Arap zirvesi ve Ortadoğu'da son durum
Tamamen farklı ve kendi politik muhalefetine zıt olması nedeniyle Kuveyt Zirvesi ile ilgili çok sayıda soru işareti gündeme gelmiştir.
Daha düne bölge ülkeleri yöneticileri, ABD ve taraftarlarının, eskiden Condoleeza Rice tarafından vaat edilen yeni Orta Doğu'nun inşasına dönük kural ve uygulamalarını takip ediyorlardı. Projesi, bölge ülkelerinin bölünerek onların kaynaklarına egemen olmak ve onları cahil bırakıp geri bir konumunda tutarak Siyonist varlığını koruyup canlılığını ve güvenliğini sürdürmekti.
Çok sayıda sistem ve hükümet, kimisi tam da büyüdüklerini ve başarılı olduklarını düşünürken sona erdi. Ancak sonunda, kısılıp kaldıkları mayınlı arazide, yani Suriye halkı ve ordusu arasında, büyük bir şaşkınlık yaşadılar. Suriye, bünyelerinden atmayı başaramadıkları, düşmeyen ve diz çökmeyen bir yara oldu onlar için.
Araştırmacılarının ortaya koyduğu siyasi ve medya ayaklarından oluşan bütün imkânları, askeri ile mali imkânlarını da unutmamak gerekir, harekete geçirdiler. Dünyanın her yanından topladıkları paralı askerleri ve teröristleri direnişin toprağına yığdılar, her türlü insanlık dışı eylemi her yana yaydılar.
Kendi yanlışlarında boğulmakta olduklarını ise anlayamadılar. Burada şu soru ortaya çıkıyor,üç seneden beridir bir trajedi yaşayan Suriye halkı için bu karar yeterince adil midir? Bu bir koma durumu mudur? Ya da Arap liderlerinin vicdanı sonunda uyanıyor mu? Belki de Suriye'yi korumak için ve toprak bütünlüğünün güvenliğini sağlamak açısından ya da uzun zamandır tüm dünya tarafından baskı altında tutulan Suriye sistemi ile uzlaşmayı isteyen Arapları korumak için?
Bütün bu siyasi unsurların takipçileri, Kuveyt Zirvesi kararlarında yapılan bu değişikliğe son açıklamanın yol açtığını görebilir.
O zaman, Arap liderlerinin tavrını değiştirerek Suriye tarafına daha ılımlı bakmalarını zorlayan gerçek nedenler nelerdir?
Öncelikle, Amerikan Siyonist planlarına karşı Suriye önderliğinin azimli duruşu ve Suriye halkının Suriye önderliğine desteği, bunun yanında ülkenin ve kurumlarının istikrarı, uluslararası hesapların karışmasının temel nedenleridir. Bu nedenlerle Amerika ve Siyonist ülkeler, kendi başarısızlıklarını hafifletecek yeni bir strateji ve taktik peşindedir.
İkincisi, Lübnan direnişinin Suriye'ye sağladığı destek başından beri, Temmuz 2006 mağlubiyetinin doğrulamasıydı. Sapkın teröristlere sonu ile El-Kusayr, El-Kalamon ve Lübnan ile Suriye arasındaki diğer sınır kentlerinin temizlenmesi, bu sonucu göstermektedir.
Üçüncüsü, İran'ın, müttefikini destekleyen ve Suriye Hükümeti'ne, halkına ve Suriye Ordusu'na her tür desteği veren konumunun sağlamlığıdır.
Dördüncüsü, Rusya'nın hem Suriye'yi destekleyen hem de teröristlere karşı savaşmak için doğru siyasi çözümleri bulan konumudur.
Beşincisi, İslami Cihad ve diğer Filistin direnişçilerinin sessizliği bir yana bırakarak Siyonizme karşı yeni yollarla savaşmaya başlamasıdır. Üçüncü bir Filistin İntifada'sı ya da yeni bir direniş ile.
Altıncısı, Amerikan yönetiminin ve maşalarının, Suriye'deki durumu değiştirmedeki başarısızlıklarıdır. Bunun da nedeni, teröristlerin, olası kaynakların kontrolüyle ilgili olarak birbirleriyle de savaşmalarıdır. Bu, ABD ve maşalarının desteğini geri çekmesini ve bunlara karşı savaşmasını gerektirmiştir.
Son olarak, Amerikan Siyonist ülkeleri kendi enstrümanlarının yeterince çalışmadığını görmüş ve onlara uluslararası toplumun ve Arapların konumunun terörizme karşı savaşta neden net olduğunun açıklanması sorumluluğunu yüklemiştir.
Bütün bu gerekçeler sonucunda Suriye krizinin ele alınmasında yeni bir Arap dili ortaya çıkmış ve bu kendi projelerinin başarısızlığını gösterirken, Lübnan ve Filistin zaferlerine eklenen Direnişin Zaferini ortaya koymuştur.
Ziad Amin
Lübnan İşçi Partisi Emekçi Gençlik Başkanı
Çeviren: Kurtuluş Özgür Yıldız
ulusalkanal.com.tr