Hüseyin Şuekinci yazdı: Hastalık yaymaya devam edeceğim bilesiniz

Abone ol

"Körler ülkesinde, görmek, bir hastalık sayılır" diyor asıl mesleği doktorluk olan Cenap Şahabettin.

Malesef bu anlayış, geçerliliğini günümüzde de sürdürmekte...

Cahilliğin hüküm sürdüğü bir toplumda 'kültürlü' olmak, bir hastalıktır.

Üç maymunu oynayanların köşe başlarını tuttuğu bir memlekette 'dürüst' olanlar, hastalıklı kabul edilir.

Üç kağıtçılığın, hırsızlığın, meziyet kabul edildiği bir diyarda 'adil' kalabilmeyi başaranlar da...

Baştan uyarayım, bu kırık dökük satırları okuyunca hastalık kapabilirsiniz.

A Milli Takımımız 2018 Dünya Kupası Finallerine katılma yolunda bu hafta iki kritik maça çıkacak.

Evimizde İzlanda, deplasmanda ise Finlandiya maçlarını kazanmamız durumunda I Grubu'nu, matematiksel olarak lider tamamlama ihtimalimiz bile var.

2 maçı da alırsak en kötü grubu 2. tamamlar play -offa adımızı yazdırırız.

Dileğimiz elbetteki Millilerimizin her iki maçta da terlerinin son damlasına kadar mücadele edip, 16 yıldır özlemini duyduğumuz Dünya Kupası'na katılması.

2002 Dünya Kupası'ndaki dünya 3.'lüğümüzün tadı hala damağımızda.

Ancak kesinlikle gözardı etmememiz gereken bir husus var. Alınan sonuçlara göre değerlendirmelerin yapıldığı memlekette, etik değerlerden dem vurmak da hastalık.

2018 Dünya Kupası'na katılma hakkını elde edersek, başta Milli Takım'da olmak üzere, Türk sporunda yaşanan onca skandal, onca mide bulandıran hadise, yine unutulup, sorunlar bir kez fahs halının altına süpürülecekse, bir sporsever olarak istemem böyle bir zaferi.

İcraatlarıyla mafya babalarını hatırlatan Milli Takım direktörlerinin yaptıklarını unutturacaksa...

Babası yaşındaki bir gazeteciyi dövüp, ardından bırakın özür dilemeyi, "kuş kadar hafifledim" diyerek Milli takımı bıraktığını açıklayan birine, hiç bir şey olmamış gibi o kutsal forma yeniden emanet edilmeye devam edecekse...

Siyasete gırtlağına kadar bulaşmış, iktidara şirin gözükmek adına en hafif ifadesiyle yağcılığı şiar edinenler, asırlık Türkiye Futbol Federasyonu'nu yönetmeye devam edecekse, istemem...

Daha geçtiğimiz günlerde Uluslarası Halter Federasyonu, doping nedeniyle Türkiye'nin üyeliğini bir yıllığına askıya aldı.

Türkiye, doping nedeniyle güreşten atletizme, birçok branşta mimli bir ülke artık.

Satırlara sığmaz 15 yıllık AKP döneminde Türk Sporu'nun getirildiği nokta...

Erzurumda çöken atlama kulelerini yapan firmanın sahibinden bırakın hesap sormayı, bol sıfırlı başka ihalelerle ödüllendirildiğini bilseniz... Başta, başkanlığını Fatih Çintimar'ın yaptığı Atletizm Federasyonu olmak üzere, federasyonlara dönen dolapları bilseniz... Gerek AKP'nin arka bahçesi haline getirilen Gençlik Spor il müdürlüklerinde, gerekse Spor bakanlıklarında yaşanan skandalları, pervasızca harcanan ve hesabı sorulmayan (bir gün hesabı mutlaka sorulacak!) paraları, mide bulandıran ve çoğunun üstü örtülen onlarca hadiseyi bilseniz... Ve bilseniz ki tüm bu yaşananlar futbolda yaşanacak iki maçlık zaferle yine halının altında kalacak, eminim siz de istemezsiniz.

"Suçtur diyor umutsuzluğa kapılmak" Tolstoy. Elbetteki umutsuz değiliz. Bu devran, emin olun böyle gitmeyecek.

Varsın hastalık kabul edilsin hakikati görmek, gördüklerini haykırmaktan geri durmayanları, varsın hastalıklı saysınlar...

Hastalık yaymaya devam edeceğim bilesiniz...

Hüseyin Şuekinci

ulusal.com.tr

Dışişleri'nden ABD'ye sert tepki! Gündem Terör saldırısında şehit olan 4 kahraman toprağa verildi Gündem Yasa tasarısına tepkiler sürüyor! Tütün üreticileri eylem hazırlığında Gündem Meclis'te arbede Gündem