Tuhaf Öcalan açıklaması
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Öcalan'ın İmralı'daki kilidinin Tayyip Erdoğan'ın elinde olduğunu ve bu yüzden de hükümete karşı konuşmadığını söyledi.
BDP'li Tan, Kuzey Irak'ın Erbil kentinde Kürtçe yayın yapan Rudaw televizyonuna, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ve Türkiye'deki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Tan, AKP-Cemaat arasında yaşananlara Abdullah Öcalan'ın nasıl baktığını da şöyle aktardı: “Öcalan'ın durumunu anlamamız gerekir. Tek başına İmralı'da tutuklu ve kilit altındadır. Kilidi de Başbakan Erdoğan'ın elindedir. Bu nedenle hükümet ve Erdoğan'a karşı konuşamaz. Süreci kesintiye uğratacak ve kapıyı kapatacak bir söylemle konuşamaz. Bunun içindir ki, seçimlere kadar tekrar hükümete mühlet verdi. Ama, Kürt siyasetçilerin daha geniş manevra alanları var. Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve antidemokratik uygulamalara karşı net tavır ortaya koymamız lazımdır. Bizim görevimiz ve misyonumuz Tayyip Erdoğan'ı başbakanlıkta devam ettirmek veya Cumhurbaşkanı yapmak değildir. Israrla 'yeni anayasa, demokratik haklar ve şeffaf Türkiye' diyorum. Tayyip Erdoğan bu yola girerse destekleriz. Yoksa onu biz bile kurtaramayız."
Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında kimin tarafında olduklarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Tan şunları söyledi: "Biz kimsenin tarafını tutmuyoruz. Biz demokrasi, yeni Türkiye, yeni anayasa ve yeni Ortadoğu'dan yanayız. İki taraf da yanlış yapıyor. Erdoğan'ın yolu yanlış yoldur. Fethullah Gülen de yanlış yapıyor. Fethullah Gülen hareketi, başında Türklerin olduğu, Türkiye ve Türk merkezli bir İslam dünyasını yönetmek istiyor. Halbuki bu gerçek ümmet anlayışına aykırı bir duruştur."
'Bahçeli'de gelse süreç değişmez'
BDP'li Altan Tan, Tayyip Erdoğan'ın yaşanan tartışmaların “çüzüm sürecine” zarar vereceğini sölerini hatırlatarak şöyle konuştu: "Yaşananların süreci sabote etmek için olduğunu söylüyor. Başbakan Kürtlere 'Ben gidersem süreç biter. 4 elle beni destekleyin, desteklemiyorsanız en azından sesinizi çıkarmayın' diyor. Ben bu fikri desteklemiyorum. Devlet Bahçeli de iktidara gelse bu süreç artık geriye döndürülemez. Çünkü gidin Bahçeli'ye sorun, eğer söyleyebiliyorsa çıksın söylesin. Kürtlerin günlük 2 milyon varil petrolünü, doğalgazını ve 12 milyar dolarlık ihracatı istemiyorsa söylesin. İktidara gelince tank ve topla ile Erbil ve Kamışlı girip Kürtlerin statülerini bozacağını söyleyebiliyorsa çıksın söylesin. Bunu söyleyebilecek bir babayiğit yok. Böyle de olursa ülke bölünür. Onun için iktidara kim gelirse gelsin Ortadoğu'da Kürtlerle kardeşçe bir düzen kurmak zorunda. Bunu herkes biliyor."
Aydınlık