Çobandan altı taksitle kurbanlık!
Kurban Bayramına sayılı günler kala Türkiye'nin en eski canlı hayvan pazarlarından biri olan Isparta Eğirdir'deki Pınar Pazarı Panayırı'nda hayvan üreticileri ve tüketicilerin nabzını tuttuk.
Yusuf Yavuz
Kurban Bayramına sayılı günler kala Türkiye'nin en eski canlı hayvan pazarlarından biri olan Isparta Eğirdir'deki Pınar Pazarı Panayırı'nda hayvan üreticileri ve tüketicilerin nabzını tuttuk. Bir zamanlar günde 2 bin 500 ila 3 bin arasında canlı hayvanın satıldığı Pınar Pazarı'nda bu gün bu sayı150 ila 200 civarına düşmüş. Eski günlerini arayan 800 yıllık Pınar Pazarı hareketliliğinin halen sürdürüyor. Bölgedeki dağlardan pazara hayvan satmaya gelen çobanların en büyük sorunlarının başında ise keçilere saldıran kurtlar geliyor.
800 YILI DEVİREN PAZARDA ALIŞVERİŞ GELENEĞİ SÜRÜYOR
Isparta'nın Eğirdir ilçesinde her yıl Ağustos ayı başından, Ekim ortasına kadar her hafta Pazar günleri kurulan tarihi Pınar Pazarı Panayırı, Anadolu'nun en eski pazarlarından biri. 800 yıldan fazladır üretici ve tüketicinin doğrudan buluşmasına tanıklık eden ve bu yıl 19 Ekim’de sona ereceği belirtilen Pınar Pazarı'nda; peynirden semere, ayakkabıdan giyime her türlü ihtiyacı bulmak mümkün. Ancak pazarın en önemli özelliği canlı hayvan satışı. Geçmiş yıllarda günde 3 bine yakın canlı hayvanın satıldığı pazarda, 150 civarında kasap çalışıyormuş. Pazarda bulunan mezbahada yapılan kesimler, doğrudan ve taze olarak tüketiciye ulaştırılıyor. Pınar Pazarı'nda bir kilogram kemikli keçi etinin fiyatı 20 TL. Ancak pişirmekle uğraşamam diyorsanız hemen tezgahların yanıbaşında bulunan açık hava fırınlarında işinin ehli ustalar tarafından pişirilen fırında oğlak kebabından tadabilirsiniz. Dört kişiye yetecek orandaki kebabın kilosu ise 60 lira.
ÇOBANLARIN İSYANI: 'KEÇİLERİMİZİ KURTLAR BOĞUYOR'
Pınar Pazarı, her zaman olduğu gibi Kurban Bayramı öncesinde de oldukça hareketli. Pazarın canlı hayvan satılan bölümünde konuştuğumuz üreticiler, bu yılki kurbanlık satışının yavaş olduğunu söylüyor. Buradaki kurbanlık fiyatları bölgedeki diğer pazarlara göre oldukça uygun. 300 liradan başlayıp 800 liraya kadar ulaşan fiyatlara keçi ve koyun satışı yapılıyor. Pazarlık ise bu alışverişin olmazsa olmazı. Aydın'dan Konya'ya, Burdur'dan Antalya'ya pek çok yerden hem alıcı hem de satıcının bir araya geldiği pazarda keçilerini satan Eğirdir Barlalı çobanlar, en büyük sorunlarının keçilerini parçalayan kurtlar olduğunu söylüyor. Yılda yaklaşık 40-50 civarında keçisinin Barla Dağı eteklerinde kurtlar tarafından boğularak öldürüldüğünü anlatan Barlalı çobanlar, yaban domuzlarıyla mücadele etmek için doğal ortama bırakılan kurtların keçi sürülerine saldırdığını söylüyor. En büyük dilekleri ise bu sorunun bir an önce çözülmesi.
ZAMANA DİRENEN PINAR PAZARINDA TÜM RENKLER BULUŞUYOR
Pınar Pazarı'ında seyyar Sürmene bıçakları satan İzmirli bir satıcı ise 30 yıldır geldiği pazardaki satışların bu yıl azaldığını söylüyor. Bölgede elma hasadının başlaması da pazarın hareketini etkilemiş ancak her şeye karşın yüzlerce yıllık Pınar Pazarı zamana direnerek Anadolu'nun tüm renklerini haftada bir gün ulu söğütlerin altında, soğuk suların kıyısında buluşturmayı sürdürüyor.
