Seyit Tümtürk itiraf etti: ABD'den para alan Uygur dernekleri var
Uygurlar hakkındaki yalanları yaymakla sorumlu Seyit Tümtürk, konuşmalarında ne Amerikancılığını saklıyor, ne de aldıkları yüzbinlerce doları...
Uygurlar hakkındaki yalanların başını çeken Seyit Tümtürk bozgunculuğa devam ediyor. Şehir şehir gezen, Birleşmiş Milletler toplantılarına katılan Doğu Türkistan Kültür Yardımlaşma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk, Euronews ve dinci Seriyye Vakfı’na ait Seriyye Dergisi’ne yaptığı açıklamalarda çarpıcı itiraflarda bulundu.
Daha önce FETÖ kanalına da konuşan, ABD ile işbirliğini savunan Tümtürk, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ni Bosna, Irak ve Suriye’ye benzeterek Birleşmiş Milletler ve NATO’nun Çin’e müdahale etmesini istedi. ABD’nin Uygur ayrılıkçılarının teşkilatlarına paralar verdiğini itiraf eden Tümtürk, ABD’nin katliamlarını, “Amerika’nın dünyada yapmış olduğu politik hatalar, askeri hatalar, müdahaleler. Milyonlarca Doğu Türkistanlı’yı kampa sokan, milyonlarcasına işkence edip öldüren Amerika mı” sözleriyle saklamaya çalıştı. Tümtürk şunları söyledi:
“Amerika’nın şu ana kadar Doğu Türkistan politikasında direkt bir tesiri, dahli, desteği ve yardımı yok. Bir-iki tane teşkilata, derneğe, belediye vasıtası ile vermiş olduğu ya da bir-iki kuruluş vasıtası ile vermiş olduğu birkaç yüz bin dolarlık destek, tamamen insan hakları ve demokrasi bağlamında verilen destektir. Bir-iki tanesi Amerika’nın bazı insan hakları kuruluşlarından fon alıyor olabilir. Doğu Türkistan ya da bağımsızlık dediğiniz anda o parayı keserler. Yani onların Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı ile ilgili bir para, bir destek verdiği de yok. Bırakın Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını, Doğu Türkistan kelimesine bile karşı çıkıyorlar. Bu nasıl Amerikancılık ya da nasıl Amerika burayı karıştırıyor?”
TÜMTÜRK: ABD’Yİ TERCİH EDECEĞİZ
Tümtürk, Çin’i parçalamak isterse ABD’nin yanında yer alacaklarını ise şu sözlerle meşrulaştırmaya çalıştı:
“Amerika, kendine rakip olarak gördüğü Çin’i dengelemek, dizginlemek ya da parçalamak için her türlü argümanı kullanabilir. Açık söylüyorum ben size: Eğer Çin, bu imha politikalarıyla Doğu Türkistan’ı topyekûn imha edeceğim der ise; denize düşen her şeye sarılır. Hayatta kalmak için her şeyi mubah görür. Ben bazen diyorum, ‘Keşke bu iki-üç teşkilat da hiçbir destek almasa da bu itham da bize gelmese.’ Ama birilerinin destek vermesi lazım bu davanın sürdürülmesi için. Birilerinin sahip çıkması lazım. Oradaki zulüm sonlandırılacaksa Çin’i mi tercih edeceğiz? Amerika bu işe müdahale etti diyerek Çin’in oradaki soykırımına rıza gösterip ona sessiz mi kalacağız?”
Tümtürk, Türkiye’nin ABD’den uzaklaşıp Avrasya ülkeleriyle yakınlaşmasından da rahatsız. Türkiye’nin Amerika’yla müttefik ve stratejik dost olarak hareket etmesi gerektiğini savunan Tümtürk, “Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Orta Asya’da hatta Çin’de Doğu Türkistan meselesinde Amerika’yla Türkiye’nin menfaatleri örtüşür” dedi.
YİNE PERİNÇEK’E SALDIRDI
Seyit Tümtürk Seriyye Dergisi’ne verdiği röportajda da yine Doğu Perinçek’e saldırdı. Röportajda yedi kere Doğu Perinçek’ten bahseden Tümtürk, şu ifadeleri kullandı: “Benim Amerika’ya giriş yasağım var. Doğu Perinçek diyor ki: ‘Seyit Tümtürk, Amerikancı ve CIA’nın adamı, FETÖ’cü’ diyor. Be alçak adam!”
Tümtürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da kırgın olduklarını söyledi. Daha önceki röportajlarında iki yıldır görüşemediklerini belirttiği Cumhurbaşkanı’na şöyle seslendi: “İki kelime adil tavrınızı bekliyoruz Sayın Cumhurbaşkanım! Siz madem ümmetin emirisiniz, o halde bu sorumluluk da size düşer. Ve iki yıldır bu sözümüze karşılık bulmayınca gerçekten kırıldık.”
‘ESAD’A KARŞI SAVAŞIYORLAR’
2017 yılbaşında Reina’da düzenlenen katliamdan bu yana Türkiye’nin, Orta Asya’dan gelen kişilerin işlemlerinde daha dikkatli ve ağır hareket ettiğini söyleyen Tümtürk, Uygurların cihatçı olarak Suriye’ye gittiğini, Esad’a karşı savaştığını açıkladı. Tümtürk şunları söyledi: “Çin’in Suriye’de Esad rejimi ile yakın ilişkide olması ve Uygur Türklerinin oraya gidip İslamcı cihatçılarla birlikte Esad’a karşı savaşması, Çin’in ülkesindeki ve dünyadaki Uygurlar üzerinde baskıyı artırmasına neden oldu. Radikal İslamcılarla birlikte olan Uygur Türklerinin imajı da dünya genelinde ciddi zarar gördü.”
Ercan Küçük/ Aydınlık