Avrasya Suriye sorununa el koydu, Batı’nın planı bozuldu!

Abone ol

Rusya’nın Ankara Büyükelçisinin suikasta uğradığının hemen ertesinde Moskova’da Rusya-İran-Türkiye Dışişleri Bakanlarının üçlü toplantısı ve ortak açıklama metni Suriye’de oyunun yeni bir safhaya geçtiğini, rollerin değişmekte olduğunu gösteriyor. Suriye ordusunun Halep’in tamamını kontrol altına almak üzere başlattığı operasyonlarla eş zamanlı olarak ateşkes ve açılan insani koridordan sivillerin ve ılımlı muhalif denilen gruplar ile El Nusra gruplarının İdlip’e çıkarılması operasyonu Türkiye-Rusya işbirliğiyle uygulanma şansı buldu.

Daha önce ABD-Rusya ikilisinin denediği bu süreç başarılı olamamış, taraflar birbirlerini suçlamıştı. Ancak Türkiye’nin devereye girmesi de Batı koalisyonunda hoş karşılanmamıştı. Çünkü Batı genel anlamda Suriye/Rusya’nın Halep’te oyalanmasını isteyen bir durumun devamını arzuluyordu. Tam da bu dönemde Ankara’da Rus büyükelçi öldürüldü. Ancak Türkiye ve Rusya bunun bir tuzak oduğunu görmüş olacak ki Suriye üzerinde işbirliğini geliştirecek üçlü toplantıyı gerçekleştirdiler.

Ortak açıklama metnine bakıldığında bu üç ülkenin ateşkes, Halep’in Suriye yönetimi kontrolüne girmesi, insani yardım ve ateşkesin tüm Suriye’ye yayılması konusunda işbirliğine devam etmeyi vaad ederken, garantör ülke olacaklarını da beyan ediyorlar. Bu ifade bu üç ülkenin aslında Avrasya’nın Suriye sorununa el koyduğunun da belgesi olarak tarihteki yerini alacaktır.

Çünkü bu toplantıyla birlikte artık Suriye’de soruna samimi siyasi çözüm bulma süreci de başlamış olurken Suriye toplantılarının Batı’nın sahasında (Cenevre) değil Avrasya’nın sahasında (Astana/Kazakistan) yapılacak olması da Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinde Avrasya güçlerinin söz sahibi olacağının bir başka işaretidir. Sahada etkili olan ülkeleri de bu sürece katılmaya davet ederken kullanılan tanım (sahada etkili olmak) hangi ülkelerin kendini Suriye’de etkili gördüğünü beyan edecek olması açısından ilginçtir. Çünkü bu yeni sürece katılmayanlarlar Suriye’nin geleceğinde söz söyleme hakkı da olmayacaktır.

Bu ortak açıklama metnindeki “Şam yönetimiyle muhaliflerin görüşmelerinin destekleneceği ve muhtemel bir anlaşmanın garantörü olunacağı” ifadesiyle Türkiye, Şam yönetiminin şimdilik devam etmesine karşı çıkmayacağını ve 5 yıldır ısrarla sürdürdüğü Esad karşıtlığı pozisyonundan vazgeçtiğini de ilk defa resmi bir belgede beyan etmiş oldu. Bununla birlikte Moskova’da Rus meslekdaşıyla görüşen Milli Savunma Bakanının Halep’teki tahliye operasyonunu başarılı bir operasyon olarak nitelemesi de Türkiye’nin Suriye’deki olayları artık Batı gözlüğünden bakmaya vazgeçtiğinin bir başka işaretidir.

Toplantı sonrasında Bakanların bireysel açıklamalarında Suriye konusunda tam bir mutabakatın olmadığının emareleri (IŞİD ve El Nusra dışında hangi grupların terörist olup olmadığı gibi) görülse de artık, tabiri yerindeyse, Rusya-İran-Türkiye üçlüsü Suriye bağlamında “atı almış Astana’ya ulaşmış” ve sorunu Avrasya’nın avuçlarının içine bırakmıştır. ABD her ne kadar sahada biz de varız dese de şimdilik süreç dışında kalmış gibi gözükmektedir. Ancak ABD ‘nin bu işin peşini bırakacağını ve pes edeceğini düşünmek de gerçekçi olmaz. Batı ve özelinde ABD’nin yeni hamleler yapacağı gözardı edilemez.

Cahit Armağan Dilek

ulusalkanal.com.tr

Uzman Çavuş Ali Yılmaz'ın dede ocağına acı haber ulaştı Gündem Van'da FETÖ/PDY operasyonu Gündem Şans Topu çekildi Gündem Ankara'da terör örgütü PKK soruşturması Gündem