Ceren Damar Şenel'in ailesinden mücadelelerini hukuki zeminde sürdürme kararı

Öldürülen akademisyenin ailesi, karar duruşması sonrası Ankara Adliyesi önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Şenel'in babası Mustafa Damar, 14 aylık adalet mücadelelerinin nihayet son bulduğunu, mahkemenin sanığa, "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezası verdiğini anımsattı.

Kızının canice ve canavarca katledildiğini belirten Damar, söylenecek çok fazla söz olduğunu ancak eğitimci kimliğinin, aile terbiyesinin ve kamuoyuna duyduğu saygının duygularını dile getirmeye izin vermediğini aktardı.

Damar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"14 aylık sürede kızımın kanını akıttıkları yetmiyormuş gibi kızımın namusuna dil uzattılar, iftiralarda bulundular, mezarda yatan kızımın kemiklerini sızlattılar. Bu, dayanılacak gibi bir süreç değildi. Avukatlık cübbesi altına gizlenerek, savunmanın arkasına saklanarak, masum, dürüst bir kamu görevlisinin namusuna dil uzattılar. Bunun hesabını soracağız, yanlarına bırakmayacağız. Bu dava burada bitmeyecek."

Sanık ve avukatının gün boyu yargıyı oyalamaya çalıştığını belirten Damar, mahkeme heyetinin hak ettikleri cezayı verdiğini fakat yine de adaletin tecelli etmediğini söyledi.

Kızının hayatını kaybettiği günden bugüne, acılarını hafifletmek için destek veren vatandaşlara ve sivil toplum örgütlerine teşekkür eden Damar, "Bundan sonra da buna nokta koymayacağız. Bu toplumun arınması, bu pisliklerden temizlenmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Mücadele burada bitmiyor. Mücadele yeni başlıyor. Bu ahlaksızların dersini vereceğiz." dedi.

Bir gazetecinin, "Karar neden sizi memnun etmedi?" sorusu üzerine Damar, "Ağırlaştırılmış müebbet diye bir ceza yok. Bunu böyle bilin. Kızım 27 yaşında katledildi. Ne için katledildi? Bu devletin yasalarının emrini yerine getirdiği için. Katil kaç yıl yatacak, 30 yıl yatacak. Bu mudur sizin adaletiniz?" cevabını verdi.

"Karardan bu haliyle memnun değiliz"

Ailenin avukatı Prof. Dr. Çetin Arslan da Ceren Damar Şenel'in hunharca, 17 bıçak darbesi ve 2 kurşunla katledildiğini belirterek, "Sanki sadece kamu görevlisi olması nedeniyle öldürülmüş gibi olması ve bu şekilde ceza verilmesi bizi asla tatmin etmiyor." diye konuştu.

Mahkemenin mevcut delilleri doğru değerlendiremediğini ifade eden Arslan, tüm kovuşturma süresince Şenel'in hatırasına iftira atılmasına rağmen kendilerinin yargılamanın adalete uygun sonuçlanması için suskun kaldıklarını söyledi.

Arslan, bugün çıkan karara sevinmediklerini ve hukuka uygun bulmadıklarını aktararak, "Bunu İstinaf'a da temyize de götüreceğiz. İnsan Hakları Mahkemesine de Anayasa Mahkemesine de götüreceğiz. Bu şekilde adaletin tecelli etmiş olduğunu kimse söyleyemez. Dolayısıyla bu karardan bu haliyle memnun değiliz." dedi.

"Başka insanların sevdiklerine bir zarar gelmesin"

Şenel'in eşi Levent Şenel de sakin durmaya çalıştıklarını ancak kalplerinden geçen duyguların çok farklı olduğunu, aile adapları ve eşi Ceren Damar Şenel'in mirasına halel getirmemek için kelimelerini dikkatle seçmeye çalıştıklarını ifade etti.

Levent Şenel, şunları kaydetti:

"Bizler bu hukuk mücadelesini sadece eşim Ceren Damar Şenel için vermedik. Bugün burada vahşice katledilen, hiçbir insanca kelimeyle açıklanamayacak şekilde aramızdan kopartılan bir insan için adalet sağlandı. Bu böyle ama biz bu mücadeleyi, bu cani bir daha dışarı çıkıp, başka insanlara, başka insanların sevdiklerine zarar vermesin diye de gerçekleştirdik. Benim yaşım 30, bu dünyada Allah bana bir evlat sahibi olmayı nasip etmedi, mukadderat ama bu ülkede başka insanların, milyonlarca insanın çocuğu yaşamaya devam edecek. Ben de, biz de, bundan sonraki mücadelemizde, son nefesimize kadar başka insanların evlatlarına bir zeval gelmesin, sevdiklerine bir zarar gelmesin hissiyle mücadelemize devam edeceğiz."

Eşine atılan hiçbir iftiranın tutmadığını ve bunun mahkeme kararıyla tescillendiğini belirten Levent Şenel, kendileri gibi düşünen milyonlarca insan olduğunu bildiğini söyledi.

Levent Şenel, "Bugün görülüyor ki sadece Ceren Damar Şenel'in davasında değil başka davalarda da verilen kararlar toplumu mutlu etmiyor, toplum vicdanını yaralıyor. Biz, hukukçularımızdan, devlet büyüklerimizden, artık bu noktada gerekli girişimlerde bulunmalarını istirham ediyoruz. Arz ediyoruz." ifadelerini kullandı.