Cem Uzan o habere yanıt verdi: F-Tipi’nin eski ortağı AKP yeni ortağı CHP
Cem Uzan, gazetelerde yer alan “Yargıtay Uzan’ın 18.5 yıllık cezasını onadı; Cem Uzan’ ın Yurtdışındaki hesaplarına el konulacak” haberine basın açıklaması ile yanıt verdi.
Cem Uzan, gazetelerde yer alan “Yargıtay Uzan’ın 18.5 yıllık cezasını onadı; Cem Uzan’ ın Yurtdışındaki hesaplarına el konulacak” haberine basın açıklaması ile yanıt verdi.
İşte Uzan'ın o açıklaması
Bugünkü yandaş basın “Yargıtay Uzan’ın 18.5 yıllık cezasını onadı; Cem Uzan’ ın Yurtdışındaki hesaplarına el konulacak”yolundaki haberleri ile dolu.
Bu karar mevcut iktidar ve ”paralel”i tarafından aileme ve şahsıma karşı yürütülen linç kampanyasının bir devamı niteliğinde.
Bu dava başından beri saçma sapan, hukuki olmayan bir zeminde yürütüldü: Konu ile ilgili 2 kez takipsizlik kararı verilmesine karşın o zamanki CMUK hükümleri dışlanarak bu dava açıldı. Hiç bir alakam olmayan, sanık olarak da yer almadığım İmar Bankası ana davası bittikten 2 yıl sonra sırf beni de açılan devasa kumpasın içine çekmek için bu ısmarlama davayı açtılar. Sözde benim yöneticisi olduğum 4 firmanın İmar OffShore dan kullandığı krediler nedeniyle sorumlu olduğum iddia edildi. Oysa dosyanın içinde bu 4 firmanın kullandığı kredilerin kapatılmış olduğuna ilişkin TMSF’nin kendi beyanı var.
İddianameyi hazırlayan Savcı, yargılamayı yapan özel yetkili İstanbul 8.Ağır ceza mahkemesinin başkanı bayan yargıcıneşi. Yani Karı-Koca mahkemesi bizi yargılamış oldu. Yargılama sürecinde Hakim’in reddi, bilirkişi raporuna karşı itirazlar, bilirkişinin duruşmaya çağırılarak dinlenilmesi ve sorulara yanıt vermesi istemleri başta olmak üzere, soruşturmanın genişletilmesi ve delil toplanması ile ilgili bütün talepler sürekli reddedildi.
Esas hakkındaki mütalaada iddianamenin kopyasından ibaret.
Mahkeme, TMSF’nin yazısı ile geri ödendiği belgelenmiş olan kredilerin benim zimmetime geçtiğine karar verdi!!!
Karar o kadar ısmarlama ki Türkiye kendisi kararın ne kadar ısmarlama olduğunu Libananco Davasında 23.07.2012 tarihli cevap dilekçesinin 26. paragrafında itiraf etmişti. Türkiye dilekçesinde aynen şöyle yazıyordu: “Kıbrıs’taki İmar Offshore için İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinde bir dava açılmıştır. Bu davada Kemal, Cem, Hakan Uzan’ın dolandırıcılık, zimmete para geçirmek ve benzer suçlarla yargılanmaları öngörülmüştür. Henüz bir mahkumiyet hükmü verilmemiş ise de kısa bir süre sonra mahkum olmaları beklenmektedir.”
Bu davaların hepsi ısmarlama davalar.
Yandaş gazeteler bu kararın yurtdışındaki davalarda kullanacağını yazıyorlar.
Artık hukuk devleti olma niteliğini yıllardır kaybetmiş bir Türkiye’nin ısmarlama mahkeme kararlarına kimse inanmıyor. Yargı bağımsızlığı yok edilmiş, Hukukun üstünlüğü ilkesi ayaklar altına alınmış ve de siyasi iktidarın arka bahçesi olan yargının verdiği kararların yurtdışında hiçbir geçerliliği yok.Yurtdışındaki merciler mahkemelerden çıkan kararlarda evrensel hukuka uygunluk arıyorlar.
Bu kararın Yargıtay’dan apar topar çıkarılmasebebi, İsviçre de tamamen legal olarak bulunan paraların, yalan ve düzmece beyanlarla çalınarak Türkiye’ye iadesini temin ettikleri kumpaslara kılıf hazırlamak ve çamur atma kampanyasına devam etmektir.
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor.
Devleti yönetenler eski ortağı paralel yapı tarafından “kandırıldığını” söylerken yargıya ne kadar ve nasıl müdahale ettiklerini de itiraf etmiş olmadı mı? Benim ailem de işte böyle mahkemelerde ve işte böyle yalanlarla yargılandı.
Paralel yapı ile el ele yargıyı kendi emel ve gayelerine alet ettiler.
Bu durum bugünde devam diyor. Bir tarafta F tipi yapının eski ortağı AKP diğer tarafta yeni ortağı CHP.
Söylediğim gibi bu hukuk rezaletleri bütün uluslararası platformlarda ortaya konulacak. Yandaş gazeteciler “Uzan’ın yok edilmesi bir devlet kararı idi” diye yazıyorlar.
Bana ve aileme kurulan bütün bu komplolar gerek Stockholm’deki Tahkimde gerekse diğer Uluslararası platformlarda ortaya konulacak.
ulusalkanal.com.tr