Çuval çarşı iznine çıkan ''gariban'' ABD askerine mi geçirildi?
İşçi Partisi Öncü Gençlik ve Türkiye Gençlik Birliği üyelerinin Amerikan askerlerine geçirdiği çuval tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yapılan çuval eyleminin "yöntemi ve muhatabına ilişkin" sorulara TGB İstanbul İl Başkanı Uğur Aytaç'tan yanıt geldi.
Yazısında "Çuval çarşı iznine çıkan 'gariban' ABD askerine mi geçirildi?" sorusuna Aytaç, "Irak’ta tetiği çeken o “gariban” askerdir. Suriye’de ÖSO’ya istihbarat sağlayan yine o “gariban”dır. Guantanamo’daki işkencecidir. En temiz masa başı elemanı bile insansız hava aracından verdiği istihbaratla bombardımanların pilotlarından farksızdır" yanıtını verdi.
TGB İstanbul İl Başkanı Uğur Aytaç'ın "Çuval" başlıklı yazısı şöyle:
Çuval eylemimiz yankılarıyla birlikte bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle eylemin yöntemi ve muhatabına ilişkin itirazları mercek altına almak gerekiyor. Çünkü tartışılan şey tek bir eyleme ilişkin değerlendirme değil gelecekte yine karşımıza çıkacak anlayışlarla alakalıdır.
Söz konusu eylem demokratik protesto mudur? Yoksa şiddet mi içermektedir?
Düzen her hangi bir alanda kendisinin simgesel ya da işlevsel varlığına karşı gelişen eylemlerden korunmak için tarih boyunca vandalizm/terörizm sözcüklerine sarılmıştır. Mustafa Kemal asi, Deniz Gezmiş ve arkadaşları terörist ilan edilmiştir. Çünkü programları, talepleri ve uygulamaları radikaldir.
Şüphesiz gerçekleştirdiğimiz eylem radikal bir protestodur. Ancak radikal olan eylemin yönteminden önce içeriğidir. ABD’nin bölgedeki askeri ve siyasi varlığına karşı girişilen bu protestonun asıl rahatsız ediciliği siyasi muhtevasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında yöntem olarak da radikaldir. Kırmızı boya atmak ve çuval geçirmek her zaman, her gün kullandığımız protesto yöntemleri değildir. Ancak unutulmaması gerekir ki yöntemin sertliğini belirleyen şey ABD ordusunun Ortadoğu ve tüm dünyada katlettiği, tecavüz ettiği milyonlarca insandır, kışkırttığı iç savaşlardır. Dünyanın en büyük ve kanlı kiralık katil şebekesine karşı girişilecek eylem elbette her zaman gerçekleştirdiğimiz eylemlerden daha sert ve kesin yöntemleri kullanacaktır. Arbede görüntülerinden adeta estetik kaygılarla rahatsız olanlara hatırlatalım: yer yüzünde yaşanan acılar ve bunlara karşı gelişen öfke patlamaları maalesef estetik değildir. Nitekim o askerlerin sağlığına zarar verecek bir girişimde bulunulmamıştır. Yaşadıkları korku ve tramvayı ise işledikleri cürümlerin bedeline saysınlar.
Eylemin muhatabı çarşı iznine çıkan “gariban” Amerikan askeri midir?
Evet. Seçimlerin ahlaki ve politik sorumlulukları vardır. ABD ordusunda daha iyi maddi koşullarda yaşamak, belki çocuğunu üniversiteye göndermek gibi gayelerle çalışan insanların ne kadar “gariban” olduğu anlatılır oldu. Bugün kim hangi gerekçeyle olursa olsun yeryüzünün en büyük cinayet şebekesinin maaşlı elemanı olmanın ahlaki ve politik sorumluluğundan kaçamaz.
Irak’ta tetiği çeken o “gariban” askerdir. Suriye’de ÖSO’ya istihbarat sağlayan yine o “gariban”dır. Guantanamo’daki işkencecidir. En temiz masa başı elemanı bile insansız hava aracından verdiği istihbaratla bombardımanların pilotlarından farksızdır.
Eğer mesele vicdansa, bu şebekenin bir parçası olmanın sorumluluktan azade olmak anlamına gelmesi hangi vicdana sığıyor?
Bu insanlar ABD ordusuna katılmanın yani 30.000 Dolar ek gelir elde etmenin ortak oldukları suçlara değmeyeceğini görmek zorundalar. Bunu anlatamazsınız, buna ha diyince ikna edemezsiniz.
Onları rahatsız etmek, konfor alanlarını delik deşik etmek zorundasınız. Bu işi onlar için daha keyifsiz ve daha korkulacak hale getirmek zorundasınız.
Lübnan’da çarpışanlara, Filistin’de intifada çocuklarına selam durmak zorundasınız.
Onuru her gün ayaklar altına alınan Türk halkına cesaret ve umut aşılamak zorundasınız.
Kısacası, o çuvalı geçirmek zorundasınız.
ulusalkanal.com.tr