Finansal Kurumlar Birliği Genel Kurulu
"İstanbul her yönüyle finansal bir cazibe merkezi olma potansiyeline sahiptir. Bu çerçevede İstanbul'un önümüzdeki 10 yıl içinde bölgesel, 30 yıl içinde de küresel bir finans merkezi olması için yola çıkılmıştır"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, İstanbul'un her yönüyle finansal bir cazibe merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu belirterek, "Bu çerçevede İstanbul'un önümüzdeki 10 yıl içinde bölgesel, 30 yıl içinde de küresel bir finans merkezi olması için yola çıkılmıştır. " dedi.
Akben, Finansal Kurumlar Birliğinin 5. Olağan Genel Kurul Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, teknolojik yenilikler ve ekonomik entegrasyonlarla hızlanan küreselleşme sürecinin, ülkelerden birinde meydana gelen krizin, kısa sürede diğer ülkeleri de etkilemesine neden olduğunu söyledi.
Özellikle mal, hizmet ve üretim faktörlerinin serbest dolaşımı açısından dünya piyasalarıyla entegre olmuş her ülke ekonomisinin, dış piyasalardaki gelişmelerin olumlu veya olumsuz etkileriyle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Akben, küresel kriz sonrasında, uluslararası yatırımların azaldığı, finansal dönüşümün yaşandığı bir dönemde, İstanbul'un rekabetçi bir yapıyla ortaya çıkmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.
Akben, Türkiye'nin Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya bölgelerindeki ekonomik ve finansal gelişmişlik anlamındaki güçlü ve doğal konumu itibarıyla, zengin kaynakları, önemli pazar ve piyasalara yakınlığı, istihdam gücü, rekabetçi ve çeşitlendirilmiş sektörleri sayesinde sahip olduğu stratejik avantajları göz önüne alındığında, İstanbul'un öncelikle bölgesel sonrasında ise küresel bir finans merkezi haline gelebilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye ekonomisinin potansiyelinin, ülkeyi ve dolayısıyla İstanbul'u dünya ekonomisinde ön sıralara getirdiğini belirten Akben, "İstanbul her yönüyle finansal bir cazibe merkezi olma potansiyeline sahiptir. Bu çerçevede İstanbul'un önümüzdeki 10 yıl içinde bölgesel, 30 yıl içinde de küresel bir finans merkezi olması için yola çıkılmıştır." dedi.
"BDDK'nın İstanbul'da olması sektöre öncülük göstergesidir"
Mehmet Ali Akben, Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik performansı ve finans sektöründeki kurumların ortak çabaların, İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olmasının son derece gerçekçi bir vizyon olduğunu gösterdiğini ifade etti.
İstanbul'un uluslararası alanda rekabet gücüne sahip bir finans merkezine dönüşebilmesi için reel sektörün ve yatırımcıların ihtiyaçlarını karşılayacak, her türlü finansal aracın ihraç edilebildiği, güçlü bir fiziksel, beşeri ve teknolojik altyapıya sahip, etkin bir biçimde denetlenen şeffaf bir piyasa yapısının tesis edilmesi planın ana amacını oluşturduğunu dile getiren Akben, bu konuda finansal birliklere de önemli görevler düştüğünü söyledi.
Akben, İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesi kapsamında bankacılığın yanı sıra finansal ürün yelpazesinin daha da genişlemesine katkı sağlayacak önemli düzenlemeler uygulamaya konulduğunu, BDDK’nın artık tamamen İstanbul’da konumlanmasının sektöre öncülük yaptıklarının göstergesi olarak görülebileceğini aktardı.
"Banka dışı finansal kuruluşların büyüklüğü 114 milyar TL"
BDDK Başkanı Akben, 2006 yılının başında "banka dışı finansal kuruluş" olarak nitelendirdikleri finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin denetim ve gözetiminin BDDK'ya devredilmesiyle birlikte yoğun geçen bir intibak sürecinin ardından, Mart 2017 itibarıyla sektörde 26'sı finansal kiralama şirketi, 61'i faktoring şirketi ve 14'ü finansman şirketi olmak üzere toplam 101 şirketin faaliyet gösterdiğini söyledi.
