Kılıçdaroğlu: Referandumdan 'evet' çıkarsa...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe'de bindiği minibüste saldırıya uğrayan türbanlı lise öğrencisiyle ilgili olarak, "Hiç kimsenin giyim tarzıyla uğraşmak gibi bir düşünceyi, hiç kimse kafasından dahi geçirmemelidir. Herkes bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında özgürce gezebilmelidir. Herkesin giyimine, kuşamına herkesin saygı duyması gerekir. Ben de öğleden sonra aileyi ziyaret edeceğim, kız kardeşimle tanışacağım, onun da sorunlarını dinleyeceğim" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine ilişkin kanunu Anayasa Mahkemesine götürmeme kararının belli çevrelerde hayal kırıklığı yarattığını belirterek, "Sorun sadece Cumhuriyet Halk Partisi sorunu değil, sorun Adalet ve Kalkınma Partisi sorunu değil, sorun Milliyetçi Hareket Partisi sorunu değil, sorun memleket sorunu. Dolayısıyla kararı, millet verecektir. Biz milletimize güveniyoruz, sağduyusuna güveniyoruz. Çünkü milletimiz demokrasinin, parlamentonun ne kadar değerli olduğunu, bütün yetkilerin bir kişide toplanmasının Türkiye'yi nasıl felaket bir maceraya sürükleyeceğini de gayet iyi biliyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında Ordu dernekleri ve federasyonları üyeleriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu'na, genel başkan yardımcıları Yasemin Öney Cankurtaran, Seyit Torun, Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır ve İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat eşlik etti.
Basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek, anayasa değişikliği konusundaki düşüncelerini paylaştığını, bundan sonra da çalışmalarını sürdüreceklerini anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, El Bab'tan acı haberler geldiğine değinerek, "Özgür Suriye Ordusu'ndan 7 asker hayatını kaybetmiş. Gerçekten son derece üzüntü verici bir olay. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyoruz. Orada görev yapan, vatani görevini El Bab'ta yapan bütün askerlerimizin can kaybı vermeksizin vatanlarına, evlerine dönmelerini arzu ediyoruz; bu bizim en büyük arzumuz. Umarız ve dileriz yeni şehitler olmadan Türkiye, bir başarı elde eder ve dolayısıyla bu olay da noktalanmış olur." diye konuştu.
İşsizlik rakamlarının açıklandığına değinen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Oldukça yüksek. Geçen yıla göre 590 bin kişi daha işsizler ordusuna katılmış durumda. Ekonominin çok parlak olduğu yönünde anlatımlar var, ama gerçek öyle değil, neredeyse her evde bir işsiz var. İşsizliğin olduğu evde huzur olmaz, işsizliğin yoğun olduğu ülkede de huzur olmaz. Hükümetten beklentimiz şu. Pek çok ekonomik paket açıkladılar, 'Ekonomi çok iyiye gidecek.' dediler, bizler de sabırla bekledik. Ama gerçek tablo, işsizlerin giderek arttığı bir tablo. Bu tablo hepimizi üzüyor. Sayın Binali Yıldırım'a açık çağrıda bulunuyorum. İşsizliği önlemek istiyorsan bizim görüşlerimizi de dinle. İzlenen ekonomik politikalarla işsizlik önlenemez. Ülkede ciddi bir kriz var, bunun en somut örneği de işsizliktir. Umarız ve dileriz bizim sözümüzü dinlerler, ekonomide de aldıkları politikalarda 180 derecelik bir değişiklik yaparlar. Bu ekonomik politikalarla ekonomi huzura kavuşmaz."
"Milletin ferasetine, sağduyusuna güveniyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplantıda kendisine "Referandum sonucunda 'hayır' çıkarsa ne olur? Ülkede bir kaos mu yaşanır?" sorularının sorulduğunu aktararak, şunları söyledi:
"Hayır, tam tersine Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı görevine devam edecek. Sayın Binali Yıldırım, Başbakanlık görevine devam edecek. TBMM yasa yapmaya devam edecek. Yine demokratik yöntemlerle komisyonlarda, genel kurulda tartışarak, yasaları olgunlaştırarak çıkarmış olacak. Herkes görevini anayasal sınırlar içinde yerine getirecek ve Türkiye yoluna devam edecek. Bu açıdan sandığa giderken bütün vatandaşlarımın, düşünerek sandığa gitmelerini ve oy kullanmalarını istedim. Anayasa Mahkemesine gitmeyeceğimiz yönündeki açıklama belli çevrelerde hayal kırıklığı yaratmış durumda. Bekliyorlardı, 'CHP Anayasa Mahkemesine gidecek. Biz de bunu meydanlarda koz olarak kullanacağız.' Biz milletimize güveniyoruz, bu milletin ferasetine, sağduyusuna güveniyoruz. Sorun sadece Cumhuriyet Halk Partisi sorunu değil, sorun Adalet ve Kalkınma Partisi sorunu değil, sorun Milliyetçi Hareket Partisi sorunu değil, sorun memleket sorunu. Dolayısıyla kararı millet verecektir. Biz milletimize güveniyoruz, sağduyusuna güveniyoruz. Çünkü milletimiz demokrasinin, parlamentonun ne kadar değerli olduğunu, bütün yetkilerin bir kişide toplanmasının Türkiye'yi nasıl felaket bir maceraya sürükleyeceğini de gayet iyi biliyor. O nedenle biz, Amasya Tamimi'nde ne söylendiyse, 'Milletin istiklalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır.' dedilerse bu ülkeyi kuranlar, biz de yine bu ülkenin geleceğini, bu ülkenin milletinin azim ve kararı kuracaktır, güvencesi olacaktır diye düşünüyoruz."
