Sorgulama Teknikleri kitabının yazarı Hulki Cevizoğlu: Sorgucu gazeteciler tembel, rakibim yok!

Abone ol

Türk medyasının "sorgulama üstadı" Hulki Cevizoğlu ile nasıl soru sorulacağını; belge, bilgi ve deneyimlerini açıklayan büyük bir çalışmaya imza attığı "Sorgulama Teknikleri" kitabı üzerine konuştuk. “Yanıtı olmayan sorular ülkesinde bu kitabı 20 yılda yazdığını” ifade eden kıdemli gazeteci Cevizoğlu, bu dev eseri özelikle, "Gazeteci adayları, iletişim fakültesi öğrencileri ve halk okumalı" diyor.

"Sorgulama Teknikleri" kitabınızın sunuş yazısında, bu kitabı 20 yılda yazdığınızı belirtmişsiniz. Neden süreç bu kadar uzun sürdü? Daha erken kaleme alınamaz mıydı?

Şimdi bile yazmamı erken bulan meslektaşlarım oldu. “Ne o mesleği mi bırakıyorsun da, sırlarını açıklıyorsun” diyenler oldu

Hiç gözaltına alındınız mı?

Hayır. Bu konuda hiç tecrübem yok! Olmasın da.

Herhangi bir vesile ile sorguya çekildiniz mi?

Evet. Beşiktaş’da 5 saat ifade verdim. Ama savcı 3-4 defa mola almak gereği duydu!!

Sorgulama konusunda hiç bir profesyonel eğitim aldınız mı?

Hayır. Bunu kitabımda da vurguladım. Ama eğitim verecek düzeye geldim sanırım. İlk sorunuzdaki, “20 yılın” bir yanıtı da olabilir bu.

"4 YILLIK EĞİTİM YETERLİ DEĞİL"

Soru sorma, sorgulama teknikleri temelinde Türkiye'de yeterli kaynak olduğunu düşünüyor musunuz?

Özellikle İletişim Fakülteleri için böyle bir kaynak görmedim (Cahil olabilirim!) Zaten bu okullardaki 4 yıllık eğitimin gazeteci olmak için uygun olmadığını düşünüyorum.

Ben bir gazeteci adayında iki şey arıyorum: 1- İyi soru sorma yetenek ve cesareti, 2- Haber yazmaya yatkınlık.

Sorgulama konusunda herhangi bir eğitim almadığınızı söylüyorsunuz. Nasıl oluyor da sorgulama konusunda eğitim verecek düzeyde yetkinliğe erişebildiniz?

Sora sora.

21 yıl boyunca, (Ceviz Kabuğu programında) konuklarınıza sorular yönelttiniz. Kitabın hazırlanmasında Ceviz Kabuğu programının etkisi/katkısı ne oldu?

Çok oldu elbette ve kesinlikle.

Ceviz Kabuğu’nda 21 yıl boyunca, sorduğum “sorular” kadar aldığım ya da alamadığım “yanıtlar” da önemli oldu. Verilemeyen yanıtlar, iyi bir gözlemci için soru sorma tekniğinin gelişmesine büyük katkı sağlar.

Sorgulama Teknikleri kitabınızda ağırlıklı olarak polis ve gazetecilik mesleği dâhilinde tanımlamalar ve kavramlar kullanıldığı görülüyor. Bunun nedeni nedir? Diğer mesleklerde sizce daha mı az sorgulama yapılıyor?

Hayır. Ama, gazetecilik benim mesleğim olduğu için meslekî; ve AKP döneminde Türkiye polisiye sorgularla geçtiği için de polisiye örnekler var. Bu iki meslek sorguyu en çok kullanan iki alan.

Edebî, felsefi sorgular gibi tarihi mahkeme sorgularından hiç bilinmeyen örneklerle incelemeler yaptım.

Eski sorgulama uzmanı Ahmet Kule ile 1996 yılında yaptığınız söyleşinin bir bölümünde, Sayın Kule konu ile ilgili ABD'de FBI'dan eğitim aldığını ve eğitim sürecinde oradan 15 bin sayfalık bir dokümanı Türkiye'ye getirdiğini ifade ediyor. Siz gerek programlarınızda gerek kitabınızda bu dokümanlardan yararlandınız mı?

Hayır, görmedim ki. Görmek ve okumak isterdim. Şimdi de isterim, kitabımın 2.baskısı için.

Ahmet Kule, genç bir polisti, hem de helikopter pilotu olduğunu söylüyordu. Ama sorgucuymuş meğerse. Öyle açıkladı. Bebek yüzlü birisiydi. Şimdi ne yapıyor bilmiyorum. Adını duysak da, tekrar Ceviz Kabuğu’na çağırsak keşke.

Türkiye’de bu konuda uzman olan deneyimli insanlardan da yararlanmak, bilimsel çalışmamı genişletmek isterim. Ama bunun mümkün olacağını sanmıyorum.

Eski sorgulama uzmanı ve "Suçlu sorgulamaları" kitabının yazarı Ahmet Kule ile yaptığınız söyleşinin bir bölümünden Kule, sorgulama konusunda Türkiye'nin birçok Avrupa ülkelerinin önünde olduğunu iddia ediyor. Siz bu iddiaya katılıyor musunuz? Özelikle polis sorgulamalarını baz alırsak ülkemiz bu konuda Avrupa'nın neresinde?

O röportajı yaptığımızda AKP yoktu ortada!

"EN KISA ZAMANDA PROFESÖR OLMAK İSTİYORUM"

34 yıllık mesleki hayatınıza 44 kitap, 21 yıldır süren TV programı ve 22 yıldır yayınladığınız bir fen bilimleri dergisi var. Sizce bu başarının sırrı nedir? Hangi sorunun yanıtıdır bu istikrarlı süreç.

