Devlet Bahçeli: Hans için ağlayanlar Joe için üzülenler...

MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, partisinin grup toplantısında partililere hitap etti ve Avrupa'ya çok sert tepki gösterdi. Devlet Bahçeli yaptığı konuşmasında, "Brüksel'deki bombalara tepki gösterip Ankara'ya, İstanbul'a suskun kalmak, Suruç, Bağdat ve daha nice şehirlerdeki katliamlara sessiz kalmak affedilemez. Hans için ağlayanlar, Joe için üzülenler sıra Ahmet'e, Mehmet'e gelince tam bir çelişki yumağına düşmektedir" dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:

Türkiye teröre en çok bedel ödeyen ülkedir. Bunun kabulü insanlık namusu adına şarttır. Türkiye terörizm ile boğuşmaktadır. Buna içten içe sevinen ülkeler de belirli aralıklarla terör saldırıları ile irkilmektedir. Bunun son örneği Brüksel'deki bombalı saldırılardan sonra yaşanmıştır. Canlı bombalar Avrupa'nın kalbini patlatmıştır. Terörden bağımsız hiçbir ülke kalmamıştır. Öldürmeyi, katliam yapmayı meslek edinmiş canavarlar insan müsveddeleri arka arkaya cinayet işlemiştir. Brüksel'deki bombalara tepki gösterip Ankara'ya, İstanbul'a suskun kalmak, Suruç, Bağdat ve daha nice şehirlerdeki katliamlara sessiz kalmak affedilemez. Hans için ağlayanlar, Joe için üzülenler sıra Ahmet'e, Mehmet'e gelince tam bir çelişki yumağına düşmektedir.

"TERÖR SAHİBİNİ VURDUĞU ZAMAN BATI AYAĞA KALKMAKTADIR"

Kardeş ülke pakistan'ın Lahor şehrinde 70'e yakın insan hayatını kaybetmiştir. Pakistan'ı konuşan var mıdır? Bu insanlık vicdanı nerededir? Terörizme karşı müşterek bir irade gösterilemeyecekse ne zaman gösterilecektir? Belçika Başbakanı 'Korktuğumuz başımıza geldi' demektedir. Ülkemize örnek olacak şekilde istifa eden bakanları da görevde tutmaya devam etmektedir. Bunların mantığına göre ölen Müslümansa kaygılanmak anlamsızdır. Hele ki ölen Türk ise sızlanmak zaman kaybıdır. Terör sahibini vurduğu zaman Batı ayağa kalkmaktadır.

"BM ÖNCÜLÜĞÜNDE TERÖRİZMLE MÜCADELE KONFERANSI KURULMALIDIR"

Hiçbir gerekçe sivil ve msaum insanların öldürülmesini haklı kılamayacaktır. Terör bir siyasi faaliyet değildir, rezil bir yöntemdir. Terörist ise insanlık düşmanı canilerin kollektif adıdır. Terörü uluslararası siyasetin bir aracı olarak görmek cinayetleri yaygınlaştırmak amacını taşımaktadır. Teröre karşı uluslararası pratik eylem zemini oluşturmaya ihtiyaç vardır. En kısa zamanda BM öncülüğünde bir uluslararası terörizmle mücadele konferansı toplanmalıdır. Terörü destekleyen ülkelere karşı uluslararası toplum yaptırımlar uygulamalıdır.

"BOMBALAR YIĞILIRKEN VALİLER MAKAMLARINDAN ÇIKMADI"

Doğu ve Güneydoğu fiilen işgal edilmiştir. Nusaybin'de 14 Mart'tan beri süren operasyonlarda 107 teröristin etkisiz hale getirildiği açıklanmıştır. Şırnak'taki durumda farksızdır. 104 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Yüksekova'da da teröristler etkisiz hale getirilmiştir. 24 Mart'taki Jandarma karakoluna düzenlenen saldırıda ticari bir araca yerleştirilmiş, 1,3 ton ağırlığında bomba kullanılmıştır. Türk milleti nice karanlık tuzaklardan sağ salim çıkmayı başarmıştır. Ama bugünkü gibisi ne görülmüş ne de duyulmuştur. PKK'lılar şehirlerimize doluşurken ne müdahale eden ne de engel olan çıkmıştır. Devleti yönetenlerin çözüm süreci içinde valilerimize bazı tavsiyelerimiz olmuştur demesi de skandal ötesi bir özeleştiridir. Bu sözlerin neresinden tutalım?

