ABD'nin gözü İskenderun'da!
ABD ile ‘İncirlik Mutabakatı’ imzalanırsa, İskenderun limanı lojistik merkeze dönüştürülecek, İncirlik’in yanısıra Batman ve Malatya Erhaç havaalanları ile Türk hava sahası koalisyon uçaklarına açılacak
Aydınlık'tan Deniz Kahraman'ın haberine göre, Türkiye ile ABD arasında yürütülmekte olan “İncirlik mutabakatı” olarak kamuoyuna yansıyan sürecin arkasından kapsamlı bir “paket anlaşma” çıktı. Söz konusu paket anlaşma, ABD’nin Türkiye’deki faaliyetlerini “NATO Antlaşması” ile sınırlayan SEİA’nın (Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması) kapsamının genişletilmemesi durumunda uygulamaya konulacak. Askeri işbirliği, NATO çerçevesinden çıkarılıp, ikili ilişkiler bağlamında olarak yeniden düzenlenecek. Hükümetlerin siyasi onay vermesi durumunda imzalanacak anlaşmanın kapsamında, İskenderun limanının lojistik merkeze dönüştürülmesi, İncirlik dışında Batman ve Malatya Erhaç havaalanlarının da “terörle mücadele” için gelecek koalisyon uçakları tarafından kullanılması ve Türk hava sahasının yine koalisyon uçaklarına açılması söz konusu olacak.
TÜRKİYE'Yİ ÜS OLARAK KULLANMAK İSTİYOR
Türkiye ile ABD arasında yürütülen görüşme sürecine ilişkin ayrıntılar netleşmeye başladı. İki ülke arasında yürütülen teknik müzakerelerde birkaç sıkıntılı konu başlığı dışında büyük ölçüde uzlaşıya varıldı. Hükümetlerin siyasi onayının alınması durumunda ise Türkiye ile ABD arasında, ikili askeri ilişkilerin çerçevesini yeniden şekillendirecek “paket anlaşma” imzalanacak. Paket anlaşma her ne kadar, IŞİD’e karşı yürütülen savaş bağlamında “terörle mücadele” olarak değerlendirilme de, ABD yönetiminin masaya koyduğu unsurlar, Washington’un uzun ve orta vadede Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek için Türkiye’yi kapsamlı bir üs olarak kullanmak istediğini gösterdi.
Geçen yılın Ekim ayının sonunda başlayan görüşmelerde, paket anlaşmanın unsurları içinde Suriye içinde güvenli bölge ya da bölgeler oluşturulması ile Eğit-Donat projesi de yer alıyordu.
Ancak daha sonra ABD yönetiminin baskısıyla AKP hükümeti Eğit-Donat projesini söz konusu paket anlaşmanın içinden çıkarıp, ayrı bir mutabakat muhtırası ile faaliyete geçmesini sağladı. Ancak, proje mutabakat muhtırasında öngörülen hedefleri karşılamaktan uzak kaldı.
Anlaşmanın siyasi onayı için teknik müzakerelerin tamamlanması beklenecek. Uygulamaya dair birkaç uzlaşmazlık noktasının aşılması durumunda, siyasi onay için hükümetler arasında temas sağlanacak. Nihai onayın verilmesi sonrasında ise anlaşmaya imza konacak. Söz konusu paket anlaşma, ABD’nin Türkiye’deki faaliyetlerini “NATO Antlaşması” ile sınırlayan SEİA’nın (Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması) kapsamının genişletilmemesi durumunda uygulamaya konulacak. SEİA’nin beşinci maddesinin üçüncü fıkrası, ABD ile yürütülen işbirliğini NATO çerçevesi içinde tutuyor.
SEİA çerçevesinde bazıları kapatılmış olan 12 üsten ağırlıklı olarak elektromanyetik izleme radar uyarı ve muhabere için yararlanılması öngörülüyordu. İncirlik’in ABD tarafından kullanılmasının ayrıntılarına ilişkin düzenleme ise SEİA’nın üç numaralı tamamlayıcı anlaşmasında yer almış durumda. İncirlik’e ön bildirimsiz veya blok izinle malzeme getirmesi veya üsten çıkartması söz konusu olmuyor. Anlaşma üslere, görevli ABD personelinin gereksinimlerini karşılayacak makul miktarda yiyecek, silah gibi malzeme getirilmesine izin veriliyor, teçhizat ana kalemleri ile silah ve mühimmatın ön izinle Türk topraklarına sokulabileceği ve üslerden çıkartılabileceği net bir dille belirtiliyor.
TBMM ONAYI GEREKİYOR
ABD yönetimi, yeni Ortadoğu stratejisi çerçevesinde bu sınırlamaların dışına çıkmak istiyor. Böylece, iki ülke arasında askeri işbirliği, NATO çerçevesinden çıkarılıp, ikili ilişkiler bağlamında olarak yeniden düzenlenecek.
Hükümetlerin siyasi onay vermesi durumunda imzalanacak anlaşmanın kapsamında, İskenderun limanının lojistik merkeze dönüştürülmesi, İncirlik dışında Batman ve Malatya Erhaç havaalanlarının da “terörle mücadele” için gelecek koalisyon uçakları tarafından kullanılması ve Türk hava sahasının yine koalisyon uçaklarına açılması söz konusu olacak. Anlaşmanın, lojistik merkez olarak kullanılacak liman üslerin yeniden düzenlenmesini, Türkiye’ye gelecek ABD askerlerinin hukuki statülerinin belirlenmesini de kapsayacak. Anlaşmanın imzalanması durumunda, yürürlüğe girmesi için TBMM’nin onayı gerekecek.
