Fethullah Gülen’in yetiştirdiği Mollalar
F Tipi örgüte yönelik başlatılan soruşturma dosyasında örgütün yapısı ve yönetimi hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı. Buna göre F Tipi yapılanmanın yönetim kadrosunun yüzde doksanını bizzat Fethullah Gülen'den ders alan Mollalar oluşturuyor . 3-4 yıl boyunca Gülen'den ders alan Mollalar, daha sonra yönetim işleri için yurt içinde veya yurt dışında görevlendiriliyor..
“Suç örgütü” soruşturmasıyla cemaat yapılanmasının tüm ayrıntıları araştırılıyor. Dosyada yer alan ifadelere göre bizzat Fethullah Gülen tarafından yetiştirilen Mollalar olduğu ortaya çıktı
Fethullah Gülen hakkında açılan “suç örgütü” soruşturmasına giren ifadelerde cemaat içinde Molla diye tabir edilen bir grubun olduğu belirlendi. Tanık olarak ifade veren Latif Erdoğan’a göre, Mollalar ilk olarak bizzat Gülen tarafından eğitildi. Cemaatin şu andaki idareci kadrosunun yüzde 90’ının Mollalar tarafından oluştuğunu kaydeden Erdoğan, bu ünitenin başındaki kişinin de Mustafa Özcan olduğunu söyledi.
MOLLALAR KİMLER?
LATİF Erdoğan’ın “Fethullah Gülen suç örgütü” soruşturma dosyasına giren ifadesinde, “Yapılanma içerisinde Molla olarak tabir edilen şahıslar kimlerdir? Nerede ikamet ederler? Ne tür eğitim almaktadırlar? Görevleri nelerdir” sorusuna yanıtı şöyle:
“Mollalar ilahiyat mezunları içerisinden seçilerek alınan kişilerdir. Önceki tarihlerde doğrudan Fethullah Gülen’den hadis, fıkıh ve tefsir gibi dersleri okumak suretiyle ders alan bir kadro oluştu. Sonra bu kadro ders okutmaya başladı ve bu ilk kadronun elinden geçerek ders alan kişiler Fethullah Gülen’in yanına gönderilmeye başlandı. Bunlar mobil hareket eden kişilerdir. Fethullah Gülen nerede kalıyorsa onlarda orada kalır, ortalama hocanın yanında 3-4 sene kalırlar. Kayıtsız şartsız Fethullah Gülen’e bağlıdırlar.
‘BAŞINDA ÖZCAN VAR’
Tabi bu süre içerisinde bir çok güven testinden geçirilirler ve daha sonra yapılanma adına çeşitli önemli görevler ( dış ülke ve devlet birimlerine ait tüm çalışmalarda bu şahıslar görevlendirilir) bu şahıslara verilir.
İlk dönemlerde Mollaların sayısı yaklaşık 10 kadardı. Daha sonra grup halinde yetiştirilmeye başlanıldı ve sayıları çoğaldı. İçlerinde akademisyenlerde vardır.
Şuan ki Gülen cemaati denilen yapılanmanın idareci kadrosunun yüzde 90’ı Mollalar tarafından oluşur. Örnek olarak, Ahmet Kurucan, Cemal Türk, Mustafa Yeşil, Reşit Haylamaz, Hamidullah Öztürk’ü verebilirim. Bu şahıslar ilk Molla eğitiminden geçen ve daha sonra Molla yetiştiren şahıslardır. Bu ünitenin başındaki kişi ise Mustafa Özcan’dır.
'DERİN YAPI'
Latif Erdoğan ifadesinin devamında Selman Kuzu’nun da Mollalardan olduğunu açıklıyor.
Latif Erdoğan “suç örgütü” soruşturma dosyasına giren ifadesinde, Mollaların özellikle ilahiyat fakültesi mezunlarından seçildiğini ve cemaat içerisinde ayrı bir yapı oluşturulduğunu söyledi. Mollaların yapı içerisinde sadece Fethullah Gülen tarafından bilindiğini anlatan Erdoğan, bunu cemaat içinde ayrı bir “derin yapı” olarak niteledi. Latif Erdoğan, Mollaların Fethullah Gülen’in ağzından çıkan sözleri emir olarak kabul ettiğini de kaydetti.
HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ VE ZİRVE SALDIRISI
Soruşturma kapsamında kamuoyunun yakından takip ettiği davaların da ayrıntılarının araştırıldığı öğrenildi.