Çok çalışmak, üzülmek. Sonra üzüntüyü atıp tekrar çalışmak.

Belki de beni güçlendiren budur. Bu hızla yeniden okumaya başladım biliyorsunuz. (En kısa sürede profesör olmak istiyorum. Belki o zaman bana kulak verirler)

"BU KİTAP DERS KİTABI OLMALI"

Kitabınızın hedefi kitlesi nedir? Bu kitabı kimler okumalı? Ya da kimler okumamalı?

Gazeteciler okumasın! Onlar her şeyi biliyor!

Gazeteci adayları, iletişim fakültesi öğrencileri ve halk okumalı. Bugünlerde devam eden Ankara Kitap Fuarına imzaya gelen gençler iletişim değil, daha çok hukuk fakültesi öğrencileri idi.

Bu kitap birçok farklı üniversitede ders kitabı olmalı diye düşünüyorum.

Konuşturma tekniklerini yazarken, literatüre katkı sağladım ve 15’e yakın yeni kavram ürettim. Bunlar benim adımla anılacak yenilikler. (Kimsede kıskançlık yaratmasını istemem!)

Her soru ile gerçeği yakalayabilir misiniz?

Hayır.

Her yanıtla da yakalayamazsınız. Kabul edilemeyecek soru ve yanıtlar vardır.

Bir de yeni sıfatınız var. Size "Sorgulama üstadı" diyorlar. Bu sıfatı size kim verdi?

Herhalde reklam olsun, kitap çok satsın diyedir!

"ERDOĞAN SAMİMİ"

O dönem Ceviz Kabuğu'nu izleme şansı olmayan biz gençler için bir de Aziz Nesin-Tayyip Erdoğan kapışması var. O günden bugüne bakınca Tayyip Erdoğan'ın o açıklamaları için bugün ne söylenebilir? Samimiymiş?

Samimiyet her zaman iyilik anlamında değildir ama, Erdoğan geçmişte ne söylediyse onu –unutmadan ve usanmadan- yapacak kadar samimi!

Kitabınızda bir de 18 yıl önce sizinle yapılan röportajlardan iki örnek var. Bazı sözler veriyorsunuz? Halen verdiğiniz o sözlerinizin arkasında mısınız?

Hâlâ aynı kafadayım!

"RAKİBİM YOK! SORGUCU GAZETECİLER TEMBEL"

Sizce bugünün başarılı sorgucuları kimler? Kendinize rakip olarak kimi görüyorsunuz?

Gazeteci olarak kastediyorsanız pek çok meslektaşıma saygım var, ama rakip olarak düşünmüyorum.

Birçok “sorgucu gazeteci” ise tembel ve okumuyor. Okuyormuş gibi yapanlar var. İki cümlesi bile kendisini ele veriyor. (Ama onlar daha çok ve sürekli kazanıyor! Demek ki “oku da adam ol” sözü Türkiye’de geçerli değil.)

Meslek dışındaki sorgucuları ise tanımıyorum. Son yıllardaki adli ve polisiye sorgu ve araştırmalardaki skandallar ortada. Siyasetin karıştığı yerde adalet olmadığı gibi, bilimsel sorgu da olmuyor. Zaten bazılarının buna ihtiyacı da yok! Kararlarını uygulamak için hiçbir engel yok önlerinde.

21 yıllık televizyonculuk tarihinde birçok isimle canlı yayında söyleşiler gerçekleştirdiniz. Sizce bunlardan en unutulmazı hangisi?

Aziz Nesin, Cem Karaca, Müslüm Gündüz, Merve Kavakçı, Tayyip Erdoğan, Edip Yüksel, Yaşar Nuri Öztürk ve daha pek çok kişi var.

Sorularınıza en dobra yanıt veren kişi kimdi?

Yukarıda saydıklarımın tümü.

"NE YAZDIĞINI BİLMEYEN UZMANLAR VAR"

En zorlandığınız ve sorularınıza "bir türlü yanıt alamıyorum" diye düşündüğünüz bir kişi oldu mu? İsmini verir misiniz?

Çok oluyor. Karşınıza uzman diye geliyor, kitap yazarak geliyor. Yazdığını bilmiyor (gerçekten bilmiyor, öyle mi yazıyor diye de soranlar var), uzmanlığını anlatamıyor. Böyle konukları görünce, “Bunlar gerçekten o kişiler mi?” diye düşünüyorum. Kimi zaman da Türkiye’nin durumuna üzülüyorum. Asıl yanıt veremeyecek olanlar ise hiç gelmiyor. Bince akıllıca bir davranış! Ama, ülkemiz adına çok umut veren değerli konukları da çok görüyoruz. Türkiye’nin değerli insanlarının bir kısmı da ürkek ve uzak duruyor medyadan.

Kitabınızı büyük bir dikkatle, notlar ala ala, cümlelerin altını çize çize okudum. Çok yararlandım ve çok şey öğrendim. Sorularımı nasıl buldunuz?

Kitapları ben de böyle okuyorum. Sizi de kutluyorum.

Ama denemeye kalkmayın.

Benim yerimde siz olsaydınız Hulki Cevizoğlu'na hangi soruyu sorardınız?

Bu soruyu sormazdım.

-Bizi kırmayıp bu söyleşiyi gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

Gökhan ÇELİK/Aydınlık Kitap

ulusalkanal.com.tr

Kadın cinayetleri, devlet politikası oldu Medya Sabah gazetesi alay konusu oldu! Medya Türkiye Gazeteciler Federasyonu 17 Yaşında Medya Rıza Zelyut, yeni unvan aldı Medya