Burası Bizim Çanakkale Savaşımız
Ahmetler Kanyonuna Yapılmak İstenen HES'e Karşı Köylüler İsyan Etti. 'Savaşırız, Ölürüz Yine de Suyumuzu Vermeyiz' Dediler
Antalya'nın Manavgat İlçesinde yer alan Ahmetler Kanyonunda sular durulmuyor. HES'in inşası için iş makinelerinin faaliyete geçtiği haberini alan köylüler kanyona akın ediyor, HES'çi şirket köylülere iftiralar atarak halk ve Jandarmayı karşı karşıya getiriyor. Dün de bu manzara vardı kanyonda. Ama bu kez köylüler hem şirket yetkililerine ve şirketin özel güvenlik elemanlarına hem de Jandarmaya aman vermedi, ateş püskürdü. HES'çi şirket bu kez 'köylüler iş makinelerine zarar veriyor' iddiasına sarıldı. Onlarca Jandarmayı alana yığarak, iş makinelerini bekletti. Jandarmanın bekçi yapılmak istenmesine isyan eden köylüler, Jandarmaya askerlik yeminini hatırlattı. 'Milletini, vatanını ve cumhuriyetini koruyacağına ant içen askerler istiyoruz' diyerek tepki gösteren yurttaşlar Jandarmaya ayrıca Cilvegözü ve Habur sınır kapısının yolunu gösterdi. HES'e karşı olduklarını söyleyen yüzlerce köylü vadiye giden yolu kapattı, "Burası bizim Çanakkale Savaşımız. Savaşacağız, öleceğiz gene de suyumuzu vermeyeceğiz" diye haykırdı. Köylüler ayrıca Başbakan Erdoğan'a da tepki gösterdi; "Sakın oy istemeye gelmesin. Sandığa gitmeyeceğiz" dediler.
HES' Kaşı Direniş Yaşam ve Onur Savaşına Dönüştü
Ahmetler Kanyonu'na yapılmak istenen HES'e karşı yıllardır mücadele yürüten Ahmetler köylüleri artık normal yaşantılarını sürdüremez hale geldiler. İş makinelerinin santral inşası için çalışması duyumu köylülere yetti, genç yaşlı demeden köylüler dün yine Kanyonun bulunduğu vadiye akın etti. Şirketin özel güvenlik elemanları kalkanlarıyla karşıladı köylüleri. Köylülerin sularını ve topraklarını koruma direnişi yükselince HES'çi şirket yine çareyi iftirada buldu ve 'İş makinelerine zarar veriyorlar' diyerek onlarca Jandarmayı alana getirtti. Köylüler Jandarmayla karşı karşıya gelmemek için direndi. Saatlerce Jandarmaya dil döken köylüler avukatlarının, temsilcilerinin ve basın mensuplarının iş makinelerinin oraya gidip durumu öğrenmeleri için Jandarmayı ikna etti.
Şirket Elemanlarına Köylüler; 'Buradaki Kanlı Ekmeğe Ortak Olmayın' Dediler
Kanyonun derinliklerine kadar inen köylülerin temsilcileri kalkanlı özel güvenlik elemanlarını ve iş makinelerini bekleyen Jandarmayı görünce isyan etti. Köylülerin temsilcilerinden Özgür Varol özel güvenlik elemanlarının karşısına dikilerek onları ikna etmeyi denedi. Varol; "Önceki şirketlere izin vermediğimiz gibi, sonrakilere de bu şirkete de izin vermeyeceğiz. Burada halkın kaynakları peşkeş çekiliyor. Burada halkın kaynaklarının peşkeş çekilmesine sizler alet olmayın. Hepimiz genciz, hepimizin kolu kuvveti yerinde. İş bulabiliriz. Hani derler ya; 'şu taşı sıksak suyunu çıkartırız' Bizler öyle insanlarız. Bizler bu yurdun yetiştirdiği insanlarız. Taşı sıksak suyunu çıkartırız. Burada ki kanlı ekmeğe ortak olmayın. Buradaki kanlı ekmekten yemeğin arkadaşlar. Sizden ricam budur. Ailenizi, sizi sevenleri endişe içine sokmayın. Bizler sizleri kardeşiniz olarak görüyoruz ama sizi bu firma karşımıza çıkarıyor. Biliyoruz, Türkiye'nin bir çok yerinde olduğu gibi, sizden biri ölse dahi hiç bir şekilde bunlar sizin gözünüzün bir damlasına bakan insanlar değil. Bunlar sizin hepinizi feda edebilecek insanlar. O doğrultuda sevenlerinizi, kendinizi düşünün, olmamış çocuğunuzu düşünün arkadaşlar. Lütfen halkla karşı karşıya gelmeyin. Bizlerin karşısına çıkmayın. Bu su bizler için damarlarımızdaki kandan başka bir şey değildir. Bu su akacak, damarlarımızda aktığı gibi akacak. Onun için lütfen sağduyuya davet ediyorum sizi. Lütfen kendinizi feda ettirmeyin, kullandırmayın. Halka rağmen, halk adına yapıldığı söylenen şeylere alet olmayın lütfen" ifadelerini kullandı. Alanda yaptıkları ikna konuşmalarının ve incelemelerin ardından temsilciler vadinin yukarısına, köylülerin yanına döndüler.
