Vatan Partisi'nden Orhan Uğuroğlu'na cevap
Vatan Partisi Basın Bürosu Başkanı Osman Erbil, Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu’nun 20 Haziran 2020 tarihli köşe yazısında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında yazdıklarına ilişkin yanıt kaleme aldı.
Vatan Partisi Basın Bürosu Başkanı Osman Erbil'in, Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu'nun Doğu Perinçek hakkındaki yazılarına ilişkin yaptığı açıklama şöyle;
Sayın Orhan Uğuroğlu,
Yeniçağ gazetesinde 20 Haziran 2020 tarihli yazınızda MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın partimizle ilgili hakaretamiz sözlerini alıntılayarak, Vatan Partisi’nden sert bir yanıt verilmemesine şaşkınlığınızı belirtmişsiniz. Şaşıracak bir durum yok, çünkü partimizin hiç değişmeyen temel ilkelerinden biri hakaret edenlere hakaretle değil bilgi ve nezaketle yanıt verilmesi gerektiğidir. Bu bağlamda Yalçın’ın söz konusu açıklamasının da okunduğu, 17 Haziran 2020 tarihli Haber Global programında, Metin Özkan’ın mesnetsiz ithamlarına yanıt olarak Genel Sekreterimiz Utku Reyhan tarafından şu yanıt verilmiştir:
“Vatan Partisi Cumhur İttifakının içerisinde değildir. Bizim geleneğimizde gizli saklı iş yapmak da yoktur.
Ülkemizin ABD destekli PKK ve FETÖ terörü ile mücadelesi bizim on yıllardır savunduğumuz bir siyasettir. Burada Cumhur İttifakının yaptıkları Türkiye'nin lehinedir. Biz buna Vatan Savaşı diyoruz. Sonuna kadar da destekliyoruz. Kim ne der diye düşünmeden yapıyoruz bunu.
Devletimiz ve ordumuz ABD denetiminden çıkmış ve bağımsızlık yoluna girmiştir. Ülkemiz 60 yıllık NATO sisteminden çıkmakta ve Avrasya ikliminde bağımsız ve onurlu bir ülke olma yolundadır. Bu bizim 50 yıllık siyasetimizdir.
Ayasofya, Türk'ündür. Kime, neyi kanıtlıyoruz? Şüphemiz mi var bundan? İstanbul'u Fatih 1453'te fethetmiştir ama bazılarımız hala zihninde fethedememiştir. Vatan Partisi'nin bağımsız çizgisi vardır. Ayasofya konusunda sorumlu bir şekilde uyarılarda bulunduk. Sayın Erdoğan'ın geçen yıl aynı konuyu ‘tuzak’ olarak nitelendirdiğini hatırlatırız.
Bize milliyetçilik anlatanların en azından Sayın Perinçek'in yaptığı gibi Ermeni Soykırımı yalanını tarihe gömmek bir başarılarının olmasını bekleriz. Ya da 15 Temmuz'da uçaklar kalktığı anda karşı vaziyet almalarını.
Bizim için siyasi ahlak ve nezaket çok önemli. Bize hakaret edenlere aynı dille cevap vermeyeceğiz. Sözü olmayanlar hakaret eder. Sırtında sorumluluk olmayanlar hakaret eder. Biz fikri ve sözü olan insanlarız.”
Yukarıdaki metin, programın sunucusu Sayın Saynur Tezel tarafından canlı yayında okunmuştur. Gerekli yanıt eksiksiz verilmiştir.
İkinci olarak, köşenize başlığını taşıdığınız 15 Haziran 2020 tarihli Genel Başkanımız Doğu Perinçek tarafından yapılan yazılı açıklamanın özeti şöyledir:
-
Ayasofya’nın müzeden camiye çevrilmesi Türkiye’yi bölgemizde ve dünyada yalnızlaştıracak, ülkemizi güvenlikte ve ekonomide ciddî sorunlarla karşı karşıya bırakacak.
-
Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesi talebi Cumhurbaşkanı’nı hedef alan bir komplo karakteri kazanmıştır. Hangi niyetle yapılırsa yapılsın, sonuçları açısından Türkiye’yi yalnızlaştırma planıdır.
-
Statünün değişmesinin güvenlikteki bedelleri, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'tan Libya'ya, Suriye’nin kuzeyi ve Irak’ın kuzeyinden Filistin'e, Dağlık Karabağ'a ve Hürmüz Boğazına kadar uzanan coğrafyada ödenir.
-
Bütün hesaplarını bu yılki turizm gelirine göre yapan ülkemizin turizmini dinamitlersiniz. Yalnız Ayasofya ve İstanbul'a değil, Antalya’ya, Muğla’ya, Kapadokya’ya, Van’a, bütün Türkiye'ye gelen turist sayısında düşüş olur. Rus uçağının düşmesi gibi çok ağır ekonomik kayıplara uğrarız.
-
Ayasofya zaten ibadete açık; müzenin ibadete açık bölümü Hünkar Kasrı'nda 5 vakit ezan okunuyor, namaz kılınıyor. Siyaset meydanında maalesef halkın dinsel duygularını sömürme yarışı var.
-
Ayasofya'nın statüsünün değiştirilmesi ise hem Türkiye hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı olur.
-
Ayasofya'nın Türk toprağı olduğunu ispat etmek gibi garip bir gayretin içindeler. Egemenlik ve bağımsızlığımızı vatanımızın bütünlüğü, teröre karşı mücadele ve işsizlikten kurtulma konusunda kararlılık ve duyarlılıkla sağlamlaştırabiliriz.
-
Ayasofya zaten bizim ve aynı zamanda dünya medeniyeti açısından uluslararası bir kıymet. UNESCO’nun da ortak miras olarak kabul ettiği bu kuruma saygılı olarak Türkiye kendi saygınlığını artırır.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için bu açıklamamızı köşenizden vermenizi talep eder saygılar sunarız.