Onur Yaser Can davasında polisler hakkında mütalaa verildi
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları iddiasıyla yargılanan 2 polis memurunun 6 yıldan 15,5'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Mahkeme, sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesini kararlaştırdı
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları gerekçesiyle iki polis memurunun yargılandığı davada, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını dosyaya sundu.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar katılmazken, müdahiller Onur Yaser Can'ın babası Mevlüt Can ile kız kardeşi Ezgi Sevgi Can geldi.
Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Yaşar Fatih Mengüç, hazırladığı esas hakkındaki mütalaasını okudu.
Mütalaada, intihar eden Onur Yaser Can'ın, 2 Haziran 2010'da uyuşturucu madde bulundurmak suçundan gözaltına alındığı, savcılık tarafından, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılma talimatı verildiği belirtilerek, Can'ın 3 Haziran 2010'da saat 01.00 sıralarında tutanakla serbest bırakıldığı anlatıldı.
Can'ın intiharından önce bıraktığı nottan dolayı ailesinin şikayette bulunduğu ifade edilen mütalaada, gözaltındayken Can hakkında düzenlenen bir kısım belgelerin yeniden hazırlanıp imzalatılmasıyla ilgili soruşturma başlatıldığı aktarıldı.
Mütalaada, soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporlarına ve incelemelere değinilerek, dosyadaki mevcut deliller ve Yargıtay'ın bozma kararından sonra yapılan araştırmalarla birbirini tamamlayan raporların birlikte değerlendirildiği kaydedildi.
Tanık anlatımları, ikrarlar, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, olay tarihinde görevli iki sanık polisin "Resmi belgede sahtecilik'' ve ''Resmi belgeyi bozmak'' suçlarını işledikleri belirtilen mütalaada, her iki sanığın "Resmi belgede sahtecilik'' ve ''Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek'' suçlarından 6 yıldan 15,5'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İKİ POLİS HAKKINDA ZORLA GETİRİLME
Duruşmada söz alan ailenin avukatı Ercan Kanar, mütalaaya kısmen katıldıklarını belirterek, sanıklar hakkında ayrıca TCK 204/3 maddesinden geçen ''Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde verilecek ceza yarısı oranında artırılır'' hükmünün de uygulanmasını istedi.
Avukat Kanar, yaptıkları araştırmalardan dosyadaki bilirkişi raporunu hazırlayan şahsın emniyet mensubu olduğunu öğrendiklerini anlatarak, ''Böyle bir dosyada emniyetten bilirkişi tayin edilmesi doğru değildir'' dedi.
Mahkeme heyeti, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne yazı yazılarak, davaya konu ''200.34.1.240'' IP adresinin olay tarihi olan 3 Haziran 2010 ve sonrasında hangi bilgisayarda kullanıldığı ve bu bilgisayarla ilgili hususların sorulmasına, katılan vekillerin bu celse sundukları uzman raporunun da incelenmesine karar verdi.
Sanık iki polisin bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesini kararlaştıran heyet, sanık ve avukatlarına mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre vererek, duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları öne sürülen 2 polis memuru hakkında, 8 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 polis memurunun 2 yıl altışar ay hapisle cezalandırılmasına karar vermiş, Yargıtay 11. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin kararını usulden bozarak, dosyayı mahkemesine göndermişti.