Karadeniz – Akdeniz Dostluk ve Barış Planı Rusya gündeminde baş sıralarda
Vatan Partisi’nin Karadeniz – Akdeniz Dostluk ve Barış Planı Çalıştayı, Rus basının odağında. Komsomolskaya Pravda gazetesi Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü Misafir Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek ile çalıştayda sunulan 10 maddelik plan üzerine röportaj yaptı. Mehmet Perinçek, röportajda Türkiye ve Rusya’nın, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de ABD-NATO kaynaklı ortak bir tehditle karşı karşıya olduğunu, bu tehditlere iki ülkenin birlikte karşı koyabileceğini belirtti. Perinçek, “Rusya KKTC’yi, Türkiye de Kırım yarımadasını Rus toprağı olarak tanırsa karşılıklı çıkara dayanan işbirliği gerçekleşir” dedi.
Vatan Partisi’nin geçen Pazar günü düzenlediği Karadeniz – Akdeniz Dostluk Barış Planı Çalıştayı ve çalıştayda sunulan 10 maddelik plan, Rusya’nın önemli gündemlerinden biri olmaya devam ediyor. Rusya devlet ajansı RiaNovosti, Moskova’nın en büyük gazetelerinden İzvestia ve RussiaToday’in ardından şimdi de Komsomolskaya Pravda gazetesi planı değerlendirdi. Gazete, Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü Misafir Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek ile Karadeniz – Akdeniz Dostluk Barış Planı üzerine röportaj yaptı. Röportajın başında Karadeniz – Akdeniz Dostluk ve Barış Planı tanıtılırken “Karadeniz, Hazar Denizi, Ege Denizi, Akdeniz ve Umman Denizi bölgelerinde barışı ve gelişimi tehdit eden ABD ve NATO askeri üslerinin tasfiyesi isteniyor. Kırım'ın Rusya Federasyonu toprakları olarak tanınması; “Türkiye, Rusya, İran, KKTC, Abhazya, Çin, Kuzey Kore, Venezuela ve Küba'ya karşı yaptırım ve ambargoların ortadan kaldırılması talep ediliyor” ifadeleri kullanıldı.
DOSTLUK VE BARIŞ PLANININ STRATEJİK ÖNEMİ
Mehmet Perinçek, röportajda plandaki önerilerin Ankara ve Moskova açısından stratejik önemini şu sözlerle anlattı: “Türkiye ve Rusya, şu an ABD’den kaynaklı ortak tehditle karşı karşıya. ABD, Karadeniz ve Doğu Avrupa üzerinden Rusya’yı kuşatmak istiyorlar, ancak sadece sizin ülkeniz kuşatma altında kalmıyor, Türkiye de zor bir duruma düşüyor. Kime güveneceğiz? Kim gerçek dostlarımız? İşte tam da bu sebeple Ankara ve Moskova işbirliği içinde olmalı. Güvene ve iyi niyete dayalı ilişkiler kurarak ABD-NATO’nun Doğa Akdeniz ve Karadeniz’deki planlarına karşı koyabiliriz.”
KKTC’NİN VE KIRIM’IN TANINMASI
Perinçek, 10 maddelik planda Türkiye ve Rusya tarafından karşılıklı olarak atılması gereken adımları vurguladı: “Rusya’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Kırım, Rusya’ya ait olursa bu Türk milletinin de yararına. Bu konuda ortak bir dil bulmamız önemli. Aynı şekilde Türkiye’nin de benzer bir sorunu var; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tanınması…Türkiye, Kırım yarımadasını Rus toprağı olarak tanırsa, Rusya da buna cevaben KKTC’yi tanıyabilir. Her hâlükârda karşılıklı çıkara dayanan işbirliğinin gerçekleşmesi için Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan inisiyatif göstermeli ve adım atmalı.”
KARŞILIKLI ADIMLARIN EKONOMİYE ETKİSİ
Perinçek, KKTC ve Kırım konusunda varılacak uzlaşmanın ekonomik olarak olumlu etkileri olacağını kaydetti: “Kırım, Türk işadamları için büyük şans. Rusya, yarımadanın ekonomisini ve altyapısını yeniden yapılandırıyor, onu yatırım açısından cazip bir hale getiriyor. Koronavirüspandemisinden sonra turizme de büyük umutlar bağlandı. Diğer taraftan Rus işadamlarının ve müteşebbislerinin Güney Kıbrıs’la sorunları olduğunu biliyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bölge ülkelerince tanındığında, Rus iş dünyasına da önemli imkânlar sunacaktır.”
