Sabahattin Önkibar yazdı: FETÖ-PKK şakşakçısı Emin Çölaşan!
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan İpek Medya grubuna yapılan operasyonlar sonrası "Şimdi Cemaati Savunma Zamanı" başlığıyla bir yazı kaleme almıştı.
Aydınlık gazetesi usta yazarlarından Sabahattin Önkibar, "FETÖ-PKK şakşakçısı Emin Çölaşan!" başlık bir yazı yazdı.
Önkibar, yazısında, "Bir gün Fehmi Koru, “Sözcü’nün sahibi Işık Evlerinde yetişen Fethullah müridi” diye yazdı.
Biz bu ifadeyi sütunumuza alınca Emin Çölaşan bana 100 (milyar) bin liralık dava açtı ama havasını aldı. Geçen zaman bizi doğruladı yani Emin artık Fethullah ile PKK’nın bayraktarı.
Dün utanmadan şunu yazdı: “FETÖ’ye nasıl terör örgütü denir, şimdi Fethullah’ı savunma zamanı!” O zaman cevap ver Emin Efendi, FETÖ poliste, yargıda ve bütün devlette niye kadrolaştı? TSK’ya ve Atatürkçülere kahpe operasyonu yapan FETÖ değil de yoksa sen miydin? Üstlendiğin yeni misyon Fehmi Koru’nun cemaatçi dediği patronunun sana son emri midir? Keza kravatlı PKK’yı sırtlanman yine aldığın yeni görev midir? Söyle Tayyip ile mücadele etmenin yolu FETÖ ile PKK’nın avukatlığına soyunmak mıdır? ODTÜ Kürek Takımının küfürcüsü Emin eğer öyle ise durma önce Pensilvanya’ya sonra Kandil’e git!
Tayyip ile demokratik mücadeleye sonuna kadar evet ama onunla mücadele adına yılanlarla yatağa girmeye hayır!" ifadelerine yer verdi.
İşte Önkibar'ın yazısı
Bir gün Fehmi Koru, “Sözcü’nün sahibi Işık Evlerinde yetişen Fethullah müridi” diye yazdı.
Biz bu ifadeyi sütunumuza alınca Emin Çölaşan bana 100 (milyar) bin liralık dava açtı ama havasını aldı. Geçen zaman bizi doğruladı yani Emin artık Fethullah ile PKK’nın bayraktarı.
Dün utanmadan şunu yazdı: “FETÖ’ye nasıl terör örgütü denir, şimdi Fethullah’ı savunma zamanı!” O zaman cevap ver Emin Efendi, FETÖ poliste, yargıda ve bütün devlette niye kadrolaştı? TSK’ya ve Atatürkçülere kahpe operasyonu yapan FETÖ değil de yoksa sen miydin? Üstlendiğin yeni misyon Fehmi Koru’nun cemaatçi dediği patronunun sana son emri midir? Keza kravatlı PKK’yı sırtlanman yine aldığın yeni görev midir? Söyle Tayyip ile mücadele etmenin yolu FETÖ ile PKK’nın avukatlığına soyunmak mıdır? ODTÜ Kürek Takımının küfürcüsü Emin eğer öyle ise durma önce Pensilvanya’ya sonra Kandil’e git!
Tayyip ile demokratik mücadeleye sonuna kadar evet ama onunla mücadele adına yılanlarla yatağa girmeye hayır!
Sancar mı, Çetin Altan mı Hulusi Paşa!
İşim gereği 30 yıldır Genelkurmay’ın nefes alışlarını bile izlerim.
Karargahın siyasi aidiyeti olan herhangi bir isim hakkında üç gün öncesine kadar kanaat açıkladığına hiç şahit olmadım.
Oysa mevcut Genelkurmay Başkanımız Hulusi Akar, Çetin Altan gibi bir ismi sahiplendi ki aynı şeyi Akar’dan bir gün önce Fethullah Gülen yaptı.
Pardon ama Çetin Altan, Atatürk karşıtlığı tescilli ve AB gibi egemenlik devrini savunan mandacı bir aydın ve toplumda ekseriyetle sevilmiyor.
Soruyorum böyle birini sahiplenmek yoksa Hulusi Akar’ın bir yerlere verdiği “Ben buyum” mesajı mıdır?
Yok amaçlanan edebi kişiliği kutsamaksa pardon ama Hulusi Akar’ın öncelikle Nobel ödülü alan ve Atatürk ile Cumhuriyeti selamlayan Aziz Sancar’ı kucaklaması gerekmez miydi?
Kendisini sahiplendiğimiz için bazı dostlarımızdan sitem işittiğimiz Hulusi Paşa ne yapmak istedi, anlamak isteriz!
Sembol Saray değil Çankaya’dır!
Tayyip Erdoğan hazretleri şöyle buyurdular:
-”Beştepe külliyesi Cumhuriyetin sembolüdür.” Orada dur Recep Bey!
Beştepe’deki Saray pek çok şeyin sembolü olabilir de asla Cumhuriyetin sembolü olamaz.
Niye mi? O yapı kaçak yani hukuksuz. Dahası, israf, şatafat ve debdebeyi çağrıştırıyor.
En önemlisi Cumhuriyetin tarih tarafından tescilli mekan sembolü var ve orası Çankaya Köşküdür. Boşuna uğraşma Erdoğan, Ay’a Güneş diyerek inandıramazsın!
Gül’ün HDP aşkı!
Ne memleket be! Kılıçdaroğlu Fethullah’a aşık, Fethullah ise ABD ile İsrail’e!
Bahçeli Abdullah Gül’e aşık, Gül ise HDP pardon PKK’ya!
Bunu nereden mi çıkardım? Financial Times gazetesinden!
Abdullah bey bu gazetedeki röportajında “İyi ki HDP var” buyurdu. Bu mülakattan bir gün sonra Bahçeli aynen şunu söyledi:
-”Abdullah bey büyük bir değerdir, mutlaka siyasette olmalıdır.”
Kimin eli kimin cebinde bilen var mı?
Gökçek niye korkuyor!
Melih Gökçek’i 1988’den beri tanırım.
Gerçi son 10 yıldır telefonla bile konuşmuşluğumuz yoktur ama intikamcı kişiliğini iyi bilirim.
Kendine yanlış yapanı affetmez.
Öyle iken Melih bu aralar sürekli geri viteste!
Oğlu Osman, 7 Haziran’da yoklamalarda birinci çıkmasına rağmen AKP’den aday yapılmadı.
Gökçek bunu sineye çekip AKP’ye militanlık yapmanın yanısıra kendine bel altı saldıran Bülent Arınç’a bile tahammül etti.
1 Kasım’da yine aday yapılmayan Osman ise babasının emri ile AKP için kanalında çırpınmaya devam ediyor.
Bunun iki cevabı var... Ya çok korkuyor ya da çok seviyor... Sizce hangisi?
ulusalkanal.com.tr