Finansal kiralama, faktoring ve finansman faaliyetlerinin, ekonomik kriz etkilerinin hafifletilmesinde, finansal piyasaların derinleşmesinde ve piyasaların canlandırılmasında büyük rol oynadığını ifade eden Akben, şunları kaydetti:
"Önemi geçmişte yeterince anlaşılmayan banka dışı mali kuruluşların kurumumuzun görev alanına girmesi ile birlikte daha kurumsal ve şeffaf bir temele kavuşturulmuş ve bu süreçte çok önemli mesafeler kaydedilmekle birlikte, sektörün büyüklüğü istenilen potansiyelinin altındadır. Nitekim, BDDK denetim ve gözetimi altındaki kuruluşlar içindeki finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin payı, Aralık 2016 itibarıyla yüzde 4'tür. Öz kaynak karlılığına baktığımızda, faktoring yüzde 15, finansal kiralama, yüzde 13,4 ve finansman şirketlerinin özkaynak karlılığının yüzde 15,3 seviyelerinde gerçekleştiğini görmekteyiz.
Aralık 2016 dönemi itibarıyla, 114 milyar TL tutarında aktif büyüklüğü olan bir sektörden bahsediyoruz ki, bahse konu aktif büyüklüğün yüzde 42'si finansal kiralama, yüzde 29'u faktoring, yine yüzde 29'u finansman şirketlerine aittir. Bu değerler göz önüne alındığında sektörün güçlü bir büyüme performansına ve potansiyele sahip olduğu gidilecek uzun bir yolumuz bulunduğu görülmektedir."
Akben, banka dışı finansal kuruluşların finansal sistem içerisindeki payının artırılmasının 2023 hedefleri açısından büyük önem arz ettiğinin altını çizdi.
Cari dönemde bu konuda arzu edilen seviyelere ulaşılamamış olmakla beraber yeni ürünler geliştirmeye ve banka dışı mali sektörümünü sağlıklı bir şekilde büyütmeye odaklanmak gerekliliğini anlatan Akben, otorite olarak her zaman için sistemin sağlıklı gelişmesi taraftarı olduklarını söyledi.
"Sektörü hep birlikte büyüteceğiz"
Akben, sektörün çok önemli işlere imza attığını, bu sektörü hep birlikte büyüteceklerini, ama büyütmek için hem geleneksel yolların hem de teknolojinin kullanılacağını belirtti.
Teknolojinin müşteriler tarafından hızla benimsenmesinin, farklı düşünen girişimcileri finans sektörüne çektiğini ifade eden Akben, "Artık, finans dünyası ile teknoloji dünyası birbirine çok yakındır. Müşterilere yeni ürünlerle birlikte, eski ürünleri de teknoloji vasıtasıyla sunmanın yollarını arayacağız." dedi.
Akben, finansal hizmetlerin daha iyi, daha hızlı ve daha kolay verilmesi amacıyla finans ve teknolojiyi bir araya getireceklerini söyledi.
Teknolojinin yardımıyla, finansal hizmetleri daha kullanıcı dostu hale getirerek potansiyel müşterilerin finansal hizmetlere erişimini yeni yollardan sağlamak için gerekli yatırımların yapılmasının sektörün büyümesine önemli bir katkı sağlayacağını vurgulayan Akben, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu kuruluşların sermaye yapıları dikkate alındığında ancak finansal teknoloji ile büyüme sağlayabilecekleri açıktır. Yine bu kuruluşlarımızın çeşitli yöntemlerle yurt dışı kaynak temininde bulunmaları kaçınılmazdır. Birlik; hem talep hem arz tarafında büyüme gösteren bankacılık dışı mali sektörün kurumsallaşması hususunda önemli bir boşluğu doldurmuştur. Birlik faaliyetlerinin sektörün ihtiyaçlarına uyumlu olarak geliştirilmesiyle faaliyetlerinin ivme kazanması kaçınılmaz olacaktır.
Bilindiği üzere finansal sistemimiz bankacılık ağırlıklıdır. Diğer taraftan, banka dışı mali sektör de, önemli bir aktör olma potansiyeli taşımaktadır. Artık ürünlerinizi teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak müşterilerinize sunmanız ve sağlayacağınız yeni finansman kanalları ile KOBİ'lerin finansmana erişimlerini artırmada önemli bir rol üstlenmeniz hem sektörün hem de ülkemiz açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, sizler ürün, kaynak ve gelir çeşitliliğini artırmanın yollarını araştırırken gelişen teknolojiler vazgeçilmez bir yardımcınız olması gerekmektedir."