Gizli toplantının notları sızdırıldı! Ulusal Kanal canlı yayınında açıklandı

Ulusal Kanal'da Umut Tezerer'in sunduğu Gün Ortası programına emekli büyükelçi Uluç Özülker katıldı.

Suriye'deki Atlantik cephesinin Rusya, Türkiye, İran birlikteliğini bozmak için toplantılar yaptığı ortaya çıktı.

Ayrıntıları, emekli büyükelçi Uluç Özülker, Ulusal Kanal'da Umut Tezerer'in sunduğu Gün Ortası programında açıkladı.

Uluç Özülker notlarda nelerin yazdığına dair şunları söyledi:

"11 Ocak'ta toplantı yapıyorlar ve 'küçük grup' adı altında 5'li bir grup oluşturuyorlar. Amerika, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün. Suudi Arabistan'ın buraya gelişi de Körfez bölgesinde giderayak daha fazla artan daha önemi, Amerika'nın orada bir piyon gibi kendi halkası gibi kullanmasının bir başka ifadesi. Bu gizli telgraf, netice itibariyle 17-18 Şubat tarihinde Münih'te yapılan Güvenlik Toplantısında bir Fransız gazetecinin eline geçiyor ve bu da Syrie Leaks adıyla basına sızdırıyorlar. Netice itibariyle bu non-paper dediğimiz şey, sonuç itibariyle İngiliz Büyükelçisi'nin o toplantıda tutmuş olduğu notların, gizlilik içinde gönderdiği notların açığa çıkmış halidir.

Çok basit şekliyle şöyle diyeyim. Hepsinin Ortadoğu ile ilgili dışişlerinde çalışan en üst düzey görevlilerin katıldığı bir toplantı bu. Burada çok ilginç şeyler var. Birisi şu. Diyor ki, 'Biz DAEŞ'e karşı mutlak bir zafer kazandık'. 'IŞİD bitti' diyor. 'Büyük zafer kazandık' diyor ama buna rağmen Trump bir bahane olarak Amerika'nın buradaki kalıcı askeri varlığını karara bağlamak için bir bahane olarak kullandı.' diyor. 'Niye bu bahane ihtiyacını kullanma ihtiyacı duyduk' diyor. 'Aslında yeniden hayat bulması DAEŞ'in önlemek için bunu yapıyoruz diyoruz ama burada esas itibariyle İran'ın kalıcı bir biçimde buraya yerleşmesini ve siyasi çözümde etkinliğinin artmasının önünü kesmek için, bu kararı almış bulunuyoruz' diyor. Bu arada diyor ki 'Rusya çok ileri gitti, çok burada başarı kazandı propagandası yapıyor. Aslında bu Cenevre ön plana çıkarılması gereken konumdadır ama ABD bunu yapamamıştır. Her halükarda Astana'ya biz katılmıyoruz, en az düzeyde katılmaya karar verdik. Çünkü oraya daha üst düzeyde katılmış olmamız halinde Rusya'nın elini güçlendirici faktör oluşturur. Dolayısıyla burada yokuz' diyor. 'Cenevre'ye, Mistura'ya burada ciddi şekilde hem maddi hem siyasi açıdan çok ciddi bir destek verilmesi için yola çıkılması zamanı da gelip geçiyor ve buraya da ağırlık verme kararını verdik. Bu da aynı zamanda Rus propagandasına bir cevap teşkil etmek üzere yapılacaktır.' diyor.

'Mistura'nın tüm çabalarına rağmen Cenevre şu ana kadar tam bir başarısızlıktır' diyor. 'Cenevre müzakerelerinden bir ateşkes çıkarılabilmesi ihtimali de karar olarak pek mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla orada çok tedbirli ve temkimli davranmak şarttır' diyor.

Bu arada çok önemli bir şey daha var. Bu, ciddi bir itiraf. 'Bizim ne İdlib'de ne de Guta'da muhafazakarları rejime karşı güç kazandıracak veya onun üstesinden gelebilecek şekilde bir destek verebilmeyi imkan ve kabiliyetimiz de yoktur' diyor.

Türkiye'nin Kürt politikası dolayısıyla, Cenevre'ye katılacak grupların ve dolayısıyla oradaki başarı şansının önüne geçen bir ülke olduğunu da net bir biçimde yazıyor. 'Türkiye burada bir engel teşkil etmiştir. Bu da çok önemlidir' diyor.

'Mısır, Almanya ve Türkiye davet edilmeli' diyor. Almanya cevap vermemiştir. Mısır da seçimleri bekliyor. 'Türkiye de Kürt meselesiyle ilgili tutumu dolayısıyla burayı zehirler' diyor."

ulusal.com.tr