SARIKEÇİLİ ÇOBAN İBRAHİM BACAK KURBANA HAZIR
Kurban Bayramı öncesinde konuştuğumuz Sarıkeçili Yörüklerinden Çoban İbrahim Bacak, keçilerini henüz pazarlara çıkarmadığını ancak bir kaç gün içinde Konya ve Seydişehir pazarlarında satışa çıkaracağını söylüyor. Yaz aylarını Konya bölgesindeki yaylalarda geçiren göçebe keçi yetiştiricilerinden biri olan İbrahim Bacak, bu yılki kurbanlık küçükbaş hayvan fiyatlarının 750 ila 800 lira arasında olduğunu dile getiriyor. Göçebe çobanların en büyük sorunlarından birinin Çiftçi Mallarını Koruma Birlikleri tarafından kendilerinden istenen otlakiye paraları olduğunu anlatan Bacak, "biz zaten Orman İdaresi'nden izin alıyoruz ve izinli alanlarda hayvanlarımızı otlatıyoruz. Ancak Birlikler bizden ayrıca para talep ediyor. Bize 'para ödemezseniz seneye burada hayvan otlatamazsınız' diyorlar. Kaymakamlıklara başvurularda bulunduk. Ne olacak bilmiyoruz" dedi.
SERİKLİ ÇOBAN ADNAN DEMİR: 'KURBANLIĞIN KİLOSU 20 LİRA'
Yaz aylarını Isparta'nın Aksu ilçesi sınırlarındaki Anamas ve Melikler yaylalarında geçiren Antalya Serikli Çoban Adnan Demir ise Kurban Bayramı öncesinde beklentilerinin çok yüksek olmadığını, hayvanlarının ederi üzerinden satılabilmesinin kendileri için yeterli olduğunu söylüyor. Bu yıl kurbanlık fiyatlarının 450 ila bin lira arasında değiştiğini anlatan Demir, "kurbanlıklar ortalama kilosu 20 TL gibi bir fiyattan alıcı buluyor. Ben koyun ve keçi satıyorum. Bizim için bu dönem hasat zamanı. Tüketicilerin bütçesine göre hayvan satıyoruz" diye konuştu.
ÇOBANLAR BİLE TAKSİTLE KURBANLIK SATIYOR
En büyük sorunlarının dev AVM'ler olduğuna dikkat çeken Çoban Adnan Demir, "dev marketler kredi kartına on taksitle kurbalık satıyor. Bu durum bizim gibi kendi yağıyla kavrulan üreticileri olumsuz etkiliyor. Bizim bütçemiz büyük alışveriş merkezlerinin yanında devede kulak değil, tüy bile kalmıyor. Biz de mecburen taksitle kurban satıyoruz. Nereden olursa olsun bildiğimiz, tanıdığımız tüketicilere 4 ila 6 taksite kadar kurbanlık satıyoruz" dedi.
PROF. DR. M. KAYMAKÇI: 'BUĞDAY İLE KOYUN GERİSİ OYUN'
Kurban Bayramı öncesinde Türkiye'deki kırmızı et fiyatlarının yükselişine dikkati çeken Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Böl. Öğr. Üy. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı da, konuyla ilgili bir değerlendirme yaptı. "Bir zamanlar 'Buğday ile Koyun, Gerisi Oyun' dediğimiz güzel ve yalnız ülkemizde, kırmızı et fiyatları giderek yükseliyor.Bu konu özellikle Kurban Bayramı yaklaşırken kamu oyunun dikkatini daha fazla çekiyor" değerlendirmesinde bulunan Kaymakçı, "Neden bu duruma düşüldü?" sorusuna ise, "Önemli nedenlerden birisinin hayvan hastalıkları olduğu belirtiliyor. Türkiye'de şap, brusella ve koyun keçi çiçeği gibi birçok bulaşıcı hastalıklar var. Bu hastalıklar hayvanlarda ölüme, verim kaybına, yavru atığına ve insan sağlığına zarar veriyor. Ve çiftçiler fakirleşiyor" yanıtını verdi.
HAYVAN İTHALATI YAPILMAMALI, AİLE ÇİFTÇİLİĞİ DESTEKLENMELİ
Değerlendirmesinde, bulaşıcı hastalıkların yok edilmesini ve kesinlikle hayvan ithalatı yapılmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kaymakçı, Türkiye'nin kırmızı et üretimini arttırmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Tarımda uygulanan yeni-liberal politikalardan vazgeçilmeli. Özelleştirilen ve kimileri de kapatılan Tarımsal KİT’ler; Süt Endüstri Kurumu, Yem Sanayi, Yapağı ve Tiftik Anonim Şirketleri yeniden açılmalı. Et ve Süt Kurumu’nu işlevsel hale getirilmeli.Ulusal Süt Konseyi ve Et Konseyi süs olmaktan çıkartılmalı. Koyun ve keçiciliğin hayvansal üretim içindeki payını daha artıracak düzenlemeler yapılmalı. Kesinlikle ve kesinlikle hayvansal ürünlerinde ithalata yönelmemeli. Dünya Ticaret Örgütü’nün getirdiği zorlamalara çare aranmalı. Asıl önemlisi, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerinin,bir başka deyişle aile çiftçiliğinin dirliğini artıracak önlemler alınmalı. Çiftçilerin kooperatifler aracılığıyla mallarını pazarlamaları için satış yerleri sağlanmalı."