'Halk hareketi ekonomiden çıkacak'
Aydınlık gazetesi yazarı Rafet Ballı, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'le gündeme ve geleceğe ilişkin bir yazı dizisine başladı.
Yakın geleceği ekonomik deprem belirleyecek. Bu, matematik bir olgu. Sıcak para ekonomisinin sonuna gelindi. Kriz çok yakında büyük halk hareketlerine yol açacak. ABD güdümlü merkezler bunları kullanmak isteyecektir. Ama hareketin doğası, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganının dile getirdiği yöndedir
Haziran halk hareketiyle Türkiye yeni bir döneme girdi. 17 Aralık operasyonları, Ergenekon tahliyeleri ve 30 Mart seçimleri yeni dönemin 3 önemli başlangıç gelişmesi oldu.
Türkiye’nin önünde dört önemli gelişme daha var: İkisi seçim. Biri muhtemel ekonomik kriz. Diğeri PKK’nın özerklik girişimi. Ve bu zeminde yükselmesi beklenen halk hareketi.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’le yeni dönemi konuştuk.
- Seçimden başlayalım. Yine AKP kazandı...
Bu seçim Türkiye’nin çıkmazını yansıtıyor. Büyük çözüm önümüzdedir. Ve seçim sonuçlarını geçersiz kalacağını önümüzdeki süreçte yaşayacağız.
- AKP niçin kazandı?
CHP’nin başına Kılıçdaroğlu’nun getirilmesinin doğal sonucunu yaşadık. Zaten Onur Öymen de ABD’de kaleme alınan o raporları açıklamıştı. CHP yönetimi AKP’nin B takımına dönüştürüldü. İktidarla birlikte ana muhalefet de avuca alındı. Seçimi AKP’nin A takımının kazanması kaçınılmazdı. Erdoğan, F örgütüyle savaşarak oy topladı. CHP, F örgütüyle birleşerek kendisini yenilgiye mahkum etti.
İP niçin başarılı olamadı?
- CHP’yi eleştiriyorsunuz. AKP karşısında başarısız oldular diye. Sizin partiniz de başarılı olamadı...
Seçim sonuçları bir çıkmazı yansıtıyor. Seçim, sistemin çıkmazında yapıldı. Seçmen o çıkmazın içine sürüldü. İşçi Partisi (İP) zaten hapisanedeydi, duvarların içine atılan bir partiydi. Türkiye’ye bakarsanız seçimde İP yoktu. Toplum İP’i göremedi bile. Güvenle söylüyorum. Bu sonuçlar Türkiye’nin geleceğini temsil etmiyor. Arkada kalan Türkiye’nin sonuçlarıdır. 3-5 ay sonra bambaşka bir Türkiye’de olacağız.
- AKP iktidarı?
AKP kesinlikle çıkmazdadır, onu yıkacağız. Önümüzdeki büyük halk hareketinin başında İP olacak. Geleceğin özgür seçimlerinde de İP’i çok önemli konumlarda göreceğiz.”
Fotoğraflar: Alpay Tuğlu
ABD’nin iktidar projesi
- Seçimde ABD’nin rolü nedir?
Başlangıçta ABD, Erdoğan’ın artık Türkiye’yi yönetemeyeceğini gördü. Ve Gül-Gülen-Kılıçdaroğlu projesine yöneldi. Ama tutmadı.
- Bu durumda Erdoğan ABD’ye karşı da kazanmış mı oldu?
Hayır. Çünkü, Washington yönetimi de Gül-Gülen-Kılıçdaroğlu projesinin gerçekçi olmadığını gördü ve seçim sonuçlarını bekleyen bir yönelişe girdi.”
- Sonuçlar belli oldu. ABD’nin AKP ve Erdoğan politikası için öngörünüz?
Artık, Erdoğan Türkiye’yi yönetemez. Seçim sonuçları kimseyi yanıltmasın. Kuşkusuz Washington da bunu görüyordur. Özellikle önümüzdeki ekonomik deprem koşullarında Türkiye’yi denetim altında tutabileceği bir hükümet arayışı içinde olacaktır. Belki bunu bugünden tasarlıyordur.
- 17 Aralık operasyonu,
ABD-Erdoğan ilişkilerinde nereye oturuyor?
