Adres sorar gibi trombosit arayışı

Önceleri, lösemili çocuklarının kan ve trombosit ihtiyaçlarını karşılamak için adres sorar gibi yoldan adamı çeviren hasta yakınları, şimdi de sosyal paylaşım sitesinde kurulan gönüllü listesini büyütmek için bağış yapacak gönüllülere çağrıda bulunuyor.

Abone ol

Fuat Elter, Ümit Ünal, Hüseyin Kahraman, Suat Yıldırım ve Remzi Bağcıoğlu ilk adımı attıklarında hiç bilmedikleri bir şehrin hastanesinde hastalıkla mücadele eden çocukların görünmeyen kahramanları oldu. İzmir Ege Üniversitesi Hastanesinde lösemi ile boğuşan çocuklar; kan ve trombosit ihtiyaçlarını aylarca, hatta yıllarca hastane bahçelerinde yatan babaları, dedeleri ve gönüllüler sayesinde karşılıyor.

Türkiye Kan Ordusu Bornova/İzmir adı ile sosyal medya hesabından bağış için gönüllü listesi oluşturan Serhat Aytan ise bu görünmeyen kahramanların ortak noktası. Önceleri çocuklarının trombosit ve kan ihtiyaçlarını adres sorar gibi yoldan adam çevirerek karşılamaya çalışan hasta yakınları, gönüllü Serhat Aytan sayesinde sosyal paylaşım sitesinde kan ve trombosit bağışı için duyurular yapmaya başladı. Özellikle Ramazan ayında bağışların azalmasına dikkat çeken görünmeyen kahramanlar, hastaneye gelerek kan ve trombosit bağışı yapacak gönüllülere çağrıda bulundu.

TÜRKİYE KAN ORDUSU

Kendini hasta çocuklara adayan Serhat Aytan, kurdukları gönüllü listesini şöyle anlattı: “Türkiye Kan Ordusu Bornova/İzmir adlı Facebook hesabı açtık. Burada ihtiyaç duyulan kan gruplarını duyuruyoruz. Bağış yapacak kişilere elimizdeki gönüllü listesinden ulaşıyoruz ya da sayfamızdan iletişim numaramızı yazıyoruz onlar bize ulaşıyor. Gönüllülerle buluşup randevu sistemi ile kişileri farklı kan grupları olarak listeliyoruz. Hem birimde sıkışıklık olmuyor hem de şehir dışından gelen aileler trombosit peşinde koşturmamış oluyor. Her Ramazan trombosit ve kan bağışında sıkıntılar yaşıyoruz. Gönüllüleri bağış yapmaya davet ediyorum.”

“BÜTÜN GÜN KAN VE TROMBOSİT PEŞİNDE KOŞTURUYORUZ”

Anneleri hastane odasında çocuklarıyla ilgilenirken, özellikle babaların ilaç, kan ve trombosit ihtiyaçlarına koşturduğunu belirten Aytan, “Babalar İzmir dışından geldiği için burada ciddi sıkıntılar yaşıyor. Tanıdıkları yok, trombosit ihtiyaçları var. Şükür bizde gönüllü listesi oluştu. Babalarla bütün gün trombosit ve kan peşinde koşturuyoruz. Babaların sürekli burada olmalarından dolayı işsizlik, konaklama sıkıntısı var. Zaten birçok sıkıntı yaşıyorlar. İnsanlar muhakkak kan merkezlerine uğramalı. Kan vermek 10 dakika, trombosit vermek 45 dakika sürüyor. İnsan hayatında 45 dakikanın bir önemi yok. Denizde bir damla” dedi.

“TROMBOSİT HER GÜN İHTİYAÇ”

Kan merkezleri ile sürekli görüşerek trombositin ne kadar önemli olduğunu öğrendiğini kaydeden Aytan, “Trombosit olmadığında eğer kanama olursa kanama durmuyor. Çocukların kanlarında trombosit miktarı düşükse bazı operasyonlar ertelenebiliyor. Bu yüzden trombosit gönüllülerine çok ihtiyaç var. Trombosit her gün ihtiyaç burada” diye konuştu.

