Sanık general, darbenin planlandığı evdeki parmak izini inkar etti

Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davaya devam edildi

Abone ol

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davada, İstanbul'daki eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık savunmasını yaptı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, İstanbul'daki eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Harmancık savunmasını yaptı. Darbe girişimi öncesi Adil Öksüz liderliğinde Konutkent'teki bir villada yapılan toplantılara katılmadığını ve parmak izi bulunduğu suçlamasını reddeden Harmancık, "Eğer bu parmaklar o evin içine gidip, iz koyduysa ben burada kafama sıkarım." dedi.

Sanık Harmancık, 17 Temmuz'dan itibaren tutuklu olduğunu ve 3 bin 300 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığını belirtti. Savunmasında, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeliğine değinen Harmancık, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Sözde konseyde 38 kişi bulunduğunu ancak bunlardan ikisinin denizci olduğunu ifade eden Harmancık, eğer konsey içinde olsaydı, bu haliyle konseyde Deniz Kuvvetlerinden ikiden fazla ismin yer alması gerektiğini iddia etti. Harmancık, kuvvet komutanlarının da buna karşı olacağını öne sürdü.

Konseyde yer alan isimlerden bir kaçının dışındakileri ne şahsen, ne de ismen tanıdığını iddia eden Harmancık, darbe planlaması için bu kişilerin birbirini tanıması gerektiğini de bildirdi.

Harmancık, bu yapıda ve formatta bir konseyin darbe faaliyetlerinde bulunmasının mümkün olmadığını ve listenin iddianameden "yok" sayılmasını talep ettiğini belirterek, listenin, konunun uzmanı sivil bir bilirkişi heyetince incelenmesini de istedi.

Atama listelerinin hazırlanmasında yer aldığı suçlamasının yanı sıra terör örgütü üyeliğini de reddeden Harmancık, asker olduğunu ve sadece asker olan şahıslardan emir aldığını kaydetti.

Harmancık, 40 yıldır TSK mensubu olduğunu, verilen görevleri gece gündüz demeden, aldığı maaştan başka bir beklentisi olmadan yaptığını, amirlerinden hep takdir ve taltif gördüğünü savundu.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu dahi görev yaptığı süre boyunca çalıştığı bazı amiralleri tanıklık yapmaları için çağıran Harmancık, söylediği kişilerin dinlenmesinin mahkemenin kararına da yardımcı olacağı iddiasında bulundu.

Harmancık, "Dinledikten sonra hala benim yasa dışı örgüt üyesi olduğumu düşünüyorsanız, 3 değil 5, 5 değil, 10 kere ceza verin." diye konuştu.

"Akar'ı iknaya çalışmadım"

Savunmasında, 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'nde bulunduğunu ancak buraya niye geldiğini anlatmayan Harmancık, terör saldırısı beklendiği ve sonrasında TSK'nın yönetime el koyduğuna ilişkin haberleri de orada duyduğunu iddia etti.

İlerleyen zamanlarda, Genelkurmay Başkanlığınca yazılan sıkıyönetim direktifini ve kendisi için yazılan "Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı" olduğu mesajını gördüğünü anlatan Harmancık, "İddia edildiği gibi ben bu mesajın hazırlanması, atama listelerinin oluşturulmasında hiçbir çalışma yapmadım, çalışmaların içinde yer almadım." dedi.

Harmancık, "Yine iddia makamının iddia ettiği şekliyle, ben Akıncı Üssü'ne gelmesini müteakip Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a televizyondan bir video okumak için iknaya çalışmadım." diye konuştu.

Akşam Akıncı Üssü'nde durumu anlamaya çalışırken televizyonları da takip edip meslektaşlarına telefon ettiğini vurgulayan Harmancık, gece saatlerinde Akar'ın üsse geldiği haberini duyduğunu ifadi etti. Harmancık, komutanın kiminle, neden ve nasıl üsse geldiğini bilmediğini savunarak, şunları anlattı:

"Bir süre sonra Genelkurmay Başkanı'nın beni çağırdığını söylediler. Üs komutanının odasında bulunan Genelkurmay Başkanı'nın yanına gittik. Orada olanlardan sadece Mehmet Dişli ve Kubilay Selçuk generalleri tanımışlığım vardır. Bir generalin de Hakan Evrim olduğunu sonradan öğrendim.