Erdoğan’ı tehdit eden bir operasyon yapıldı. Yıkmak için mi, yoksa itirazsız denetim altına almak için mi? İki ucu da açık. Süreç daha bitmedi.
Cemaat’le kavganın neresindeler?
- Bazı çevreler, sizin Erdoğan-Gülen kavgasında Erdoğan’a yakın durduğunuzu ileri sürüyor. Siz neredesiniz?
Bu iddiayı öne sürenler, sürece Fethullah Gülen’in yanından bakıyorlar. Oradan bakarsanız İP’i yanlış yerde görürsünüz? Türkiye’de bu kamplaşma içinde yer almayan bir tek İP var.
- Ama Erdoğan, F örgütünün
inine girerse elini tutmayız dediniz.
Elbette. Gladyoya karşı yürütülen her mücadele Türkiye’nin özgürleşmesine hizmet eder.
- Gladyo sadece F örgütü mü?
Erdoğan bunun dışında bir kuvvet mi?
Erdoğan, Gül ve Gülen, bunlar gladyonun tepesindeki isimler. Toptan yıkılıp gidiyorlar. Ancak, bir de Gladyo aygıtının yasa dışı uygulaycıları var. Aralarında keskin çelişmeler ortaya çıktı. F örgütünün inine girilmesi son tahlilde Gladyonun ağır yara alması anlamına geliyor.
- Bu durumda Gladyo Gladyoya karşı mücadele mi ediyor?
Tam öyle değil. Gladyonun operasyon kadroları F örgütünden. Bu operasyon elemanlarına karşı yapılacak her uygulama halkın yararınadır.
Halk hareketi ekonomiden çıkacak
- Dikkatimi çekti. Sol gelenek vurguyu siyasal krizlere yapar. Siz ise ekonomik kriz vurgusunu sık ve ağırlıklı yapıyorsunuz. Neden ekonomi?
Önümüzdeki yakın geleceği ekonomik deprem belirleyecek. Bu, matematik bir olgu. Sıcak para ekonomisinin sonuna gelindi. Kapıya dayanan yakıcı borç 2014 yılında 200 milyar doların üstünde. Bunun anlamı ithalatta daralma, yükselen fiyatlar, sanayi üretiminde küçülmeler, iflaslar, işten atmalar... Çarşı pazarda kepenkler inecek. Kriz elbette büyük halk hareketlerine neden olacak. Hem de yakında.. Bütün süreci bu olay belirleyecek.
Renkli kaos ihtimali var mı?
- Halk hareketi beklentisi birçok çevrede var. Siz ekonomi yüzünden mi patlayacağını düşünüyorsunuz?
Evet. PKK Güneydoğu’da özerklik inşa etmeye kalkışırsa, Türkiye’de vatan bütünlüğü için de çok güçlü halk eylemleri olacak. İkisi birleşecek.
- Başka çevrelerde de konuşuluyor. Yaygın sokak hareketleri geliyor diye. Hatta takvim bile veriliyor. Sezgim o ki, bazı “renkli kaosçular” bile devrede. Siz nerede duruyorsunuz?
Hiç kimse herhangi bir zemini olmatdan herhangi bir toplumsal hareket tertipleyip ateşleyemez. Önümüzdeki dönemde, derinleşen ekonomik kriz ve vatan bütünlüğü zemininde büyük toplumsal hareketler olacağı apaçık görülüyor. Bu hareketleri ABD güdümlü merkezler kendi amaçları için kullanmak isteyeceklerdir. Ama halk hareketinin doğası, „Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganının dile getirdiği yöndedir.
- Size ulaşan bilgi var mı?
Renkli sokak hareketleri niyetleri olduğuna dair.
Turuncu karşı devrimciler bugün zaten iktidarda. Batılı emperyalistlerin, Türkiye’yi Erdoğan eliyle yönetmekten pek şikayetçi olduğunu sanmıyorum. Ancak, artık Türkiye’yi Tayyip Erdoğanlar eliyle yönetemezler. Bu koşullarda Atlantik güçleri, AKP iktidarına karşı yükselen halk hareketine kendi amaçları doğrultusunda yön vermek isteyeceklerdir. Ama halk hareketi bu müdahaleyi etkisiz hale getirecek dinamiklere sahiptir.