“EN AZINDAN DERTLERİNİ DİNLEYİN”

Gönüllülere seslenen Aytan şöyle konuştu: “Bu arkadaşlarımız bu sorunu yaşayanlardan sadece birkaçı. Çocukları hastanede yatan babalar her gün burada. İnsanlar gelip onlarla bir çay içip dertleşse bile onlar için önemli. Süreç çok uzun. Anneler çocukların yanından ayrılamadığı için babalar işlerinden oluyor. Sürekli burada ilaç ve trombosite koşturuyorlar. Ege Üniversitesi Hastanesine yolu düşen mutlaka Çocuk Hastanesine uğrasınlar. En azından bir dertlerini dinleyin. Acaba bizim dert edindiklerimiz dert mi?”

“ADRES SORAR GİBİ KAN SORUYORDUM”

Üç yaşında lösemiyle boğuşan kızı Ceylin’in ihtiyaçları için uğraşan Marmarisli Suat Yıldırım da yaşadıkları süreci şu sözlerle ifade etti: “Lösemiyi sadece televizyonda görüyorduk. O reklamları görünce üzülüyorduk. Bizim de başımıza geldi. Buraya ilk geldiğimizde kan ihtiyacını biliyorduk ama trombosit denen şeyin ne olduğunu bilmiyorduk. Serhat’ı buraya geldikten bir ay sonra tanıdım. O bir ay boyunca insanları yoldan çevirip adres sorar gibi kan soruyordum. Karanlık bir koridordaydık. Sonra Serhat ile tanıştık. Allah razı olsun. Apaydınlık bir yola çıktık. Serhat’ı tanımadan önce yoldan insan çevirdim, iş yerinden arkadaşlara haber verdim trombosit vermeleri için 15 kişi götürdüm. 15 kişi içinden bir kişiden trombosit aldılar. Kulağını deldirenler, dövme yaptıranlar var. Ama Serhat’ın getirdiği gönüllüler bu işin bilincinde. Kulak deldirmiyor dövme yaptırmıyorlar. Yaptıranlar da bir sene sonra geliyor. Doktorların bize ne kadar faydası varsa Serhat’ın da bize o kadar faydası var. İzmir halkı duyarlı. Dükkanını kapatıp gelenler oldu. Yalnız bu ihtiyacı bilemeyenler var. Gelip buradaki kan merkezine sormalarını, buradaki insanların hallerini görmelerini isteriz. Trombosit ve kan bağışı vücuda zararı olan bir şey değil. Oruç tutmayanları bekliyoruz.”

“GÖNÜLLÜ LİSTESİNİN ARTMASI GEREKİYOR”

Beş yaşındaki torunu Sude için Çanakkale’den İzmir’e gelen Hüseyin Kahraman ise önceleri sokaktan adam bulup bağış için ricada bulunduklarını belirterek “Sokaktan rica ediyorduk. Gelen geliyordu, gelmeyen gelmiyordu. Şuan Türkiye kan ordusu sayfamızda gönüllü listemiz mevcut ama bu listenin artması için herkesi sayfamızı beğenmeye ve bağış için gönüllü olmaya davet ediyoruz” dedi.

ASKERE GİDECEK YAŞA GELDİ

15 yaşındaki oğlu Ömer Faruk’un beş yıldır tedavi gördüğünü ve şimdi askere gidecek yaşa geldiğini kaydeden Aydınlı Remzi Bağcıoğlu da, trombosit ve kan bağışının vücuda zarar veren bir şey olmadığını, herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğini söyledi.

İHA

O sınavın soruları da çalınmış Gündem Sarı bisiklet mobil tamir aracı Kadıköy'de Gündem Birleşmiş Milletler Srebrenica soykırımını oylayacak Gündem MHP, HDP'den 1 tane fazla istiyor Gündem