Maltepe'de başörtülü lise öğrencisinin darbedilmesini dün grup toplantısında kınadığını ve doğru olmadığını ifade ettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Hiç kimsenin giyim tarzıyla uğraşmak gibi bir düşünceyi, hiç kimse kafasından dahi geçirmemelidir. Herkes bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında özgürce gezebilmelidir. Herkesin giyimine, kuşamına herkesin saygı duyması gerekir. Ben de öğleden sonra aileyi ziyaret edeceğim, kız kardeşimle tanışacağım, onun da sorunlarını dinleyeceğim."
"Ucu açık bir maceranın içine koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni sokmuş oluruz"
Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını cevaplarken, CHP'nin anayasa değişikliğine ilişkin kanunu Anayasa Mahkemesine götürmeme kararına ilişkin soru üzerine, "Öyle anlaşılıyor ki Binali Bey de Devlet Bey de hayal kırıklığına uğramışlar. Biz milli iradeye güveniyoruz, biz halkımızın iradesine güveniyoruz. Kendilerini Anayasa Mahkemesinin yerine koyup böyle bir düşünceyi ifade etmeleri, doğrusunu isterseniz beni de şaşırttı." dedi.
"Evet, çıkarsa ne olur?" sorusuna da Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:
"Onu söyledim, ucu açık bir maceranın içine koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni sokmuş oluruz. Bütün yetkilerin bir kişinin elinde toplanması kadar yanlış bir uygulama yoktur. Dünyada böyle bir örnek de yoktur. Bir kişi çıkacak 'Ben bütün muhtarlıkları kapattım.' diyecek. Niçin? Bir kişi çıkacak, 'Müsteşarın koşulları bundan sonra böyle olacaktır.' diyecek. 'Hakimleri ben tayin edeceğim, savcıları ben tayin edeceğim, büyükelçileri ben tayin edeceğim, genel müdürleri ben tayin edeceğim, Türkiye'nin devlet yapısını ben tek başıma değiştireceğim.' Bu bir felakettir, sonu belirsiz bir maceradır. Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir devlettir. Bu yetkileri bugüne kadar kim kullanıyordu? Türkiye Büyük Millet Meclisi kullanıyordu. Herkesin yetkisi ve yetki alanlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kanunla belirliyordu. Şimdi biz kanunu bir tarafa atıyoruz, bir kişinin iradesine bırakıyoruz bütün bunları. Bu doğru değildir. Nereye götürür? Türkiye'yi bir felakete götürür. Bu milletin sandığa giderken kendi vicdanında ölçmesini ve tartmasını ve ondan sonra sandığa gitmesini istedim oy kullanırken. Biz bu millete güveniyoruz, kendi milletimize güveniyoruz, halkımıza güveniyoruz, sağduyusuna güveniyoruz, ferasetine güveniyoruz. Demokrasiye bağlılığına güveniyoruz. Bayrağına olan bağlılığına güveniyoruz."
Kılıçdaroğlu, tek adam yönetimlerinin olduğu Suriye'ye ve Irak'a bakılınca, bunların çok iyi bir örnek olduğunu dile getirerek, "Biz onlara benzeyelim diyorlarsa Türkiye bir felakete sürüklenir. Ama hayır Japonya'ya, Almanya'ya, Fransa'ya, Amerika'ya, diğer ülkelere bakalım. 'Bu ülkelerde demokrasi nasıl gelişiyorsa biz de kendi ülkemizde demokrasiyi geliştirelim.' diyorlarsa vatandaşlarımız hayırlı bir karar vereceklerdir. Biz vatandaşlarımıza güveniyoruz." diye konuştu.