Gören halife seçiyoruz sanır
Aydınlık yazarı Tuna Kiremitçiçatı adayı ve halife konusunu ele alarak köşesini bu konuya ayırdı.
İşte o yazı:
Muhalefetin "çatı adayı" ilan edildikten sonra televizyondaki tartışma programları süper eğlenceli oldu.
Uzmanların şaşkınlık içindeki yüzleri, hiçbir yere varmayan analiz çabaları, kem-küm edişler falan...
Ben fakir ise siyasetten anlamadığı için olacak, gazeteci Atılgan Bayar'ın çok gizemli bir sözünü hatırladı.
Geçen yıl birdenbire "Tayyip Erdoğan de facto halifedir ve ben ona biat ediyorum!" deyivermişti sosyal medyada.
Pek çok kişi onun kafayı yediğini düşünmüştü. Başbakan'ın gözüne girmek uğruna keçileri kaçırdığını falan...
Ama Atılgan geri adım atmadı. Yeni Asır'daki yazısında meseleyi temellendirmeye çalıştı.
"Hilafet; Şeyhülislamlık makamı gibi dinsel bir kurum değil, seküler bir kurumdur. Müslümanların siyasi temsilcisi demektir" dedi.
"Cumhuriyet'e karşı olan saltanattır. Hilafet değil. Öyle ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk iki yılında Meclis'in seçtiği halife vardır" dedi.
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'ta, 'hilafet kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde mündemiçtir' yani içerilir, demiştir" dedi.
Sonunu da şöyle bağladı: "Ama en önemlisi çok uzun zamandır, Batı dünyası, İslam ümmetine kendi kontrolünde bir 'halife' atayabilmek için çalışmalar yapmaktadır. Bunun için seçilmiş ve hazırlanan adaylar da vardır."
Şimdi bakıyoruz İhsanoğlu'nun kimliğine: Mısır doğumlu, El-Ezher mezunu, İslam Konferansı Örgütü'nün Genel Sekreterliğini 8 yıl yapmış.
Aydınlık'ın haberinde kendisinden "Suudilerin, dolayısıyla ABD'nin önemsediği kişi" şeklinde bahsediliyor.
"Amerikancı İslamı yayan IRCICA'nın ilk başkanı" deniyor. Cemaat'ten teveccüh gördüğünü öğreniyoruz.
O zaman dönüyoruz Atılgan Bayar'ın gizemli sözlerine: "Tayyip Erdoğan de facto halifedir ve ben ona biat ediyorum!"
Atılgan haklıysa ne zaman "de facto" halife oldu Erdoğan? Herhalde Davos'taki "van minüt" çıkışında.
İslam alemindeki mazlum milletlerin süper kahramanı gibi davranmaya başlaması o günlere rastlar...
İşte Ekmeleddin İhsanoğlu bu "van minüt" olayına "karşı tarafın" verdiği rötarlı bir cevap belki de.
Aynı zamanda, Türkiye'nin artık başka bir ülke olduğunun muhalefet tarafından da kabulü.
Manzara ilginç sahiden: Gören de Osmanlı diyarı "Cumhurbaşkanı" adı altında halife seçmeye hazırlanıyor sanır.
Haliyle, "De facto halife" Erdoğan'a karşı İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri "çatı adayı" yapıldı zanneder.
O vakit bu seçimde Mısır, Eflak-Boğdan, Filistin, Bosna, Suriye, Kırım halklarının da oy kullanması münasip olur.
Şaka bir yana, insan merak ediyor: Yılmaz Özdil oyunu İhsanoğlu'na verecek mi vermeyecek mi?
ulusalkanal.com.tr