DIŞİŞLERİ: İNCİRLİK'TE İMZA YOK
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ABD uçaklarının Suriye operasyonlarında İncirlik üssünü kullanmasının öngörüldüğü mutabakatta henüz imzaların atılmadığını açıkladı. Bilgiç, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Bilgiç, bir gazetecinin “ABD’li yetkililerin IŞİD’e düzenledikleri hava saldırılarında İncirlik Hava Üssü’nde silahlı insansız hava aracı kullanımı için Türkiye ile görüşmeler yaptığı” yönündeki iddiaları hatırlatması üzerine de ABD ile görüşmelerin devam ettiğini ancak mutabakat zaptı imzalandığı yönünde iddiaların doğru olmadığını kaydetti.
Sözcü Bilgiç, eğit-donat kapsamında eğitim gören 54 kişinin Suriye’ye geçtiği iddialarına ilişkin, “Operasyonel konularda bilgi veremeyeceğim ancak bu uzun soluklu bir süreç ve devam ediyor” diye konuştu. Programın ihtiyaçlara göre sürdürüleceğine işaret eden Bilgiç, ilerleme sürecinin ciddiyet içinde yapılması nedeniyle katılım sayısının az olduğunu vurguladı.
'ÇİN'İN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYUYORUZ'
Bilgiç, Tayland’da bulunan Uygurlardan 60’ının talepleri doğrultusunda Türkiye ya da Çin’e gönderilebileceği haberlerine ilişkin, Türkiye’nin kapısına geleni hiçbir zaman geri çevirmediğini belirtti. Bilgiç, Türkiye’nin Çin’in toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygılı olduğunu, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni de Çin’in bir parçası olarak gördüğünü yineledi.
OBAMA'NIN TEMSİLCİSİ: PYD'Yİ DESTEKLİYORUZ
ABD Başkanı Barack Obama’nın terör örgütü IŞİD’e karşı küresel koalisyon için özel temsilcisi emekli general John Allen, ABD’nin, Suriye’nin kuzeyinde özerk bir Kürt oluşumun kurulmasını desteklemediğini söyledi. Allen, düşünce kurulu Amerikan İlerleme Merkezi’nde katıldığı panelde, örgütü zayıflatmaya ve nihayetinde yok etmeye yönelik çabalarını anlattı. Allen, bir soru üzerine, ABD’nin, Suriye’nin kuzeyinde özerk bir Kürt oluşumun kurulması fikrine sıcak bakmadığını kaydetti. “Kuzey Suriye’de ayrı bir devlet oluşumunu biz desteklemiyoruz, Kürtlerin de desteklediğini düşünmüyoruz” diyen Allen, IŞİD ile mücadelede yer alan bir ortağın işgalci güç olamayacağının önemli olduğunu ifade etti.
'İRAN HALA TEHDİT KAYNAĞI
İran ile nükleer müzakerelerde sağlanan anlaşmaya da değinen Allen, söz konusu anlaşmanın, ABD’nin bazı müttefiklerinin IŞİD ile mücadeledeki cesaretini kırabileceğine işaret etti. Allen, “Koalisyonda yer alan birçok üye ülke için İran, kendi ulusal güvenliklerine başlıca tehdit kaynağı ve böyle olmaya devam edecektir. Dün sabah yapılan (anlaşma) duyurunun İran’ın davranışlarını temelden değiştirip değiştirmeyeceği konusunda spekülasyon yapmayacağım ancak bu koalisyonda yer alan üye ülkeler için önemli bir soru teşkil ediyor” diye konuştu.
'IŞİD'E KARŞI TÜRK HÜKÜMETİYLE ORTAK ÇALIŞMA YAPIYORUZ'
ABD’nin Adana Konsolosu John Espinoza, IŞİD’in dünya için tehdit olduğunu belirterek, “IŞİD’e karşı mücadele etmek için Türk hükümetinin bütün kademeleriyle ortak çalışma yapıyoruz” dedi. John Espinoza, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Gaziantep’te Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i ziyaret etti. Fatma Şahin’in ziyaret anısına kumaş hediye ettiği John Espinoza, IŞİD’in bütün dünya devletleri için büyük bir tehdit olduğunu söyledi. Türkiye’nin sınır güvenliğinin kendileri için önemli olduğunu belirten Espinoza, şöyle dedi:
'TÜRKİYE, ÇATIŞMAYA GİDEN YABANCILARI DURDURUYOR'
“Tabi IŞİD’in Türkiye, Suriye halkına ve bütün dünyaya tehdidine büyük kaygı içerisindeyiz ve çok ciddi bir şekilde izliyoruz. IŞİD’in bütün dünyaya bir tehdit olduğu çok açık. IŞİD’e karşı mücadele etmek için Türk hükümetinin bütün kademeleriyle ortak çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’nin, Suriye ve Irak’a büyük bir sınırı var. Türkiye, Suriye’ye gidip IŞİD saflarında çatışmaya giden yabancıları durduruyor. Türk sınır güvenliğini güçlendirmek için Türkiye ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin sınır güvenliği bizim için çok önemli. Kendi sınır güvenliğimizi dikkate aldığımız gibi Türkiye sınır güvenliğini de dikkate alıyoruz.”