"HER ŞEHİDİN VEBALİ GEÇMİŞTEKİ İHMALİN NETİCESİDİR"

Gelen her şehidin vebali geçmişteki ihmalin neticesidir. Tonlarca bomba bu ülkeye hangi ara sokulmuştur? Düşman silahlanıp bomba düzenekleri kurarken birisi kendisini feda edip de bu oyunları bozamamıştır.Yaşanan her bombalı saldırı üç maymunu oynayan hükümetin eseridir.

"ÜNİVERSİTELERDE PKK'NIN UZANTILARI VAR"

Hala medyada karşıt görüşlü öğrencilerin kavgasından söz edilmektedir. Üniversitelerde bir yanda yalnızca öğrenimlerine devam etme gayesi taşıyanlar varken bir yandan PKK'nın yedekleri, üniversitedeki uzantıları vardır. Çağrım YÖK'edir., çağrım rektörleredir. Artık kararınızı veriniz. Durduğunu yeri netleştiriniz. Üslüplarınızı acilen temizleyiniz. Öğrencinin hedefi okumaktır. Hiçbir kardeşim nedeni ne olursa olsun herhangi bir kavganın tarafında olmamalıdır. Milliyetçi, ülkücü gençlik başkalarının tuzağına düşmeyecek kadar huzurludur. Oyun varsa bozacak olan Türk gençliğinin potansiyel gücü milliyetçi, ülkücü gençliktir.Üniversiteler, terörün destekçilerini kampuslerinden arındırmalıdır. MHP neyi hedefliyorsa meşru yollardan ulaşacaktır. Herkesin buna göre hareket etmesini öneriyorum.

"KİM SUÇ İŞLEMİŞSE HAK ETTİĞİ CEZAYI ÇEKMELİDİR"

Her kurum içinden böylesi müptezel ve münferit tipler çıkabilir. Önemli olan süratle adalete teslim edebilmektir. AKP'nin ikircikli tutumu bizi üzmüştür. Partimizin önergesine önce hayır diyen kamuoyu baskısı sonucu kendi önergesini veren Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Türk milleti her şeyi görmüştür. Sırf önergemize hayır demek için çocuk istismarına kulak tıkayan AKP'nin maskesi düşmüştür. Komisyon bizim yoğun çalışmalarımızla kurulmuştur. Sapığın en ağır şekilde cezalandırılması konusunda konsensus olduğu tartışılmazdır. Adalet buna sessiz kalmamalıdır. Kim suç işlemişse hak ettiği cezayı çekmelidir.

"YEDİĞİ HERZELERİ BİZ ZATEN BİLİYORUZ"

Savcının paralel olup olmadığını elbette bilemeyiz. Kaldı ki merak da etmiyoruz. Ülkemiz yeterince paralel yorgunudur. Yeni bir algı operasyonu, yeni bir sinsi kampanya devreye alınmıştır. Bizim ABD'li bir savcının iddianamesinden öğreneceğimiz bir şey yoktur. Yediği herzeleri biz zaten biliyoruz. Detayları hafıza kayıtlarımızda taşıyoruz. Şarlatan her yerde şarlatandır. kara paracı, altın kaçakçısı olmak malum şahıs için değişmeyecek bir kaderdir. 4 Nisan'da hakim karşısına çıkacak kara paracının sonuna kadar yargılanması sağlanmalıdır. Hükümetin bilgi ve belge verilmesi ile ilgili taleplere cevap vermesi tavsiyemizdir. Madem İranlı kaçakçı tutuklanmıştır o halde gizli saklı tutulan ne varsa hesabı görülmelidir. Türk milleti bu yargılamanın sonucunu görmelidir. Gün gelecek devran dönecek 17-25 Aralık'ın hesabı sorulacaktır. MHP başka başkentlerin arkasına düşmeyecek kadar onurludur.

"MHP'NİN YENİ ANAYASA KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ NETTİR"

MHP'nin yeni anayasa konusundaki görüşleri nettir. Bizim AKP'nin tek yanlı, dayatmacı anayasa yapımına iyimser bakmamız mümkün değildir. Başkanlık pençesine alınmış anayasa teşebbüsünün doğru olmayacağı aşikardır. Yeni anayasa TBMM'ye getirildiği takdirde demokratik mücadelemizi kararlılıkla yerine getireceğiz. Bu kadar önemli bir toplumsal sözleşmenin bir ayda yazılması nasıl mümkün olacaktır? Anayasa kaynaklı yeni tartışmaların felaketle sonuçlanacağını önemle belirtmek istiyorum. Ülkemizin kaybedecek zamanı kalmamıştır.