Tanıklara, “Oslo süreci, Zirve Yayınevin saldırısı, Hablemitoğlu cinayeti, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü, Uludere, Mavi Marmara olayı, Ergenekon ve Odatv davaları hakkında bilginiz var mı?” diye soruldu.
'YAPININ ZAYIF NOKTASI EKONOMİ'
LATİF Erdoğan’a yöneltilen sorulardan bir diğeri de “bu yapının zayıf noktası neresidir” oldu. Erdoğan soruya şöyle yanıt verdi: “Şu anda zaafa uğratılan nokta ekonomik tarafıdır. Ekonomik gelirler, bu şekilde gitmesi halinde kesilecektir. Diğer bir meselede kamuoyunda itibar kaybetmesidir. Hükümete karşı benzer atraksiyonlara devam etmesi halinde cemaat aleyhine toplumda nefret algısı uyanacaktır.”
“Devletin bütünlüğü ve varlığı gözönünde bulundurulduğunda Fethullah Gülen hareketini ne olarak değerlendirirsiniz?” sorusuna Latif Erdoğan, “Şu andaki konum ve yapılanma açısından ve sonuçlar değerlendirildiğinde bana göre kesinlikle bir terör örgütüdür” dedi.
'BENİ BOŞAMASI İÇİN TELKİNDE BULUNMUŞLAR'
“Cemaat yapısından ayrılan şahıslara yönelik tehdit veya şantaj şeklinde bir uygulama var mıdır?” sorusuna Latif Erdoğan’ın yanıtı şöyle oldu:
“Bana yapılan bir baskı yoktur. Ancak eşime benden ayrılması hususunda telkin ve teklifte bulunduklarını öğrendim. Kızım Fatih Üniversitesi’nde öğrenciyken, okula yakın olması sebebiyle sadece ailenin bildiği bir ev tutmuştum, eşimde kızımla birlikte kalıyordu. Bilmediğimiz iki bayanın eşime gelerek benden boşanması hususunda telkinde bulunduğunu bilmekteyim. Bu teklif 3 kezde dışarıda önüne çıkmak suretiyle tekrarlanmıştır. Bu şunu da göstermektedir, sadece aile fertlerinin bildiği bir ev takip yoluyla tespit edilmiştir.
YAPININ MALİ KAYNAKLARI
Cemaate para akışının da araştırıldığı soruşturmada, “Yapının mali kaynakları nelerdir?” diye soruldu. Latif Erdoğan bu sorunun yanıtını ayrıntılı bir şekilde anlattı:
“İllerde ‘himmet’ ve bağış adı altında cemaat yapılanması için toplanan paraların 1/15’lik kısmı Fethullah Gülen’in kendisine getirilirdi. Fethullah Gülen ise kendisine çek, senet, ve nakit para olarak gelen bu parayı genel bütçeye bakan İstanbul ilinde toplanan mütevelli heyetindeki isimlerin başındaki, Mustafa Özcan’ın aracılığıyla gerekli yerlere aktarırdı.
Fethullah Gülen bu çek, senet ve nakit parayı kendi üzerinde bulundurmazdı. Mustafa Özcan bu yapılanma içerisinde tüm para trafiğini kontrol eder ve koordinesini yapardı. Türkiye genelinde bu paraların nereye aktarıldığı ve mütevelli heyetinde kimlerin olduğunu en net Mustafa Özcan bilir. Mütevelli heyetinde çalışan kişilerin durumu genelde iyi olduğundan parasal konularda suistimal olmazdı. Hatta bazı yeni açılan il, bölge ya da ülkelerdeki cemaat faaliyetlerinin yürütülebilmesi amacıyla bu mütevelli heyetinden isimler kendi verdikleri himmetlerle ya da kendi bütçelerine yaptıkları yardımlarla bu eksiklikleri giderirlerdi. Bunun neticesinde, Fethullah Gülen’in iltifatlarına mazhar olurlardı. Bu onlar için gurur verici bir durumdu.
Hizmetin kendi açtığı kuruluşlardan ziyade şahıs adına kurulan firmalarda hisseleri mevcuttur. Bunlara Bank Asya, Kaynak Holding, Sürat Kargo, Nida A.Ş örnek gösterilebilir. Bu firmalar şahıs üzerinden hizmet adına açıldığından şuanda bu şirketin sahibinin çocuklarının ileride herhangi bir hak iddia etmemesi için çek, senet alınır ve bunlar bir yerde muhafaza edilirdi.
Can Özçelik
Aydınlık