Aydınlık gazetesi yazarı İsmet Özçelik yazdı: AKP’liler: Yönetemiyoruz!
Aydınlık gazetesi yazarı İsmet Özçelik, geçtiğimiz günlerde AKP'li isimlerle bir araya geldiğini yazdı. Özçelik, "Arife günü AKP’li tanıdıklarımla bir araya geldik. “Etkili” isimler. Külliye’ye de Çankaya’ya da rahatça girip çıkabiliyorlar. Sohbet ettik. Konu ister istemez güncel gelişmelere geldi. Sıkıntılı bir dönemden geçildiğini ısrarla vurguladılar. Eskiden bir sorun yaşandığında, B, C, D planlarını peş peşe sıralarlardı. Bu kez suskunlardı. Ne yapacaklarını da bilmiyorlardı. AKP için karamsar bir tablo çizdiler. Anlattıklarını yazacağımı söyledim, “yazma” demediler. Belli ki duyulsun isteniyordu" ifadelerini kullandı.
Özçelik'in yazısı şöyle:
Devlette işler yürümüyor. Bürokraside yükselmede liyakat değil başka kriterler geçerli olduğu için işler tıkanma noktasında. Ülkeyi düşünen yok. FETÖ’den doğan boşluğu doldurmak için diğer tarikatlar birbirleri ile yarışta.
En hassas kurumlarda sıkıntı büyük. AKP kulislerinde bile emniyette, jandarmada, ... yaşananlar konuşuluyor.
AKP’LİLERİN ANLATTIKLARI
Arife günü AKP’li tanıdıklarımla bir araya geldik. “Etkili” isimler. Külliye’ye de Çankaya’ya da rahatça girip çıkabiliyorlar. Sohbet ettik. Konu ister istemez güncel gelişmelere geldi. Sıkıntılı bir dönemden geçildiğini ısrarla vurguladılar. Eskiden bir sorun yaşandığında, B, C, D planlarını peş peşe sıralarlardı. Bu kez suskunlardı. Ne yapacaklarını da bilmiyorlardı.
AKP için karamsar bir tablo çizdiler. Anlattıklarını yazacağımı söyledim, “yazma” demediler. Belli ki duyulsun isteniyordu. Anlattıkları özetle şöyle:
ADAM BULAMIYORUZ
Bürokrasi dökülüyor. Ama mevcutların yerine koyacak adam bulamıyoruz. Eskiden partiye bir akış vardı. Kesildi. Konunun uzmanları, birikimli bürokratlar bizden uzak duruyor. Ekonomi yönetimi dökülüyor. Ama yerlerine koyacak daha iyisi de yok. Bu ciddi bir sorun. Geleceğe ilişkin kötü bir işaret.
KABİNEDE REVİZYON
ByLock kullanan, birinci derecede yakınlarında ByLock olan, eşleri FETÖ’ye takılmış, hatta onlarla örgütsel bağları olanları biliyoruz. Biz bildiğimize göre Reis’in bilmemesi mümkün mü?
Ama yerine geleceklerin onlardan daha iyi olduğunu bilmiyoruz ki! Bunlar hiç olmazsa kontrol altında. Biraz tecrübeleri de var. Yeni gelenler sıfırdan başlayacak. Ne yapacakları da belli değil. Daha önce sütten ağız yandığı için, yoğurt üflenerek yeniyor.
Önümüzdeki günlerde danışmanlardan hükümete kayanlar olursa sürpriz olmaz.
CUMHURBAŞKANI BÜROKRATLARLA ÇALIŞIYOR
Cumhurbaşkanı ülkeyi bakanlarla değil bürokratlarla idare ediyor. Bütün işleri birkaç bakan, bakan yardımcısı ve bürokratlarla götürüyor. Elbette bunu isteyerek yapmıyor. Mecburiyetten. Bakanlar kötü, bürokratlar yetersiz olunca sorunlar çözülmüyor, aksine büyüyor.
ÜLKEYİ YÖNETEMİYORUZ
Özetle sonuç şu: Ülkeyi yönetemiyoruz.
Yönettiğimizi sanıyoruz, ama yönetemiyoruz. Cumhurbaşkanımız şu anda hazırdan yiyor. FETÖ mücadelesi dahil birçok konuda yalnız. Ekonomide, dış politikada, iç siyasette, ... manzara ortada. Akıllı bir politika izlenseydi şimdi bambaşka bir noktada olurduk.
İşin kötüsü parti tabanı da bunun farkında. Seçim kazansak da güven sorunu var. En ufak bir sallantıda AKP’den uzaklaşacakların sayısı tahminlerden çok fazla.
İŞARETLER!
Siz de ayrıntısıyla yazdınız. 16 Nisan halk oylaması iyi değerlendirilmeli. Türkiye’yi ayakta tutan bölgeler bizden uzaklaşıyor. Sanayi merkezleri, döviz kazandırıcı tarım yapılan iller, turizm bölgeleri, ... soğudu.
1 Kasım seçim sonuçlarıyla 16 Nisan halk oylaması sonuçları karşılaştırılırsa tehlike iyice görülür. Partide istatistik oyunlarıyla durumu idare etmeye çalışanlar var. Herkesin işine geldiği için de inanmaya hazırlar. İnanıyorlar da.
Eğitimli nüfusun tutumu da ayrı. “Bir izleyelim, o kadar da korkulacak bir durum yok” diyenlerin tavrı hızla değişiyor. Eğitimli kesimlerin AKP’ye tepkisi artıyor. Bu belki o kadar önemli değil. Ama bu kesimin etkisi yükseliyor, bu önemli. Hem de çok önemli. Türkiye’nin motoru onlar!
Eğitim düzeyi düşük seçmene dayanarak daha ne kadar gidebiliriz ki!
TEK BAŞINA YÖNETME DEVRİ BİTTİ
Bunlar AKP’lilerin değerlendirmeleri. Kapalı kapılar arkasında yapılan sohbetlerde bunları hatta daha fazlasını her gün duymak mümkün.
“Çaresizlik” belirtileri açıkça görülüyor.
AKP’nin tek başına iktidarının sonuna gelindiğinin farkındalar. Önümüzdeki döneme ilişkin tartışmalar da bundan.
“16 Nisan halk oylaması tuzaktı” diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Şimdiden yeni döneme hazırlık yapanlar oluğu hissediliyor. Henüz tam o aşamada olmasa da ANAP’ın son dönemini andıran işaretler var!
İçimizde ve dışımızda yaşanan gelişmeler, “Milli Hükümeti” zorluyor!
Er ya da geç!
İzliyoruz!
ulusal.com.tr