İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Endişem bu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şimdi hadi ben keskin laflar söyleyen bir adamım. Hadi gittim bir yerlere beni birileri protesto etti. Hani olur 'ettin, buldun' derler bana. Ya, Binali Ağabey'i kime ne yaptı da geçen akşam gittiği yerde birileri tarafından aynen 28 Şubat sürecinde olduğu gibi hiç yakışık almayan davranışlarla karşı karşıya bıraktınız? Kime ne yaptı? Hangi sert sözü, hangi kem sözü söylemiş olabilir? Tam da bundan endişelendiğimi söylemek istiyorum. Allah razı olsun millet bize (Cumhur İttifakı) yüzde 52 oy verdi. Ama endişem başka. Endişem şu, İstanbul'un bir siyasi kavga merkezi haline getirilmesi, 23 Haziran'da, onun üzerinden bir uç çıkarılması ve oradan Türkiye'ye bir istikrarsızlık kapısı açılması. Endişem bu. 23 Haziran'da İstanbul'un bir ideolojik kavga merkezi haline getirilmesi. İstanbul'da bu sürecin böyle devam etmesini arzu ederiz biz. Geçmiş dönemlerde İstanbul'a hizmet kesintisini yapanlarla bugün İstanbul'un tekrar bir araya getirilmemesi lazım geldiğini düşünürüz" dedi
İçişleri BakanıSüleyman Soylu, "Şimdi hadi ben keskin laflar söyleyen bir adımım, hadi gittim bir yerlere bana birileri bir şey yaptı, protesto etti. Hani olur 'ettin buldun' derler bana. Ya Binali Ağabey' kime ne yaptı da geçen akşam gittiği yerde birileri tarafından aynen 28 Şubat sürecinde olduğu gibi hiç yakışık almayan davranışlarla karşı karşıya bıraktınız? Kime ne yaptı? Hangi sert sözü, hangi kem sözü söylemiş olabilir? Tam da bundan endişelendiğimi söylemek istiyorum." dedi.
Soylu, Sultangazi'de Cebeci Sosyal Tesisleri'nde muhtarlarla bir araya geldiği toplantıdaki konuşmasında, seçim hadisesinde kimsenin oyunun kimsenin cebinde olmadığını, bunun tamamen millete ait bir takdir olduğunu ifade etti.
"Her ne kadar zamanında birileri Cumhurbaşkanımızı 'Muhtar bile olamaz.' diye aşağıladılarsa da muhtarlık öyle kolay kazanılabilen bir paye değildir." diyen Soylu, muhtarlığın sorumluluk gerektiren bir iş olduğunu söyledi.
Soylu, makamların, mevkilerin esas itibarıyla bir sorumluluk ve bir emanet olduğunu vurgulayarak, ilçede yapılması planlanan hizmetlere ilişkin bilgi verdi.
Konuşmasında 31 Mart yerel seçimlerine de değinen Soylu, bu seçiminin İstanbul özelinde sağlıklı bir şekilde tamamlanamadığını, bu kapsamda da 23 Haziran'da yeni bir randevunun oluştuğunu ve sandığa gidileceğini anlattı.
Soylu, "Kimsenin meselesine karışmam. Kimsenin bildiği işle ilgili de ahkam kesmem ama beni bağışlayın ben bu işi bilirim. Ben hayatımda böyle bir seçim sonucu görmedim. Böyle bir seçim hali de görmedim. Hep beraber seçim sonucunu İstanbul'da yaşadık. Seçimde ufak, tefek eksiklikler olabilir ama bir sandıkta 201 oyun sıfır oy yazıldığı bir seçim ne siz görmüşsünüzdür ne de ben görmüşümdür. Hadi bu bir tane sehven oldu ama eğer bu 100'e yakın rakamda olursa bu 30 bin oya tekabül eder. Mübarek, hep bu Binali Ağabey'in oyundan mı gider?" diye konuştu.
Oyları yüzde 90 açtırabilmek için müracaat ettiklerini ama bu taleplerinin reddedildiğini ifade eden Soylu, "Eğer oylar sayılsaydı başımızın üzerinde yeri var. Kim kazanacaksa kazansın. Biz Ankara'yı kaybettik. Bu kaybettiğimiz yerlerle ilgili 'Kaybettik' diye bir mücadelenin, farklı duruşun içerisine girmedik. Tam tersi başımızın üzerine dedik." ifadelerini kullandı.
"Hakkımızı muhafaza edemeyeceksek niçin buralarda duruyoruz?"
Bazı sandıklarda sayım döküm cetvellerinde mühür, sandık tutanaklarının altında imza olmadığını, bunların da yaklaşık 42 bin oya tekabül ettiğini vurgulayan Soylu, "Diyorlar ki ''Siz buna karşı çıkmayın.' Kusura bakmayın ya, yani biz kendi hakkımızı muhafaza edemeyeceksek niçin buralarda duruyoruz? Millet bize sormaz mı?" ifadelerini kullandı.
