Tayyip Erdoğan: Vatandaşlıktan çıkarılabilirler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Avukatlar Günü sebebiyle düzenlenen törende konuştu. Erdoğan, "Son zamanlarda akamisyen olduğuna göre tutuksuz yargılansın. Ne demek! Suçluysa tutuklu yargılanacak. Bunların kararlılığı yargıda adaletin tecellisini de gerektirir" ifadelerini kullandı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Düşüncenin ifade edebilmesine imkan sağlayacak çoğulcu bir yapı tesis edilmeli. Meslek kuruluşlarının seçim yöntemleri değiştirilmeli. Hükümetin ve Meclis'in üzerine düşenleri süratle yerine getirmesi ile bu konunun çözüleceğini düşünüyorum. Bizim inancımızda adalet kavramının, hukukun çok önemli bir yeri var.
'KİMSE SİZE İTİBAR, GÜÇ VERMEZ'
Avukatlık müessesesi ne kadar iyi olursa adalete o kadar katkıda bulunacaktır. Kimse size itibar, güç vermez. Bunun mesleki kabiliyetlerinizle, duruşunuzla sağlacak olan sizsiniz. Ülkemizde adliyede görevini yapan bir savcımızı şehit eden teröristlere hukuki yardım sağlayan güya avukatlara şahit olduk.
"SUÇLUYSA TUTUKLU YARGILANACAK!"
Avukatlık bürosu adı altında teröristlere yardım eden sözde avukatların olduğunu biliyoruz. Aynı durum gazeteci, akademisyen, doktor, öğretmen kimliği taşıyanlar için de geçerlidir. Son zamanlarda akamisyen olduğuna göre tutuksuz yargılansın. Ne demek! Suçluysa tutuklu yargılanacak. Bunların kararlılığı yargıda adaletin tecellisini de gerektirir. Bizim ülkemizde avukatlar kanaat önderi, milletin sözcüsü vazifesini gören insanlar konumundadır.
AVUKATLARA ÇAĞRI
Şu anda ciddi sayıda oran itibariyle en yüksek oranda avukatlardır, hukukçulardır. Devletin yönetimi hukuk, adalet üzerine bina edilir de onun için. Bu yönüyle tüm avukatlarımızı toplumsal alanın her yerinde görmek istediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Merhamet ve adalet o kadar önemli ki, bizler merhamet ve adalet peygamberinin izinden giden bir milletiz.
"SİZLERİN YANINDA OLACAĞIM"
Avukatlarımızın çözüm bekleyen sorunları elbette vardır. Bunların çözümü konusunda sizlerin yanında olacağımı tekrar ifade etmek istiyorum. Benim de danışmanların ağırlıklı kısmını hukukçular teşkil ediyor. Çünkü buradaki çalışmaların temelini de onun oluşturduğuna inanıyorum.
"MİLLETİMİZİN İNANCINI HEDEF ALDILAR"
Bugün Türkiye'nin başına musallat olan sorunların başında, özüyle, geçmişiyle uyuşmazlığını görürsünüz. Milletimizin inancını hedef aldılar, milletimizi geçmişine düşman etmek istediler, toplum mühendisliğiyle toplumu belirli kalıplara hapsetmek istediler, mezhep farklılıkları üzerine kurgulara giriştiler hepsi de sonuçsuz kalınca 2013 yılında itibaren yeni olayları ortaya koydular. Önce Gezi olaylarıyla sosyal bir kaos çıkarmayı hedeflediler. Bu işe sempatiyle bakanlar bile "Mesele Gezi değil, sen hala anlamadın mı" şifresini duyunca geri çekildiler. Ben milyarlarca fidan ve ağaç dikmiş bir başbakan, belediye başkanıydım. Bu tutmadı.
"GEZİ OLAYLARININ ÜST AKIL OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM"
Ülkemizin uzun süre farklı isimler altında vesayet rejimlerinin baskısı altında kaldı. Gezi eylemleri üzerinden sosyal bir kaos çıkarmak istediler. Bölücü terör örgütü temmuz ayında eylemlerine başladığında örgütün zekasını aşan bir planlamanın olduğunu gördüm. Gezi olayları da içeride kurgulanmış bir şey değildi. O zaman da söylemiştim bu olay 'üst akıl'ın işidir demiştim. Şimdi o üst akıl ortaya çıktı.
"ABD ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ YA..."
Son seyahat. Brookings Enstitüsü'nde konuşmam var, malum yapılar gelmiş. 100-150 kişiler. Hayatta biraraya gelemeyecekler orada; PKK, PYD, ASALA, paralel devlet yapılanması ve Atatürkçü Düşünce Kuruluşu da orada. Kimisi YPG'nin paçavrasını sallıyor, paralel yapı temsilcisi orada; onlar birbirine girdi, öbür tarafta bizi destekleyen bir grup. Bağırdıkları kim Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı. Tablo açık ve net ortada. Kimler, kime, karşı nerede bir araya geliyor? Güvenlik güçlerinin müdahalesi söz konusu değil. Orası özgürlükler ülkesi. Obama'ya Twitter'dan ölüm tehdidi gönderen birisi 3 yıla mahkum oluyor. Özgürlükler ülkesi ya. Bana onca ölüm tehditleri oluyor, alsak alsak tazminat alıyoruz. Onu da avukat arkadaşlara 'Bildiğiniz gibi yapın' diyorum.
"BİZ ASLANCA MERTÇE DAVRANMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Devlet olarak terör örgütüyle mücadeleyi hukuk, ahlak, adalet içinde yürütmezsek bizim için 3 günlük iştir. Şeytan'ın bile aklına gelmeyecek şekilde döşedikleri patlayıcılarla insanlıktan nasibini almadıklarını göstermişlerdir. Biz aslan gibi, mertçe davranmaya devam edeceğiz. Biz düşmanını arkasından vuran değil, göğüs göğüse vuran bir millet olduk. Bu milletin tarihinde alçaklık, soykırım yoktur.
"TERÖR ÖRGÜTÜ YANDAŞLARI VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTILACAK"
Terör örgütünün güdümüne giren akademsiyenlerin, memurların elinde bomba olan terör örgütü mensuplarından farkı yoktur. Terör örgütünün yandaşlarını vatandaşlıktan çıkarmak dahil tüm önlemleri almak durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kem gözle bakan herkese milletim adına Cunhurbaşkanı sıfatıyla meydan okuyorum.
"ARTIK BU ÜLKENİN TERÖRİSTLERLE OTURUP KONUŞACAK BİR ŞEYİ YOKTUR"
İpe un sermenin de anlamı yok. Hala birileri ipe un seriyor. Sayın Başbakan çıktı açıklama yaptı. Hangi partiden olursa olsun bunların dokunulmazlıkları kaldırılması konusunda. Burada yargılama merci siyaset mi değil? Yargı topu parlamentoya attı. Parlamentoya düşen yargılamanın önünü açmaktır. Bu konuda yasal düzenleme parlamentodan bir an önce çıkarılmalı. Artık bu ülkenin teröristlerle oturup konuşacak bir şeyi yoktur. O iş bitmiştir. Ya silahlar betona gömülür ya da güvenlik güçlerimiz bedelini ödetir.