Cizreli "Kobanici" değil!
2013’ün Haziran’ıydı. Türkiye’de milyonlar ayağa kalkmış, topyekun bir halk hareketi başlamıştı. Daha dün, 29 Ekim’de, halkın önüne barikatlar koyanlar, şimdi halkın barikatlarını dağıtma telaşındaydılar. Ne vakit elinde bayrağı olan 2 kişi bir araya gelse, bir koşturmacadır başlıyor, toması, kirpisi, çeviği seferber oluyordu. Sonrası malumunuz, insanlar sosyal medya üzerinden haberleşiyor, fotoğraflar ve videolar çekerek çatışma yerlerini birbirlerine haber veriyorlardı. İşte Haziran’ın o en ateşli günlerinde İstanbul’da bulunan İranlı girişimci Kayvon Beykpour’un aklına, insanların telefonlarından anlık olarak canlı yayın yapabilecekleri bir uygulama yaratma fikri geldi. Amerikalı ortağı Joseph Bernstein ile yarattıkları ve bugün Periscope adıyla kullanılan uygulamanın ilham perisi, Haziran Direnişiydi. Daha sonra Periscope, Twitter tarafından 100 milyon dolar karşılığında satın alındı.
AHLAKSIZLIK ZEMİNİ
Tabi uygulamayı anlatma telaşında değilim, teknolojiden uzak kalınsın da istemiyorum lakin söylemeden de geçmeyeyim, tam bir ahlaksızlık zemini. Uygulamanın yaratıcıları uygunsuz içeriğe nasıl bir çözüm bulacaklar bilemiyorum fakat doğru kullanılmasını da pek faydalı görüyorum. Twitter ve Periscope gibi uygulamalardaki ahlaksızlık ortamına karşı da tüm kullanıcıları sorumlu davranmaya davet ediyorum. Bu kadar bol hakaretin, küfürün, iftiranın dolaştığı başka bir ortam yok. Bir de görgüsüzlük baş verdi tabi: Hani biz küçükken elimize salça ekmek alıp dışarı çıkmaya çalıştığımızda, annemiz kulağımızdan çeker, “Bulan var bulamayan var, ye öyle çık” derdi. Şimdi 7 öğününü marifet gibi internette paylaşanlardan bahsediyorum. Neyse bu konuya girmeyeceğim. Daha sonra ayrıntılı inceleyeceğiz.
“CİZRE’Yİ KOBANİ’YE ÇEVİRDİLER”
Bende bu uygulama aracılığıyla bir süredir Cizre’den yapılan yayınları izliyorum. Sokağa çıkma yasağı boyunca kimi Cizreliler evlerinden sokakları görüntüleyerek Cizre hakkında bilgi veriyorlar. İlçede neler olup bittiğini pek çok farklı kadrajdan, canlı canlı izleyebiliyorsunuz. Hatta bir nevi Cizreli’nin evine, işyerine konuk oluyorsunuz. Cizre’de sokağa çıkma yasağının 5. gününde, yayın yapan bir Cizreli aynen şunu söylüyordu: “Bakın her yerde yıkım var. 400 vekil alamayınca burayı da Kobani’ye çevirdiler.” Bu sitemin Tayyip Erdoğan’a olduğunu anlamak pek de zor olmasa gerek. Peki Cizreli için Kobani neyi ifade ediyor?
DEMİRTAŞ CİZRE’YE NE VEREBİLİR?
Cizreliler yıkımdan, savaştan, yokluktan ve ölümünden başka Kobani’yi ağızlarına almıyorlar. Onlar için Kobani’de ne kahramanlık var ne de devrim. Stalingrad’dan zaten haberleri yok. Peki 10 Eylül’de Cizre’yi Türkiye’nin Kobani’si ilan eden Demirtaş’ın bu yıkımda hiç mi payı yok? Barış bunun neresinde? Cizre’yi Kobani’ye çevirmek isteyen Demirtaş’a halk niçin itibar etsin? Demirtaş Cizre’ye ölümden başka ne verebilir? Cizre’yi Kobani yapmak, onu yok etmektir.
CİZRELİ KOBANİCİ DEĞİL!
Sokağa çıkma yasağının kalktığı Cumartesi günü BBC’den Hatice Kamer’e konuşan Cizreliler de aynı şeyi söylediler: "Cizre'den oy çıkmadı ya bu yüzden bizi evimizde hapsettiler. Bu yüzden ilçemizi Kobani'ye çevirdiler". Anlaşılan Cizre’deki yurttaşlar ne Erdoğancılar ne de Kobaniciler. Çünkü Onlar gerçekle yüz yüzeler. Kobani’de gelecekleri olmadığını biliyorlar. O yüzden PKK’yı da HDP’yi de istemiyorlar. Yaşam istiyorlar, refah, bolluk, bereket, huzur, nizam istiyorlar. Bunun için tek bir yol var: PKK’nın silah baskısından kurtulmak. Bunu kim sağlayacak: Türk Silahlı Kuvvetleri. İşte o gün Cizreli, Demirtaş’ın suratına tükürür!
Tevfik Kadan