Şort giyen hemşireye tekme atan saldırganın savunması şoke etti
Şort giydiği gerekçesiyle 23 yaşındaki hemşire Ayşegül Terzi'yi otobüste darp eden Abdullah Çakıroğlu'nun yargılaması başladı. Tekmeci "Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu" diye konuştu. Tekmeci, mağdurun kıyafetiyle insanların şehvet duygusunu kabarttığını savundu, "Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi. Ayşegül Terzi ise savunması sırasında sanığın müdahale etmesi üzerine ağlayarak "Lütfen bana müdahale etmesin" dedi.
İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ayşegül Terzi mahkeme salonunun arka kapısından alındı. Terzi'nin anne ve babası da duruşmada hazır bulundu.
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ise duruşma salonuna en son alındı. Çakıroğlu'nun salona girmesiyle Ayşegül Terzi gözyaşlarını tutamadı. Duruşma salonuna polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Çok sayıda izleyicinin katıldığı duruşmaya bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da katıldı.
Çakıroğlu kendisini şu sözlerle savundu: "Ege'de Murat diye bir Hocaefendi var. Kendi kendime konuşmalarım artınca onu arayıp yine ilaçlarımı gönder dedim. İlaçları beklerken çalışıyordum. 2-3 gün üst üste nöbete kalınca da psikolojim arttı. Konuşmalarım arttı. Bu artınca bu otobüsteki hadise vuku buldu.
"YAPTIĞI DOĞRU DEĞİL"
Otobüste bayanı gördüm. Oturuşu müstehcendi. Kendisine doğru oturmasını söyledim. O da bana sana ne anlamında bir işaret yaptı. Ben durumu hazmedemedim. İstemdışı vurdum. Yaptığımı doğru bulmuyorum. Ama bayanın yaptığını da doğru bulmuyorum" dedi. Hastalığı yüzünden istemdışı hareket ettiğini savunan Çakıroğlu, "Uyardım. Kendisi umursamadı. Oturuşunu düzeltmedi" dedi. Attığı tekmeden sonra, "Bunların kafasını koparmak lazım" sözünü kullanmadığını söyleyen sanık otobüsteki kişiler tarafından dövüldüğünü söyledi.
CEZAEVİNDE DARP EDİLDİM
Ayşegül Terzi'nin bayılmadığını söyleyen Çakıroğlu, "Konuşmalarıyla herkes beni dövdü. Aşağı indirip tekrar dövdüler. Cezaevinde de darp edildim. Sonuçta bu olayda sara hastalığımın etkisi büyüktür" dedi.
"BANA CİNLER MUSALLAT OLMUŞ"
Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün tedavi gördüğünü anlatan Çakıroğlu, "Başka da bir sağlık kurumunda tedavi görmedim. İzmit bölgesinde de bir hocaya gittim. Orada beni okudular. Cinler musallat olmuş bana öyle dediler" dedi.
KIYAFETİ ŞEHVET DUYGUSUNU KABARTIYORDU
Çakıroğlu savunmasında, "Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu" dedi. Çakıroğlu müşteki Terzi'nin giyimi ile insanların şehvet duygusunu kabarttığını iddia ederek, "Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsünün olması gerekiyor. Gayrimüslümse kendini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi halde insanın şehvet duygusunu uyandırıyor. Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi.
AVUKATLARININ ARKASINDA İFADE VERDİ
Ayşegül Terzi'nin ruhsal durumunun iyi olmadığı gerekçesiyle avukatı, Terzi'nin önünde durmak istediğini söyledi. Avukatlarının arkasında durarak ifade veren Terzi, "Ben sabah Giresun'dan gelmiştim. Üst üste nöbetlerim vardı. Paraya ihtiyacım olduğu için kendime nöbet yazdırmıştım. Kurban kesecektim vekalet vermek için babama gitmem lazımdı. Üzerimde sivil kıyafetlerim vardı. Otobüse binince koltuğa oturdum. Annemle telefonla konuşuyordum. Bayramlaşıyordum. Yüzüme tekme attı. Sonrasını hiç hatırlamıyorum. Sadece uzun siyah saçlı birini hatırlıyorum benim de başıma gelebilirdi diyordu" dedi.
LÜTFEN BANA MÜDAHALE ETMESİN
İfadesi sırasında sanık müdahale edince sinirlenen Terzi ağlayarak, "Lütfen bana müdahale etmesin" dedi.
SAVUNMASINI TAMAMLAYAMADI
Ağlamaya başlayan Terzi savunmasını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Mahkeme Başkanı sakinleşmesi için Terzi'ye zaman verdi.
"BACAKLARIM KAPALIYDI"
Sonrasında ifadesine devam eden Terzi, "Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Sadece otobüse bindiğimde elimdeki poşetleri bacağıma koyduğumu biliyorum. Bacaklarım kapalıydı" dedi. Hastanede doğru muayene edilmediğini söyleyen Terzi, "Karakolda söylediklerim de tutamağa doğru yazılmadı. Ben sonra kendi çalıştığım hastaneye gittim. Arkadaşlarım beni karşıladı. Ağrı kesici ve sakinleştirici yaptılar. Bütün gün hastanede kontrol altında tutuldum. Ağzımın içinde yaralar vardı. Doktor dikiş atılması gerektiğini söyledi. Ama ben istemedim. Çünkü korkuyordum" dedi.
"EVİME ÇOK YAKIN OTURUYOR"
Sanığın suçlamalarını kabul etmediğini söyleyen Terzi, "Yaptığı eylemi de dine bağlamasını kabul etmiyor ve doğru bulmuyorum. Ben tekrar bunu yapabileceğini düşünüyorum. Evime çok yakın oturuyor. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum" dedi.
Sık sık ağlama nöbeti geçiren Terzi'yi avukatları sakinleştirdi. /Hürriyet