Kanyona Giden Yolu Kapattılar, Oturma Eylemi Yaptılar
Şirketin araçlarının vadiye doğru ilerlediğini gören köylüler arkalarından gitmek isteyince Jandarma köylüleri engelledi. Jandarma ile uzun süren konuşmaların ardından bu kez köylüler başka araçlarında geçmesini engellemek üzere yolu kapattı. Jandarmanın da geçişine izin vermeyen en başta köylü kadınlar olmak üzere Türk Bayrağı açarak oturma eylemi yaptılar. Köylü kadınlar; "Hiç uğraşmayın. Vermeyeceğiz suyumuzu da yurdumuzu da. Hiç uğraşmasın, hepimiz öleceğiz vermeyeceğiz. Biz burada gerekirse öleceğiz. Onlarda vazgeçsinler bu inatlarından" diye haykırdılar. Köylü yurttaşlar, Jandarmaya da tepkilerini dile getirdiler; "Hapur'da Cilvegözü'nde sınırda teröristlerle böyle uğraştınız mı? Burası Akçakale, Cilvegözü değil." Jandarmayla saatlerce konuşmaya çalışan köylüler şirketin güvenlik elemanlarının ve makinelerinin alandan çıkartılmasını istediler. Jandarma Komutanı'nın 'yolu açın' demesine köylüler, "Komutanım bu yolu biz yaptık" diye karşılık verdiler.
Burası Bizim Çanakkale Savaşımız. Ölüm Var Dönüş Yok
Oturma eylemini sürdüren köylü kadınlar, yolu HES'e karşı kapattıklarını, HES'i istemediklerini belirterek, şirketin kepçelerini ve özel güvenliklerini alarak alandan ayrılmalarını istediler. Köylü kadınlar; "Canımızı vereceğiz, suyumuzu da yolumuzu da vermeyeceğiz. Biz açız. Bizim açlığımızı düşünmediler, onların açlığını düşündüler. Biz adam değil miyiz? Biz vatandaş değil miyiz? Suyumuzu da yurdumuzu da vermeyeceğiz. Yeter artık gelmesinler buraya. Ölüm var dönüş yok. Başbakan'a söylüyorum; bizi burada kessin, öldürsün. Biz burayı vermeyeceğiz. Bizim burası Çanakkale Savaşımız. Burada savaşacağız, vermeyeceğiz. Başbakan'a duyuruyorum; Başbakansa gelsin bizi burada kurtarsın. Hiç buradan kalmak yok. Bizde Türk vatandaşıysak, bize de bir hak versinler, bizi de bir görsünler. Bizde buralarda çalışarak kazanıp okutuyoruz, çorumuzu, çocuğumuzu. Biz aç mı duracağız? Herkes gitsin ülkesinde doyursun karnını. Kanımızı vereceğiz, suyumuzu vermeyeceğiz" dediler.
Son Nefese Kadar Mücadele Dediler
İstanbul'dan Vadiye gelen bir yurttaş ise HES'e karşı olduğunu, yetkililerin de bir şeyleri yapacakları varsa şimdi yapmaları gerektiğini belirtti. 70-80 yaşlarında köyün yaşlı erkekleri ise; "Burada vatanımızı korumak için oturuyoruz. 150 haneli köyün malını, suyunu, her şeyini korumak için buradayım. Nefesimin sonuna kadar da çalışacağım. Biz buraya canımızı kanımızı feda ettik. Hiç birimiz buradan gitmeyeceğiz. Bir kişi kalıncaya kadar devam edeceğiz savunacağız. Ölünceye kadar mücadelede buradayız, malımızı, şerefimizi, namusumuzu."
Ey Jandarma Askerlik Yeminini Hatırla!
HES'çi şirketin Jandarmayla kendilerini karşı karşıya getirmesine tepki gösteren bir köylü yurttaş, Jandarmaya yeminini hatırlattı; "Askerdeyken bir yemin etmişlerdi, 'milletimi, vatanımı, cumhuriyetimi koruyacağıma ant içerim' dediler. Bu mudur yani ant içmek, vatanı korumak milleti korumak?" diye konuştu.
Oy İçin Gelmesinler
Köylüler yetkililere de tepki gösterdi. Kendilerini görmezden gelen siyasilere köylüler sandığı gösterdiler; "Bizden bu sene hiç oy çıkmayacak. Sandık başına varmayacağız. Çünkü bizi gören yok. Hiç oy vermeyeceğiz, sandığı boş yollayacağız. Oy için gelmesinler, oy istemeye gelenleri almayacağız köye" ifadelerini kullandılar.
Yaklaşık iki saat süren oturma eyleminin ardından köylüler yolu açtılar. Jandarma vadiye indi ama köylülerinde şartı vardı; Onlarda vadide olacaklardı. Akşamın ilerleyen saatlerine kadar Köylüler alandaki direnişini sürdürdüler.
Direniş Bugünde Sürüyor
Ahmetler köylüsü dün geceden itibaren yoğun yağmura rağmen çadır nöbeti tutmaya başladı. HES'e karşı direniş, köylünün yaşam ve onur savaşına dönüştü. Basının bulunmadığı yerde köylüleri tartaklayan özel güvenlikçiler yetmedi, bugün de jandarma köylüye karşı şiddet uygulamaya zorlanıyor. Askeri araçların HES şirketinin servis aracı olarak kullanıldığı öğrenildi. Köylülerin engellemeleri üzerine şantiyeye gidemeyen şirket çalışanları ve erzakları askeri araçlarla taşınıyor. Köylülerden edinilen son bilgi ise; Vali'den kesin emir varmış: "Bu HES yapılacak."
Dün sabah saatlerinde başlayıp yağmur çamur demeden geceden sabaha yaşamını, suyunu, toprağını savunan köylüler yine vadide HES'e karşı direnişteler. Köylüler yaktıkları ateşin etrafında mücadele ateşini de harlıyorlar.
Haber: Devrim Dönmez
Fotoğraf: Özkan Dizlek
ulusalkanal.com.tr