Unutulmayan kadın

Unutulmayan kadın

Dün bu köşede acılar içinde yazdık. KADER Yöneticisi kadınlar, Meclisin başına türban geçiren liderlere “aday listelerinde kadınları unutmayın” taleplerini açıkladılar.

Düşününüz daha iki gün önce, AKP yöneticileri kız-erkek okullarını ayıracaklarını açıkladılar.

Üniversite öğrencisi kızların evlerine polis kontrolü getirilmektedir.

Ve kadın derneği KADER, kadını tuzağa atan liderlere “kadını unutmayın” dileğinde bulunuyor.

Unutulmayacak kadın, başını dik tutan kadındır; mücadele eden kadındır.

Savaşan kadın

Aynı gün Ulusal Kanal beyazcamından izliyoruz. Manavgat Ahmetler köyünün kadınları, unutulmayacak duruşlarını beyinlerimize ve yüreklerimize oya işler gibi işliyorlar.

Köylü mücadelesinin en ön cephesinden haksızlığa meydan okuyorlar. Bir kadın “kellemizi veririz, suyumuzu vermeyiz” diyor. Diğeri “Toprağımıza suyumuza el koymaya kalkanlar bilsinler, biz ölümüne savaşa kararlıyız” diyor. Nöbet yerinde, gece karanlığında, hepsi arslanlar gibi kükrüyorlar.

THY grevinin kadın gözcülerine bakın, 196 gündür yağmur kar demiyorlar. İş güvenliği için, insanca yaşamak için, arkadaş dayanışması için unutulmayacak kadın örneği veriyorlar.

Yalvarmak yok.

Dilenmek yok.

Pantolon karşılığında Cumhuriyeti ve vatanı satmak yok.

Yüzyılların unutturamadığı kadın

Onurlu kadın, “beni unutma” diyen kadın değildir.

Onurlu kadın, yüzyılların unutturamadığı kadındır.

İşte o kadın Fransız İhtilali döneminde idam kürsüsünden haykıran kadındır: “Madem giyotine çıkabiliyoruz, halka hitap eden kürsülere neden çıkamıyoruz!”

Bin yılın unutturamadığı kadın

Tarih: Hicri 411, Miladi 1021’dir.

Dünya şairlerinin ustası Firdevsi’nin cenazesi Tüs şehrinin Rejan kapısından çıkarılıyor. Çünkü mollalar Firdevsi’yi “zındıktır” diye Müslüman mezarlığına gömmemişlerdir.

Aynı anda Tüs şehrinin bir başka kapısından Sultan Gazneli Mahmut’un Şairi Azam’a yolladığı hediye kervanı girmektedir.

Firdevsi’nin kızı, Sultanın yolladığı bir kervan yükü hediyeyi reddeder. Kısaca “Benim bunlara ihtiyacım yok” der.

Unutulmayan kadın, sultanların haremde kendisini çağıracağı geceyi bekleyen kadın değildir, sultanın yolladığı bir kervan yükü hediyeyi reddeden kadındır.

Sultanlara “beni unutma” diyenler unutulmuşlardır.

Ama gökten gelen gururlu kadınlar, onlar bin yıl geçse onurlu yaşamanın örnekleri olarak kuşaktan kuşağa belleğimizin en zengin hazinesidir.

“Bayanlar” değil kadınlar

Okurumuz Emre Gülay 11 Eylül 2013 günü yazıyor:

Sayın Perinçek, dün çıkan “Tesettürlü Olimpiyatlar hangi tarihte yapılacak?” başlıklı yazınızda sürekli olarak “bayanlar” ifadesini kullanmışsınız. “bayan voleybol, bayan basketbol, bayan atletizm, bayan öğrenci” şeklinde. Oysa “bayanlar” değil “kadınlar” demeniz gerekiyordu. “Bayan” diye bir cinsiyet yok bildiğiniz üzere. Cinsiyetler “kadın-erkek” olarak ayrılırlar bilindiği üzere. Yoksa siz de mi “Kadının adı yok”

Bakın Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel de “kadın” ifadesinin daha doğru olacağını savundu. Türkiye’de bir kesimin, “kadın” denmesinden tedirgin olduğunu dile getiren Özel, “Bayan, hanım gibi nezaket ifadesi olarak kullanılır. ‘Bayanlar’ ifadesini ben tutucu buluyorum” dedi.

Ayrıca Türk Dil Kurumu Başkanı (TDK) Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın da, “Doğrusu elbette ‘kadınlar’dır. İki yıl televizyonlar, federasyonlar ‘kadın’ sözünü kullansın, bir süre sonra ‘bayan’ sözünün kullanımı tuhaf gelecektir” diye konuştu.

Sizden bu konuya eğilmenizi ve doğruyu bulmanızı bekliyorum.

Cevap: Sağolun. Sizlerin yardımlarınızla doğruyu bulmak peşindeyiz.

Dicle Binici’nin unutulmaz kadınları

Cumhuriyetin milletvekillerinden İlhami Binici’nin acısı taze. Dicle Binici, gururlu duruşu ve mücadelesiyle babasının izinden yürüyor. 21 Haziran 2013 günlü mektubunda, Altun Can Hatun’un, Raziye Begüm’ün unutulmazlığını yazıyordu. Mısır’da Kıpçakların (Memlükler) başına geçip Turan şahı deviren kadın sultan Şecerüddür (İnci Soylu) de onlardandır. Gökten gelen gururlu kadınlar unutulmaz.

Doğu Perinçek

Aydınlık/ROTA