Genelkurmay Başkanı heyecanlı gözüküyordu. Ben, elimdeki kağıtlardan birkaç saattir tuttuğum notları ve TRT bildirisinden aldığım notları okudum. Benim okuduğum, imzalanmasını istediğim bir bildiri değildir ve ben orada herhangi bir grubu temsilen bulunmuyordum. Kimsenin sözcüsü değildim. Kendisine, orada bulunanların yönetime el koyma girişimi olduğunu, sıkıyönetimin ilan edildiğine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı emirlerinin birlikler tarafından alınmış olduğu ve TSK personelinin komuta kademesinin hareketin başında olduğunun bilindiğinden başka bir şey değildir. Ayrıca sıkıyönetim direktifi ve TRT bildirisinin yayınlanmasından sonra kendisinin basına bir açıklama yapmasına ihtiyaç olduğu da ifade edilmiştir. Yani ne ilk görüşmemizde, ne de takip eden görüşmede ben Genelkurmay Başkanımızı bir bildiri imzalamaya zorlamadım, böyle bir teklifte bulunmadım."

Olanların "Pis bir iş olduğunu" Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'la konuştuktan sonra anladığını iddia eden Harmancık, bu görüşmenin ardından 143. Filo bölgesine gittiğini belirtti.

Akıncı Üssü'nde kaos, karmaşa ve bilgi kirliliği olduğunu, buradan hiçbir faaliyetin yönetilemeyeceğini iddia eden Harmancık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyondaki konuşmasını dinledikten sonra "pis bir oyunun" içine çekildiğini iyice anladığını öne sürdü.

Gece saat üçten sonra Akıncı Üssü'ndeki kalabalığın dağılmaya başladığını ancak kendisinin sabaha kadar beklediğini anlatan Harmancık, "(Neden sana kimse bir şey yapmadı?) diyebilirsiniz. Çünkü ben onlara göre İstanbul'da olması gereken bir Amiral'dim. Ben hesapta yoktum. Bana göre hesap yapmamışlardı ya da yaptılar ben farkına varamadım. Ya da denizci olduğumdan kaale almadılar, kendi telaşları vardı, telaşları yetti onlara." diye konuştu.

Konutkent'teki toplantılara katıldığı iddiası

Konutkent'teki bir villada Adil Öksüz liderliğinde darbe planlaması yapıldığı ve kendisinin de burada bulunduğu yönündeki suçlamayla ilgili Harmancık, evde parmak izi çıktığı iddiasının da kesinlikle doğru olmadığını savundu.

Harmancık, şöyle konuştu:

"Ben parmak izi yüzünden 12 gün sorgulandım TEM'de. Polis arkadaşlar ısrarla birinci dakikadan itibaren ayrılacağım dakikaya kadar parmak izinin benim olduğunu söyledi. İlk duyduğum dakikada söylediğim şey 'eğer o parmak izi benimse, bu parmaklar benim değil, kesin alın.' dedim. 'Eğer bu parmaklarımla o eve girip, iz koyduysam ben bu parmakları istemiyorum.' dedim. O gün bunu söyledim. Bugün bir kere daha artırarak söylüyorum. Eğer bu parmaklar o evin içine gidip, iz koyduysa ben burada kafama sıkarım."

Harmancık, darbe girişimini kimin yaptığını bilmediğini, bunun bir grubun istemesiyle, planlamasıyla tasarlanamayacağını, icra edilemeyeciğini savunarak, şöyle devam etti:

"Böyle bir darbe girişimi ancak ve ancak TSK içinde varlığını devam ettiren güç odaklarının bir kaçının işbirliğiyle planlanabilir. Bu darbe girişiminin de stratejik azmettiricileri olduğu açıktır. Öncesinde darbe için operatif seviyede anlaşan, darbeyi tasarlayan bir kısım güç odakları ise sonrasına ilişkin anlaşmazlıkları, darbe girişimine verecekleri operatif desteği çekmişlerdir.

Bir de aldatılarak, kandırılarak, istismar edilerek, yanlış yönlendirilerek tuzaklanarak veya zorla darbe teşebbüsü içine taktik ve teknik seviyede dahil edilenler vardır ki bunların darbeye ilişkin hiçbir malumatı yoktur, olamaz. Bunların, idareyi kimin nerede kiminle ne zaman planlandığını bilmesi mümkün değildir.

TSK'daki bazıları ise darbeyi 15 Temmuz gecesi herkesle öğrenmiş olsalar bile o gece sesiz kalarak kazananın kim olacağını görmeyi beklemişlerdir. Operatif seviyede darbecilerin kim olduğunu tespit edebilmek için 15 Temmuz sonrası kazananların kim olduğuna bakmanın yeterli olacağını düşünüyorum. Kazananlardan kastım TSK'daki kazananlardan bahsediyorum."