BÜTÜNCÜL STRATEJİNİN EKSİKLİĞİ
Türkiye hükümetinin Karadeniz ve Akdeniz bölgesi için emperyalizmine karşı bütüncül bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini Perinçek şöyle devam etti: “Hükümetin ABD’den gelen tehditle mücadele için bütüncül bir stratejisi yok. ABD, Suriye ve Irak’ta bölücüleri destekliyor, Türkiye’yi bölmek, ülkemizin toprak bütünlüğünü bozmak istiyor. Bu baskılara direnmek için Türkiye’nin aynı dertten mustarip Rusya gibi güçlü ortaklara ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriye’de Putin’le Astana sürecinde yaptığı gibi işbirliğine gereksinim var. Diğer taraftan Kuzey Kıbrıs’ın egemenliği de Moskova’nın çıkarına.”
Komsomolskaya Pravda, ayrıca paylaştığı bilgi notunda Vatan Partisi için “Amerikan karşıtı, Rus ve Çin dostu, İran ve Kuzey Kore gibi ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesini savunan bir çizgide” ifadelerini kullandı. Gazetenin konuyla ilgili röportaj yaptığı diğer isim Karadeniz – Akdeniz Dostluk ve Barış Planı Çalıştayı’na konuşmacı olarak katılanKırım Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Kırım Tatar Halkı Milli Şurası Koordinatörü Prof. Dr. LemaraSelendili’ydi. Selendili de “Eğer Türkiye, Kırım'ı Rusya toprağı olarak tanırsa, ardından bütün Türk devletleri bunu yapacaktır.” tespitini yaptı.
10 MADDELİK PLAN
Vatan Partisi’nin 10 Maddelik Karadeniz – Akdeniz Dostluk ve Barış Planı şöyle:
Karadeniz, Hazar Denizi, Ege Denizi, Akdeniz ve Umman Denizi bölgesinde barışı ve gelişmeyi tehdit eden ABD ve NATO üsleri tasfiye edilmeli, ABD güdümlü bölücü ve yobaz terörüne karşı mücadele desteklenmelidir.
Kıbrıs’ın Türk ve Rum halkları ayrı milletlerin mensuplarıdır ve çok acı geçmişleri nedeniyle artık bir arada yaşamaları olanaklı değildir. İki halk geleceklerini kaçınılmaz olarak ayrı ayrı belirlemişlerdir. Türkiye-Yunanistan dostluğu da bu gerçek temelinde sağlıklı bir yola girebilir. Abhazya Devleti de, Abhazya milletinin devletidir ve Karadeniz’de barış, istikrar ve güvenlik etkenidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Abhazya Cumhuriyeti’nin bölge ve dünya devletleri tarafından tanınması, ABD’nin hegemonyacı planlarını bozacak, barış, istikrar ve refaha hizmet edecektir.
Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de meşru haklarını koruması, Rusya, Suriye ve Mısır’dan Libya, Tunus, Cezayir ve İtalya’ya kadar Karadeniz ve Doğu Akdeniz ülkelerinin çıkarlarıyla uyumludur. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs askerî ittifakının tehditlerine karşı mavi vatanını savunması desteklenmelidir.
Libya'ya ABD merkezli müdahaleye son verilmeli, Libya’nın meşru hükümeti desteklenmeli ve toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. Libya’nın BM tarafından tanınan meşru hükümetinin kendi vatanını her yoldan birleştirme mücadelesi, hem hakkıdır, hem de Akdeniz’de barış için biricik çözümdür. Libya petrolü, Libya devleti ve milletinindir.
Kırım’ın Rusya Federasyonu’nun toprağı olduğu kabul edilmelidir.
Ermenistan’ın Azerbaycan toprağı olan Karabağ’daki işgaline son verilmesi için bölge devletleri ağırlıklarını koymalı ve Azerbaycan’ın vatan bütünlüğü sağlanmalıdır.
Suriye'nin toprak ve devlet bütünlüğü ve Suriye'de barış sağlanmalıdır. Suriye, bölücü ve yobaz terör örgütlerinden arınmalıdır. ABD, Suriye topraklarına yığınak yapmaya son vermeli ve Suriye’den çekilmelidir. İran, Rusya ve Türkiye’nin yürüttüğü Astana Süreci ve Türkiye ile Rusya arasındaki Soçi Mutabakatı, barışçı çözümün güvenceleridir.
İsrail’in Arap ülkelerinin toprakları üzerindeki işgaline ve Filistin halkı üzerindeki baskılarına son verilmeli, Kudüs başkentli bağımsız Filistin Devleti tanınmalıdır.
Türkiye, Rusya, İran, Suriye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Abhazya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Venezuela ve Küba’ya yönelik yaptırım ve ambargoların kaldırılması için ortak mücadele yürütülmeli, ülkeler arasında serbest ticaret ve ekonomik işbirliği koşulları oluşturulmalıdır. Dolar Saltanatına son verilmesi ve dünya halklarının refahı için, Millî Paralarla Ticaret geliştirilmelidir.
Karadeniz, Hazar Denizi, Ege Denizi, Akdeniz ve Umman Denizi ülkeleri arasında serbest ulaşım, iletişim, turizm, ekonomik ve kültürel gelişme önündeki engeller kaldırılmalıdır.