Perinçek Almanya'yı uyardı!
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Parti’ye geçtiğimiz gün katılan Federal Almanya Parlamentosu E. Milletvekili Hakkı Keskin geçtiğimiz gün Berlin’de düzenlenen basın toplantısında 1915 Olayları konusunda Alman kamuoyuna seslendi. Almanca ve Türkçe yapılan açıklamada Perinçek şunları söyledi:
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Parti’ye geçtiğimiz gün katılan Federal Almanya Parlamentosu E. Milletvekili Hakkı Keskin geçtiğimiz gün Berlin’de düzenlenen basın toplantısında 1915 Olayları konusunda Alman kamuoyuna seslendi. Almanca ve Türkçe yapılan açıklamada Perinçek şunları söyledi:
17 Aralık 2013 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir karar verdi. Mahkeme kararları diyor ki: “1915 Olayları ‘Holokost’ yani Yahudi Soykırımı’na benzemiyor, bu kapsamda değil. Yani “1915 soykırım değildir” diyor. Uluslararası mahkemeler tarafından dünyada kabul edilmiş tek soykırım Yahudi Soykırımı. Ona benzemiyor diyerek bu mahkeme aynı zamanda 1915 Olayları’nın soykırım tanımına girmeyeceğini belirtiyor.
Lahey Adalet Divanı’nında bir kararı var.Lahey Adalet Divanı, dünyanın en yüksek Uluslararası Ceza Mahkemesi. Sırbistan-Hırvatistan davasında verilen kararda bizi çok ilgilendiren iki önemli madde var: Bir; tehcir yani zorla göç ettirme soykırım anlamına gelmez diyor. İki; 1948 öncesine soykırım suçunun uygulanamayacağını belirtiyor. Çünkü daha 14,15,16. yy.’daAvrupa çağdaş ceza hukukuna adımlarını attı ve bunun temel ilkesi şuydu:“Kanunsuz suç olmaz”. Yani suç diye tanımlanmayan bir eyleme siz suç diyemezsiniz. 1915 yılında soykırım diye bir suç yoktu, kaldı ki soykırım kavramı dahi yoktu. 1948 Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ile soykırım suçu tanımlanmıştır. Ancak 1948’den sonraki olaylara uygulanabilir diye bütün uluslararası mahkemeler içtihatta bulunuyorlar. Bu bakımdan Alman Devleti’ni, Alman kamuoyunu, Alman Hükümeti’ni ve Federal Almanya Meclisi’ni buradan arkadaşça, dostça uyarıyoruz.
Zaten Almanya son zamanlarda bu konuda çok önemli bir tavra girmişti. Avrupa’da AİHM kararından sonra iklim değişti. 24 Nisan yıl dönümünde bir anma toplantısı yapmayacağını bizzat hükümet sözcüsü söylemişti. Daha önemlisi 1915 Olayları’nın tarihçiler tarafından araştırılmasını, Ermenistan ve Türkiye arasında görüşülmesini belirtmişti. “Parlamentolar mahkeme değildir, milletvekilleri yargıç değildir.” Bunlar uluslararası hukukun temel prensipleridir.
Soykırım bir suçtur. Suça parlamentolar karar vermez. Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre parlamentolar yasama organlarıdır ve yasa çıkarırlar. Herhangi bir suç konusunda hüküm vermek yargıya aittir ve uluslararası hukuka göre de soykırım suçuna ancak o suçun işlendiği ülkenin mahkemesi karar verebilir. 1915 Olayları Osmanlı Devleti toprakları içinde işlenmiştir ve soykırım suçuna ancak Osmanlı Devleti’nin bugün mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri veya Osmanlı mahkemeleri o zaman karar verebilirdi.
İngilizler soykırımla suçladıkları Osmanlı Devleti yöneticilerini Malta’ya götürdüler. İngiliz başsavcılığı, Türkiye’yi işgal ettikleri halde, takipsizlik kararı verdi. Hiçbir mahkeme soykırım diye bir karar vermedi. Şimdi bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var. Kaldık ki Büyük Daire’nin kararı da yakında açıklanacaktır. Herkes savunmaları gördü ve AİHM’in 2. Daire kararında ısrar edeceğini de Avrupa kamuoyu çok iyi bilmektedir.
BuradanAlmanya’ya sesleniyoruz. Almanya bizim eski dostumuz ve gelecekte ki dostumuzdur. Almanya ile Türkiye’nin ortak menfaatleri var. Hem Almanya hem Türkiye dünyada “efendi devletler” olmasını kabul etmiyor, çok kutuplu bir dünyayı savunuyoruz. Almanya gibi bağımsızlık geleneği olan bir ülkenin de Amerika’nın güdümünde Türkiye’nin parçalanması planlarına alet olmamasını bekliyoruz. Siyasi amaçlarla soykırım konusunda kararların kabul edilmesi Almanya’nın da çıkarlarına aykırıdır. Artık bu iş, Türkiye’ye karşı bir kötü niyeti ifade ediyor. Yani soykırım bir vicdan meselesi değil, doğrudan doğruya Türkiye’ye düşmanlığın ifadesidir. Almanya’nın herhangi bir şekilde soykırım yönünde karar alması Türkiye’de bir düşmanlık ilanı olarak kabul edilecektir. Gelecekte kaderlerimizin ortak olduğu Almanya’dan anlayış beklemek gerçekçidir. Onlardan uluslararası mahkemelere saygı duymalarını istiyoruz.
“HAKSIZLIĞA KARŞI DİRENMEK
HER NAMUSLU İNSANIN GÖREVİDİR”
Perinçek’in ardından konuşan Federal Almanya Parlamentosu E. Milletvekili Hakkı Keskin şunları söyledi:
Bu olay parlamentoların işi değil. Bir takım dini motiflerle bu konuyu ele alıp dünya kamuoyuna sunmak, Ermeni diasporasının 3T yani tanıma, tazminat, topraktalebine hizmet etmektedir. Bu yıllardır süregelen iddialara dost ülkelerin, özelliklede 3 milyonun üzerinde Türk vatandaşının yaşadığı Almanya’nın destek vermemesi gerekmektedir. Oysa Ocak ayına kadar Federal Almanya Hükümeti’nin çok doğru bir tavrı vardı. Diyordu ki:
Bir, 1948 Olayları soykırım tanımına girmez.
İki, bu konuda arşivler ışığında uzman tarihçiler komisyonu kurulmalıdır.
Üç, bu konu öncelikle Türkiye ve Ermenistan’ın konusudur.
Bunlar Federal Hükümet’in parlamentoya sunduğu tavrıdır. Bu tavırdan geri dönülmemelidir. Parlamento da hükümetin bu doğru çizgisini sürdürmelidir.
Haksızlığa karşı direnmek her namuslu insanın görevidir. Türkiye’ye haksızlık yapılıyor. Biz demokratik yollardan mücadelemize devam edeceğiz.
ulusalkanal.com.tr