Onur Öymen'den Erdoğan'a 'İnönü' tepkisi

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Erdoğan'ın İsmet İnönü'nün fotoğrafı üzerinden yaptığı konuşmaya sosyal medyadan tepki gösterdi.

Abone ol

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Erdoğan'ın İsmet İnönü'nün fotoğrafını gösterip "Elinde Türk bayrağı yok, ABD bayrağı var. CHP dün neydi ki bugün ne olsun" sözlerine yanıt verdi.

Öymen, "Türkiye’de gündemi değiştirmeye çalışanlar nedense İsmet İnönü’yü suçlayıcı bir konu bulup kamuoyunu onunla meşgul etmeyi adet haline getirdiler." yazdı.

Öymen'in açıklamasının tamamı şöyle;

Türkiye’de gündemi değiştirmeye çalışanlar nedense İsmet İnönü’yü suçlayıcı bir konu bulup kamuoyunu onunla meşgul etmeyi adet haline getirdiler. Bu defa da İsmet Paşa’nın elinde sadece Amerikan bayrağıyla çekildiği iddia edilen bir fotoğrafını basına servis etme yolunu seçmişler. Böylece İnönü’nün Amerikan yanlısı bir lider olduğu izlenimini yaratmaya çalışmışlar.

Gerçek kısa sürede anlaşıldı. Fotoğraf 26 Ağustos 1962’de, Johnson Başkan Yardımcısıyken Ankara’ya yaptığı bir ziyaret sırasında çekilmiş. İsmet Paşa’nın elinde sadece Amerikan Bayrağı değil, Türk bayrağı da olduğu görülüyor. Yani diplomasi geleneklerine aykırı bir durum yok.

O tarihte Johnson henüz Başkanlık görevini üstlenmemiş ve Kıbrıs’ta Rumların saldırıları başlamamış.

Peki sonra ne olmuş. 1963 yılı sonundaki kanlı Noel saldırılarından sonra Başbakan İsmet Paşa Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini sağlamak için askeri hazırlıklara başlamış. O tarihlerde Başkanlık görevini üstlenmiş olan Johnson Başbakan İsmet Paşa’ya 5 Haziran 1964 tarihinde çok ağır ve tehdit edici nitelikte bir mektup göndermişti. Mektupta özetle, Türkiye tarafından Kıbrıs'a yapılacak askeri bir müdahalenin sonucunda ortaya çıkacak bir Sovyet müdahalesine karşı NATO müttefiklerinin Türkiye'yi savunmak yükümlülüğünde olmayabilecekleri ifade ediliyordu.

NATO Antlaşmasına ve kurallarına açıkça aykırı olan bu mektuba karşı Başbakan İsmet İnönü 13 Haziran 1964 tarihinde sert bir karşılık verdi. İnönü, mektubunda, Kıbrıs’ta Rumların Türklere yaptığı mezalimi anlattıktan ve uluslararası toplumun bu mezalimi önlemedeki yetersizliğini dile getirdikten sonra, “NATO’nun bünyesi, mütecavizin iddialarına kapılacak kadar zayıfsa, hakikaten tedaviye muhtaç demektir… Şayet diğer üyeler, Sovyet müdahalesine maruz kalan NATO üyesinin haklı olup olmadığı, müdahaleyi kendi hareketi ile tahrik edip etmediği gibi hususları münakaşaya kalkışırlarsa… NATO İttifakının temel direkleri sarsılmış ve manası kalmamış olur.” diyordu.

İnönü Time dergisine verdiği mülakatta da şöyle demişti: 'Kıbrıs'taki bu haksız durum devam eder, müttefikler bizi yalnız bırakır, NATO yanımızda olmaz, anlayışsızlık hüküm sürer, Türk azınlık ezilir; bu böyle devam ederse; günün birinde Batı'nın bu savunma sistemi yıkılır, yeni şartlarla yeni bir sistem ve dünya kurulur, Türkiye de bu yeni dünya içinde yerini bulur.'

Lozan’da dünyanın en büyük devletlerinin baskılarına kahramanca direnen İsmet İnönü’den beklenen tavır da buydu.

Şimdi devlet adamlarımızdan ve basından beklenen de İnönü’nün yüksek bir vatanseverlik duygusuyla ülkenin çıkarlarını ve itibarını korumak için gerektiğinde dünyanın en büyük devletlerine karşı ne kadar güçlü tepki gösterebildiğini övünçle halkımıza anlatmalarıdır.

Güneş balçıkla sıvanmaz sözü bu gibi durumlar için söylenmiştir.

ulusal.com.tr

Fırat’ın doğusuna bir gece ansızın Gündem Birinci Dünya Savaşı üzerine altı kitap Gündem Ülkeye sandıkta isim aranıyor Gündem İçtüzük değişikliği TBMM Genel Kurulunda kabul edildi Gündem