Kaunos'ta 3 bin yıl öncesine yolculuk
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Kaunos Antik Kenti, kaya mezarları, 5 bin kişilik tiyatro, bazilika, hamam, agora ve Demeter Kutsal Tapınağı ile ziyaretçilerine adeta tarihte yolculuk yaptırıyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Kaunos Antik Kenti, kaya mezarları, 5 bin kişilik tiyatro, bazilika, hamam, agora ve Demeter Kutsal Tapınağı ile ziyaretçilerine adeta tarihte yolculuk yaptırıyor.
Ortaca ilçesine bağlı Dalyan Mahallesi'nde yer alan Kaunos Antik Kenti'ne erişebilmek için tur tekneleri ile yaklaşık 10 dakika yolculuk yapan ziyaretçiler, ağaçlarla kaplı yolda 15 dakika kadar yürüdükten sonra 3 bin yıllık antik kentin kapılarını aralıyor.
Ziyaretçiler, 2 bin 400 yıllık kaya mezarları ile büyülenip 5 bin kişilik tiyatroda soluklanıyor, bazilika, hamam ve agorada dolaşıp bin 300 yıllık mozaikleri inceliyor, Demeter Kutsal Tapınağı'nda fotoğraf çektiriyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan antik kent, aynı zamanda Likya-Karya döneminde tuz üretim ve ticareti yapılan liman kenti olma özelliğini de taşıyor. Etrafındaki kaya mezarlarıyla tanınan antik kenti, geçen yıl 40 bin kişi ziyaret etti.
Geçmişin dilsiz şahitleri kaya mezarları
Kaunos kaya mezarlarının yapı itibarıyla başka bir örneğinin bulunmadığına dikkati çeken Işık, “Milattan önce birinci bin yıla tarihlenen Kaunos antik kenti kazılarında elde edilen bilgi ve belgeler, arkeoloji biliminin bilinmeyenlerine ışık tutmuştur. Kaunos en çok ziyaretçi çeken ören yeri. Kaya mezarları ise 2 bin 400 yıldan bu yana geçmişin dilsiz şahitleri.” dedi.
Kentin kendine has dokusu olduğuna işaret eden Işık, "Kaunos, Efes Antik Kenti gibi mermerden devasa yapıların olduğu bir yer değil. Kaunos, kendi içerisinde çok mütevazi, kendi malzemesini, kendi karakter ve kültürünü kullanan bir kent. Bu da Kaunos'u diğer kentlerden ayrıştıran bir özellik" diye konuştu.
Işık, 3 bin yıllık tarihi olan Kaunos Antik Kenti'nde 1966 yılında başlayan arkeolojik araştırmalar ve kazı çalışmalarının bu yıl yine farklı bilim dallarından oluşan ekip ve teknik personel tarafından sürdürüleceğini ifade etti.
Çalışmaların öngörülen program çerçevesinde yürütüleceğine değinen Işık, kazı, konservasyon ve restorasyon, onarım, deneysel arkeoloji, arkeolojik park çalışmaları ve düzenlemeler gibi farklı çalışmaların gerçekleştirileceğini vurguladı.
Çandır Alagöl kıyısındaki kaya mezarlarının gizli kalmış bir cennet olduğunu aktaran ziyaretçilerden Handan Betül Zagnos, burayı herkesin mutlaka görmesi gerektiğini kaydetti.