı.
Zimmet suçunun maddi konusunun, Erdoğan'ın usulsüz dinlenmesinde kullanılan cihazların satın alındığı firmaya 2010 ve 2011'de ödenen 113 bin 800 ABD Doları ve 78 bin 750 lira olduğu kaydedilen iddianamede, suç tarihinde İstihbarat Daire Başkanlığı teknik şube müdürü, teknik şube müdür yardımcısı, istihbarata karşı koyma büro amiri ve büro memuru olan şüpheliler Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Enes Çığci ve İlker Usta'nın da bu olaylardan sorumlu kamu görevlileri olduğu vurgulandı.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
"Siyasi ve askeri casusluk suçunda dinleme cihazlarını fiilen kullanan şüpheliler Serhat Demir, Sedat Zavar, Enes Çığci, İlker Usta ve bu işi organize eden şüpheli Ali Özdoğan, dinleme işlerini yapan şüpheli Ahmet Türer ve cihaz satın alınmasını bilen, Başbakan'ın evinde arama tarama yapılmasından haberi olan ve dinleme cihazları bulunduktan sonra FETÖ'nün işlediği suçu gizlemek için elinden gelen gayreti gösteren, soruşturmanın etkin şekilde gereği gibi yapılmasını önleyen, yanlış ve sorumluları bulmaya yönelik olmayan şekilde işlemler yapan şüpheli Ömer Altıparmak'ın hukuken sorumlu olduğu, şüphelilerin yurt dışından örtülü ödenek kullanılarak satın alınan cihazları amacı dışında kullanıp, kaybolmuş gibi tutanak düzenleyerek işledikleri zimmet suçunu gizlemeye çalıştıkları anlaşılmıştır."
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu
İddianamede, Yargıtayın bozma kararında, sorumlular hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan da kamu davasının açılmasının mümkün görüldüğünün belirtildiğine işaret edilerek, Başbakan'ın oturduğu hususi ikametgahına ve kullandığı resmi ikametgaha dinleme cihazı yerleştirip FETÖ'nün devletin siyasi ve askeri sırlarını öğrenmek ve bu hukuka aykırı amacı gerçekleştirmek için konut dokunulmazlığını ihlal eden kişilerin 25 Kasım 2011'de Keçiören'deki konuttaki çoklu prize dinleme cihazı koyanların Serhat Demir, Sedat Zavar, Enes Çığci ve İlker Usta, 24 Kasım 2011'de Çankaya'daki Resmi Konut'taki prize dinleme cihazı yerleştiren Serhat Demir, Sedat Zavar, Enes Çığci ve İlker Usta olduğu bildirildi.
FETÖ adına bu organizasyonu şüpheli Ali Özdoğan'ın gerçekleştirdiği, diğer şüphelileri ayarlayıp dinlemeyi organize ettiği, dinleme cihazlarını yerleştirme ve dinlemede diğer şüphelileri örgüt adına yöneterek doğrudan suçların işlenmesine katıldığı aktarılan iddianamede, Ahmet Türer'in cihazların hazırlanması ve dinleme yapılmasında örgüt adına görev aldığı, dinleme cihazlarının yerleştirilip örgüt adına dinleme yapılmasında yer alarak suçlara doğrudan iştirak ettiği kaydedildi.
Emniyet istihbaratın başına FETÖ'nün getirdiği Ömer Altıparmak'ın, örgütün dinleme cihazlarını yerleştirip Başbakan'ı siyasi ve askeri casusluk maksadıyla dinlediğini bildiği, böcek arama ve tarama faaliyetinden önceden haberdar olduğu, arama ve tarama işinde kullanılan cihazların onun bilgisi dahilinde daireden çıkarıldığı, yine bilgisi ve izniyle Başbakan'ın ikametgahlarında dinlemeye karşı arama ve tarama faaliyeti icra edildiği, bu sırada dinleme cihazlarının yerleştirildiği aktarılan iddianamede, Altıparmak'ın da suçlara doğrudan katıldığı belirtildi.
İddianamede, "Şüphelilerin FETÖ mensubu olarak örgütün verdiği amaca yönelik casusluk suçunun organizasyonunda yer aldıkları, bu suçu işlemeye yönelik Başbakan'ın evi ve resmi ikametgahına izinsiz girdikleri, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işledikleri anlaşılmıştır." denildi.
Kılıçlar'ın tanık beyanı
İddianamede, "tanık" olarak ifadesi alınan ve iddianamede ifadesine yer verilen dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, daire başkanlarının harcama limitinin 50 bin lira olduğunu, gizli ödenekten yapılan harcamaları tek tek bilemediğini söyledi.
Dinleme cihazlarının diğer ödeneklerden alınması mümkün olmadığından genellikle gizli ödenek tahsisinin kullanıldığını bildiren Kılıçlar, şüphelilerden Altıparmak'ın, kendisi genel müdür olmadan önce İstihbarat Daire Başkanlığına atandığını ifade etti.
Başbakan'ın ikametgahlarında arama yapılacağından hiçbir zaman haberi olmadığını, durumu, dinleme cihazları bulunduktan sonra öğrendiğini anlatan Kılıçlar, Altıparmak'ın konuyu araştırdığını, Başbakan'ın casusluk amaçlı dinlenmesinde kullanılan cihazların emniyet envanterinde kayıtlı olmadığını ondan duyduğunu aktardı.
İddianamedeki talep
İddianamede, kamu görevlisi şüphelilerin, kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak isnat edilen suçları işledikleri belirtilerek, "Şüphelilerin FETÖ faaliyeti çerçevesinde önceki suçlarına ek olarak nitelikli zincirleme zimmet ve nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını birlikte işledikleri, deliller ve soruşturma evrakından anlaşılmaktadır." denildi.
Şüphelilerin "zincirleme olarak zimmet" ve "terör örgütü faaliyeti çerçevesinde iki kere konut dokunulmazlığını ihlal" suçlarından 12 yıl 10 ay on beşer günden 43 yıl altışar aya kadar mahkumiyetleri istendi.