Harmancık'ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.

Çapraz sorgu

Emniyet, savcılık ve nöbetçi sulh ceza hakimliği ifadeleri okunan Harmancık, savunmaların büyük kısmını kabul ederken, bazı kısımların sehven yazıldığını ileri sürdü.

Harmancık'ın avukatı Mustafa Doğandoğanoğlu, müvekkilinin darbe girişimi sırasında kurye uçağıyla İstanbul’a dönmek için Akıncı Üssü'nde olduğunu öne sürdü.

Cumhuriyet Savcısı Aytekin Cenikli, kurye uçağıyla Akıncı’ya gittiği öne sürülen Harmancık’a daha önce Akıncı Üssü’ne gidip gitmediğini ve kurye uçakla seyahat edip etmediğini sordu.

Sanık Harmancık ise daha önce Akıncı Üssü’ne gitmediğini belirterek, "Üsse, kurye uçağında yer olabileceğini düşünerek gittim. Yanlış yaptım, en büyük hatam oraya gitmek oldu." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Akıncı Üssü'nde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın kendisini yanına çağırdığını öne süren Harmancık'a, Genelkurmay Başkanı Akar'ın kendisinin orada olduğunu nasıl bildiğini sordu. Harmancık'ta bir astsubayın gelerek Genelkurmay Başkanı Akar'ın kendisini çağırdığını söylediğini ve Akar'ın kendisinin orada olduğunu nasıl öğrendiğini bilmediğini ileri sürdü.

Darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'ndeki 143. Filo'ya gittiğini belirten Harmancık, "Akıncı Üssü'ne gittiğim ilk anda, kendimi kargaşada buldum. Olağanüstü bir durum olduğu ortadaydı ama darbe girişiminin yönetildiğini anlayamazdım. Kaos ve karmaşa vardı, normal bir faaliyet bile yapılamazdı. Bulunduğum yerde sivil kimse yoktu, gördüğüm herkes askerdi. Adil Öksüz'ü görmedim, 143. Filo dışında üssün başka yerlerinde olanları bilmiyorum." savunmasını yaptı.

Tanımadığı bir albayın yanına gelerek, sözde "sıkıyönetim direktifleri"ni kendisine verdiğini öne süren Harmancık, sözde atama listelerini de burada gördüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Muhammet Aydın da HTS trafiklerinde görüştüğü kişilerden çoğunluğunun darbe girişimi sanıkları olduğuna işaret ederek, "Ömer Faruk Harmancık, çok mu şansız yoksa kötü bir çevresi mi var?" sorusuna Harmancık, "O listedeki kişiler kötü bir çevre değil. Deniz Kuvvetleri komutanlığındaki amiralleridir, evimde olsam yine bu kişileri arardım.” yanıtını verdi.

Müşteki avukatının, "30 yıllık askersiniz, kurye uçağını kullanmak ilk kez o gece mi aklınıza geldi?" sorusuna Harmancık, "Bu soruya cevap vermek istemiyorum." dedi.

Sanıklardan Hakan Evrim'in Genelkurmay Başkanı Akar'a "Sizi, kanaat önderimizle görüştürelim." ifadesi hatırlatılan Hamancık, "Böyle bir ifade duymadım, duysaydım orada bulunmazdım." diye konuştu.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile daha önce görüşüp görüşmediği sorulan Harmancık, "O isimle aynı davada sanığım. O bir numaralı sanık, ben de 5 numaralı sanığım. Görüşmediğimi binlerce kez söyledim." yanıtının ardından söz alan müşteki avukatı, "Bu darbeyi net bir şekilde Fetullah Gülen yapmıştır." diyor musunuz? diye sordu. Harmancık da "Yok, diyemem." yanıtını verdi.

Darbe girişiminin planlandığı ve toplantıların yapıldığı belirtilen evde parmak izinin kendisine ait olmadığını ileri süren Harmancık’a parmak izinin nasıl konulduğu da soruldu.

Harmancık, "Parmak izimin kim tarafından, nasıl konulduğunu bilmiyorum. O izin bana ait olmadığına dair Allah'tan başka şahidim yok, şahit olarak da Allah bana yeter." cevabını verdi.​

Davaya yarın devam edilecek.

Yıldırım: FETÖ'nün kökünü temizleyene kadar bize durmak yok Gündem TBMM'de Katar'a asker anlaşması kabul edildi Gündem Tunceli’de patlama: 2 asker yaralı, çatışma sürüyor Gündem Genel Kurul’da Katar anlaşması öne çekildi Gündem