İlhan Selçuk teklifimi mümkün görmedi
- 2007 ortasında Ergenekon operasyonu başladı. Sıranın sizlere geleceği de açıkça konuşuluyordu. Önlemek, toplumu uyarmak için neden toplu bir duruş sergileyemediniz?
Uğraştık aslında. 2007 sonlarında İlhan Selçuk’la sık sık konuştuk. Kemal Alemdaroğlu, Uçkun Geray, Servet Cömert, Ferit İlsever, Haluk Dural bunların tanığıdır. Tam da gelmekte olan operasyonu tarif ettik. Ülke bütünlüğünün, TSK’nın, Cumhuriyetin hedef alındığını anlatmaya çalıştık.
- Söylemek yetmez. Çare ortaya koymalıydınız.
Onu da yaptık. Dedik ki: TSK’den emekli bazı komutanlar, Alemdaroğlu, sen, ben halkın karşısına çıkalım. Operasyonun amacını açıklayalım. Cepheden göğüsleyelim... Bir seferinde Ankara’ya gidiyordu. Yine önerdim: Gitmişken bunun görüşmelerini yapın, cepheden meyda okuyalım. “Kimseyi ikna edemeyiz” dedi.
- Selçuk gözaltına alındı ve bırakıldı. Değerlendirmesi ne oldu?
“Doğu bu süreci gördü, Uyardı. Dediklerinin hepsi yaşandı” dedi. Zaten „Ergenekon Mergekekon’” kitabında bunları vurgulayarak yazdı...”
- Sizin meşhur bir bildiriniz var. İlk gözaltına alındığınızda bir bildiri yayınladınız. Olacakları kahin gibi bir bir saydınız.
Doğru. 21 Mart 2008’de gözaltıa alındım. 22 Mart sabahın avukatıma o bildiriyi not ettirdim. Operasyonun amacını o günden anlattım.
Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’i ikna ettim ama...
- Operasyon öncesi başka girişimleriniz?
‘Yine 2007 yılında Doğan Güreş’i aradım. Eski Genelkurmay Başkanı. Cumhurbaşkanı seçimi süreciydi. Size şunu öneriyorum dedim: Yaşayan eski genelkurmay başkanları bir araya gelin. Necdet Üruğ, Necip Torumtay, siz, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu. Toplumun karşısına çıkın. Bir cümlelik bir açıklama yapın: Atatürk Cumhuriyeti’ni yıktırmayacağız!
- Cevabı?
Güreş dedi ki: Çok doğru. Gelip sizi partide de ziyaret edeceğim. Fakat saydığınız bu arkadaşları bir masada yan yana getiremeyiz.
- Tepkiniz?
“Fenerbahçe Orduevi bir mezarlık mı komutanım?” dedim.
- Kenan Evren’in adı geçmedi.
O da genelkurmay başkanlığı yaptı.
Onu saymadım. 12 Eylülcü olduğu için.
- Ergenekon’da tutuklanacağınızı biliyordunuz. Yurtdışına çıkmayı düşüdünüz mü?
Hiç düşünmedim.
- Çıksanız daha iyi olmaz mıydı?
Tam tersi. Operasyonu İP Genel Başkanı olarak cepheden göğüslemem lazımdı. Başka türlü püskürtemezdik. İP’in mücadelesi olmadan Türkiye bu operasyonun altında kalırdı. Ne yazık ki TSK direnemedi ama İP direndi. Diğer kuvvetleri de ayağa kaldırdı. Bunu seçim öncesinde komutanlarımızın İP’e destek bildirisi de saptıyor.
- Ben size, ‘operasyon geliyor’ diye yurtdışına çıkma teklifleri yapıldığınıbiliyorum...
Tehlike anlarında bu tür teklifler gelir. Gitmek, savaştan kaçmak olurdu. 12 Mart (1971) ve 12 Eylül’de (1980) benzer durumlar oldu. Türkiye’de kalmanın o darbeleri göğüslemekte ne kadar önemli olduğunu kendi tecrübelerimizle yaşadık. Bir köye cip girdiği zaman tavuklar sağa sola kaçışır. Biz tavuklar gibi olamayız.
Rafet Ballı
Aydınlık