AKP seçmeninden Ekmeleddin'le değil böyle oy alınır!
Türkiye’de AKP’ye muhalif olan hemen herkes, AKP’ye oy veren seçmenlerin muhalefet partilerine nasıl yönlendirileceği konusunda kafa patlatmakta. Ne yazık ki özellikle CHP ve MHP yöneticileri bu konuda sağlıklı düşünceler geliştirememekte.
İki muhalefet partisi, AKP’ye benzeyerek iktidar partisi seçmenlerinden oy alacaklarını düşünmekteler. AKP’ye benzeyerek onu yıkamazsınız. Böyle yaparak onun politikalarına güç katar, onun yaptıklarına meşruluk kazandırırsınız. Bir başka deyişle AKP uygulamalarının doğru ve haklı olduğunu söyleyerek bunu onaylamış olursunuz. Tarihin hiçbir döneminde bir şeyin taklidi, asıl olanı yıkmamıştır. Tersine onu daha da güçlendirmiştir.
Muhalefet partileri, öncelikle toplumun ivedilikle çözümlenmesi gereken sorunlarını belirlemeli. Peki, bu sorunlar nelerdir?
a) Halkın geçim güçlüğü,
b) İşsizlik,
c) Terör,
d) Hukuksuzluklar,
e) Türkiye’nin bölünme tehdidi,
f) Cumhuriyet kazanımlarının yok edilmesi,
g) Dış güvenlik tehditleri...
Yukarıda yedi başlık altında topladığımız sorunları tartışmayan, çözümlerini halka anlatmayan bir muhalefet olur mu? Olmaz, tabi ki... Eğer muhalefet partileri bu sorunları tartışmıyorsa içtenliklerinden şüphe etmek herkesin hakkı.
AKP politikaları hangi temellere dayanmakta?
a) Dini siyasete alet etme,
b) Topluma açıkça yalan söyleme,
c) Gerçekleri saptırma,
d) İftira atma,
e) Gerçekte olmayan düşmanlar yaratma,
f) Ulusal değerleri değersizleştirme,
g) Halk kahramanlarını gözden düşürme,
h) Kişisel çıkarları, toplumsal çıkarın önüne koyma,
i) Halka hesap vermeme,
j) Demokrasiyi bayrak yapıp diktatörce uygulamalar yapma...
Muhalefetin öncelikli görevi, AKP’nin halkı kandırmaya yönelik politikalarını anlatmaktır seçmenlere. Yoksa AKP’ye öykünerek onun gibi olmaya çalışmak, iktidar partisinin uygulamalarının onaylanması anlamına gelir.
Özellikle din üzerinden siyaset yapmak, Türkiye’yi, önlenemez maceralara sürükler. Din sömürüsü, Allah’la aldatmak muhalefetçe de benimsendiğinde Türkiye’de AKP’den daha köktenci dinci grupların çıkmasının önü açılır. Ülkemiz siyasetçileri; Afganistan, Pakistan deneyimlerini iyi incelemeli ve bunlardan dersler almalıdırlar. Bir ülkede siyaset, iktidar ve muhalefetiyle din sömürüsü temelinde yürütülürse nasıl bir çöküşün kapıyı çalacağını iyi hesaplamalılar.
O zaman ne yapılmalı?
Yalana, hukuksuzluğa, iftiraya, hırsızlığa karşı gerçeği, hukuku, haklıyı, dürüstlüğü savunmalı. Devşirilmiş bir din sömürüsüne karşı, laikliği savunmalı. Neden mi? Kimsenin yalanına, hırsızlığına, sapıkça düşüncelerine, halkın ulusal değerlerine saldırmasına dinin kalkan yapılamayacağını anlatmalı muhalefet.
Ne yazık ki muhalefet partilerinin yönetimleri, toplumsal gerçekler apaçık ortadayken bunların yerine AKP medyasının önüne koyduğu konuları tartışmakta. Yine AKP medyasının yönlendirmeleriyle politikalar belirlemekteler.
AKP’nin, halk arasındaki güveni sarsılmıştır. Başbakan ve bakanlar, Türkiye’nin hiçbir iline, ilçesine rahatça gidememekteler. En çok oy aldıkları yerlere bile büyük koruma ordularıyla geziler yapmaktalar. Halk, çoktan AKP’yi silkeleyip atacak; ama seçenek aramakta kendine. O seçenek doğaldır ki iktidar partisine benzemek isteyen muhalefet olmayacak.
Halk, yiğitçe ulusal değerleri savunan muhalefet istemekte. AKP’nin parçaladığı ulusu bir araya getirecek siyasetçileri beklemekte halk özlemle. Yoksulluğu yazgı olmaktan çıkaracak siyasetçilerin yolunu gözlemlemekte umarsızlık içinde çırpınan insanlar.
Siyaset madrabazlarını yuvalandıkları cami, okul ve kışladan defedecek yürekli adamları beklemekte millet.
Türkiye’nin tüm gerçekleri apaçık ortadayken ve sorunların çözümü bu kadar belliyken AKP’ye benzemek niye? Allah ile aldatanlar kervanına katılmanın nedeni ne? Mezhep çatışmalarının körüklendiği bir coğrafyada Haçlı patentli dinci politikaları meşrulaştırmaktaki amaç ne? Halkın gür sesini dinlemek yerine, küresel egemenlerin fısıltılarına kulak kesilmek niye?
AKP seçmeninden oy mu almak istiyorsun? AKP gibi halkı kandırmayacaksın, onun dini duygularını siyasete alet etmeyeceksin. Kara bulutları dağıtıp güneşin aydınlığıyla kucaklayacaksın insanları. Onlara sahte cennetler değil; uygarca, insanca yaşayacakları bir toplum projesi sunacaksın. Din baronlarının sahtekârlığını ortaya çıkarmalısın ki Haçlı irticaya “dur” diyebilesin. Yoksa senin görevin yeni din baronu olmak değil. Hele Haçlı irticaya asker olup malzeme taşımak hiç değil! Anlıyor musun?
Adil Hacıcömeroğlu
ulusalkanal.com.tr