İbn Haldun'da Evrim Yasası

II. Abdülhamit ve Tayyip Erdoğanlar, İslam uygarlığına karşıdır. Haçlı emperyalizminin Müslüman halkları hurafelere boğma görevinin temsilcileridir.

Abone ol

İslamın bilimdeki öncülüğünü temsil eden Mutezile ve İbn Haldun gibi büyük âlimler, 8. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar doğadaki evrim süreçlerini saptadılar.

İslam uygarlığının bilime katkısı, Eski Yunan ile Rönesans arasında köprü olmak değildir. Cebir (Allgebra), Kimya (Al Şemi), Logaritma (El Harezmi) gibi bilim dallarının isimlerinin dahi kaynağı, İslam medeniyetidir. Sıfırı işleyerek cebiri geliştirenler, İslam âlimleridir. Bu konuda bir Alman Bilim Tarihçisi olan Sigrid Hunke’nin kitabını hararetle öneririm.

İbn Haldun ise, Tarih, Sosyoloji ve Devlet Teorisinin babasıdır. Dünkü Rota’da bu konuya giriş yaptık.

“Hayvan düşünen insanın ilkel halidir”

Dinleyiniz lütfen, İbn Haldun Mukaddime’de ne diyor:

“Bu alandaki incelemeye, ‘cisimli görülebilirler dünyası’ndan başlıyorum ve bu dünyaya, önce ‘görülebilir öğeler dünyası’nı ele alarak giriyorum. Derece derece yükselerek ‘toprak’tan ‘su’ya, sonra ‘hava’ya, sonra ‘ateş’e, birbirine bağlı olarak nasıl bir dönüşüm ve oluşumu olduğunu, her öğenin bir ötekine yukarı ve aşağı yönde dönüşme yeteneğini içerdiğini anlatarak.

“…

“Sonra ‘yaratış (tekvin) dünyası’na [varlıklar dünyasına] bir iyice bak: ‘Maden’lerden başlayıp sonra ‘bitkiler’, daha sonra da ‘hayvanlar’ biçiminde basamak basamak şaşılası bir oluşum içine nasıl girdiğine bak! ‘Madenler’ kesiminin sonu, ‘bitkiler’ kesiminin başlangıcına bitişiktir. Örnek: Kuru ve tohumsuz bitkiler. ‘Bitkiler’ kesiminin en son gelişme basamağında olanları, hayvanlar kesiminin ilkel olanlarına yakındır. Bitkilerin ileri derecede gelişmişlerine örnek: Hurma ve üzüm. Hayvanların ilkellerine örnek: Salyangoz, midye, istiridye. Bu hayvanlarda ‘dokunma’ duyusunun ötesinde herhangi bir duyma gücü gelişmemiştir.

“Söz konusu varlıkların birbirine yakın olmalarının anlamı odur ki, varlıklar dünyasından her kesiminin en ileri gelişme aşamasında olanı, bir sonraki kesimin ilkel aşamadaki biçimine dönüşme yeteneğindedir. Şaşılası bir yetenektir bu.

“Dönüşümler yoluyla ‘hayvanlar dünyası’ çok genişlemiş, sayıları çoğalmış ve oluşum basamağında ‘insan’a dek varmıştır. ‘Düşünce’ ve ‘görüş’ sahibi olan insana. ‘Düşünen insan’ (Homo sapiens) aşamasına yükselme de ‘duyu ve kavrama’ güçlerinin birlikte bulunduğu ama kavrayışın güç aşamasından, daha ‘gerçekleşmiş düşünce ve görüş’ aşamasına varmadığı durumdan sonra gelişerek olmuştur. Bu aşamadaki hayvan, kendisinden sonra daha üst aşamada bulunan düşünen insanın ilkel biçimidir. Gözlemimize girebilen varlıklar içindeki gelişim ve oluşumların vardığı en son aşama budur.” (Mukaddime, I, s. 208-209)

İbn Haldun ve TÜBİTAK

Tunus Sultanı Ebu’l-Abbas Ahmed’in ve Emir Timur’un saygı gösterdiği İbn Haldun, Evrim Teorisini savunuyordu.

Altı yüzyıl sonra TÜBİTAK, Evrim Teorisine karşı hurafeye gömülmektedir.

Ve yine altı yüzyıl sonra, Yargıtay, Prof. Dr. Rennan Pekünlü’yü iki yıl kürek cezasına mahkûm etmiştir.

Yine Hallacı Mansur duruşuna geldik: “Her gerçek bir fedai ister. İlk kıvılcımı yakanlardır, en yüce fedailer.”

İbn Haldun’a selam olsun!

YÜZYILLARIN ESKİTEMEDİĞİ ESERLER

İnanmayacaksınız ama bunlar da suç! Gündem ODTÜ'de gece baskını Gündem AKP'nin Çin tercihi manevra mı? Gündem AKP'de yolsuzluk telaşı Gündem