Soylu, iki yıldır Türkiye'de seçimlerdeki sandık kurulu başkanlarının ve bir üyenin kamu görevlisi olma şartının getirildiğini hatırlatarak, 31 Mart seçimlerinde 19 bin sandık başkanı ve sandık kurulu üyesinin memur olmadığını ifade etti.
Bakan Soylu, "CHP her seçim öncesinde AK Parti iktidara geldiğinden beri kendi tabanını harekete geçirebilmek, üyelerinin sandığa sahip çıkabilmesini temin edebilmek için hep 'Sandıklar çalınacak.' dediler. Bir tek seçim hariç, 31 Mart seçimi öncesinde kimse sesini çıkarmadı. Bu kıymetsiz bir seçim miydi? Hayır. Şimdi neden böyle oldu, neden böyle bir zarfın içerisine 4 pusula doldu? Çünkü hile büyükşehir belediye başkanlığı seçimine ait bir hileydi ve takatleri o kadar yetti. Bu kadar açık ve net." şeklinde konuştu.
Yüksek Seçim Kurulu'nun da kendilerinin de kimsenin hakkını gasbetmediklerini ve bir mağduriyetlerini dillendirdiklerini ifade eden Soylu, emanetin millette olduğunu ve karar vereceğini söyledi.
"İstanbul bir cazibe merkezi"
Soylu, sandık başkanlarından dolayı seçimin mahiyetinin neredeyse tamamen üzerine yıkıldığını ifade ederek, "Bizim verdiğimiz sandık başkanlarının hangisinin atadığını kimse bize söylemedi ki? Siyasi partiler de söylemedi, çünkü görülemiyor. Şimdi ne oldu bir karar aldılar? Şimdi partiler de görecek, biz de göreceğiz." dedi.
Bakan Soylu, 230 bini aşkın kamu görevlisini seçim kurullarına bildirdiklerini, kimin FETÖ'ya yakın olduğunu, terör örgütleriyle ilişkili olduğunu sarı zarflar içerisinde seçim kurulu hakimlerine de başkanlarına da gönderdiklerini bildirdi.
İstanbul'un sadece Türkiye açısından değil, bölge açısından da dünya açısından önemli bir cazibe, güç merkezi olduğunu dile getiren Soylu, İstanbul'a bugüne kadar yapılan yatırımlara, yapılması planlanan hizmetlere ilişkin bilgi verdi.
Soylu, İstanbul'un emanet alındığından bugüne bu emanete tam anlamıyla sahip çıkılarak hizmet edildiğini belirterek, "İstanbul'da bu sürecin böyle devam etmesini arzu ederiz. Geçmiş dönemlerde İstanbul'a hizmet kesintisini yapanlarla bugün İstanbul'un tekrar bir araya getirilmemesi lazım geldiğini düşünürüz." diye konuştu.
Binali Yıldırım'ın Türkiye'ye önemli hizmetler yapan isimlerden olduğunu ifade eden Soylu, Ekrem İmamoğlu'nu eleştirdi.
"Kim ötekileştirildi birisi bana söylesin"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın "Yeniden Doğuş" operasının dünya prömiyerinde bazı izleyiciler tarafından protesto edilmesine de değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Allah razı olsun millet bize (Cumhur İttifakı) yüzde 52 oy verdi. Ama endişem başka. Endişem şu, İstanbul'un bir siyasi kavga merkezi haline getirilmesi 23 Haziran'da, onun üzerinden bir uç çıkarılması ve oradan Türkiye'ye bir istikrarsızlık kapısı açılması. Endişem bu. 23 Haziran'da İstanbul'un bir ideolojik kavga merkezi haline getirilmesi. Şimdi hadi ben keskin laflar söyleyen bir adamım. Hadi gittim bir yerlere beni birileri protesto etti. Hani olur 'ettin, buldun' derler bana. Ya, Binali Ağabey'i kime ne yaptı da geçen akşam gittiği yerde birileri tarafından aynen 28 Şubat sürecinde olduğu gibi hiç yakışık almayan davranışlarla karşı karşıya bıraktınız ya? Kime ne yaptı? Hangi sert sözü, hangi kem sözü söylemiş olabilir? Tam da bundan endişelendiğimi söylemek istiyorum. İstanbul'u 23 Haziran'da böyle bir siyasi kavganın başlayabileceği bir seçim haline getirmemek, bir ideolojik kavganın merkezine haline getirmemek, bu kadar açık. 17 Yıldır Tayyip Erdoğan Türkiye'yi idare ediyor. Kim ötekileştirildi birisi bana söylesin. 17 yıl önce 'Ben Alevi'yim' diyemeyenler bugün rahat şekilde 'Alevi'yim' diyor. Ben dindarım diyemeyenler rahat bir şekilde diyor. 17, hatta 25 yıldır İstanbul'un bütün dünyaya herkesi kucaklayabilecek bir şehir olduğunu çok rahat bir şekilde ifade ettik."